RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Uğurböceği
D. H. Lawrence, Çevirmen: Canan Vaner, 112 syf., İthaki Yayınları, 2024.
“Lawrence, kim olursak olalım, yaşamamız gerekenden daha sönük yaşadığımızı kabul etmemizi sağlıyor.” —THE NEW YORK REVIEW OF BOOKS
Birinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği yıllarda, İngiltere’de aristokrat bir kadın olan Leydi Daphne kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Savaşın yaraladığı kocasıyla birlikte sürdürdüğü hayatta, yitirdiği tutkunun izlerini ararken bir Alman savaş esiri olan Kont Dionys’in varlığı, Daphne’nin iç dünyasında derin yankılar uyandırır. Bu yasak çekim, ona hem arzuladığı özgürlüğü hem de toplumun koyduğu sınırlarla hesaplaşmayı getirir.
H. Lawrence’ın insan ruhunun karanlık köşelerini ve aşkın gizemli doğasını çarpıcı bir şekilde işlediği Uğurböceği, duygusal yoğunluk ve psikolojik derinlikle örülü bir başyapıt. Toplumsal normlar, aşk ve savaşın yarattığı kırılganlık arasında sıkışmış bir kadının içsel yolculuğunu anlatan bu kısa roman, bireysel arzular ve ahlaki ikilemlerle dolu bir dünyaya kapı aralıyor.
Tilki
D. H. Lawrence, Çevirmen: Canan Vaner, 112 syf., İthaki Yayınları, 2024.
“Hiç kimse, cinsellik ve aşkın güç mücadeleleri hakkında ondan daha iyi yazmadı.”
—DORIS LESSING
Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde, İngiltere kırsalında kendi başlarına ayakta kalmaya çalışan iki kadın –banliyö hayatını geride bırakıp taşrada yeni bir yaşam kurmaya karar veren Nellie ve Jill– yalnızlığın ve özgürlüğün sınavını verir. Ancak huzurlarını bozan bir davetsiz misafir vardır: Ormandan çıkıp çiftlik hayvanlarını tehdit eden sinsi bir tilki… Tıpkı onun gibi, uzak diyarlardan gelen bir yabancı olan Henry de yaşamlarına sinsice süzüldüğünde, ikili sınırlarını ve ilişkilerini zorlayan bir güçle karşı karşıya kalır.
H. Lawrence’ın ustaca kaleme aldığı Tilki, hayvanların vahşi özgürlüğünden ilham alarak bireysel arzuların, içgüdülerin ve insan doğasının derinliklerine iner. Zekice kurgulanmış karakterler ve doğayla iç içe bir atmosferde, özgürlük arayışının sınırlarını zorlayan bu etkileyici hikâye, tutkuların, güç mücadelesinin ve insan kalbinin kırılganlığının unutulmaz bir portresini sunuyor.
Albayın Fotoğrafı
Eugène Ionesco, Çevirmen: Ersel Topraktepe, 120 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Gergedan, Kel Şarkıcı, Gönüllü Katil gibi tiyatro oyunlarıyla absürt tiyatronun öncülerinden ve çağdaş edebiyatın uyumsuz temsilcilerinden sayılan Eugène Ionesco’dan bir öyküler toplamı: Albayın Fotoğrafı.
İnsanın dünyadaki varoluşunun saçmalığını dilde yaşanan yabancılaşma aracılığıyla hemen hemen yazdığı her yapıtta göstermeyi amaçlayan Ionesco’nun öyküleri, bu çabanın kusursuz bir örneği.
Albayın Fotoğrafı’ndaki bazı öyküler yazarın unutulmaz tiyatro oyunlarının nüvesini oluşturmuştu.
Ionesco, bazı ruh hastalarınca çok ciddi biçimde kullanılan ve ayrışık düşünme düzeni ya da marazi düşünme düzeni olarak adlandırılan bir yönteme çok sık başvurur…
Roland Barthes
Ionesco’nun ve dehasının önemi hâlâ doğru dürüst ölçülmüyor.
Claude Mauriac
Yunus Emre’den Nâzım Hikmet’e Türkçe – Makaleler
Semih Tezcan, 664 syf., Yapı Kredi Yayınları, 2024.
“Yunus Emre’den Nâzım Hikmet’e Türkçe”, uluslararası Türkoloji camiasının en önemli isimlerinden Semih Tezcan’ın kitapları dışında kalan yazı ve söyleşilerinin ikinci cildi.
Bu cilt, Semih Tezcan’ın Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi’nden Yunus Emre’ye, Nâzım Hikmet’ten Andreas Tietze’ye, Türk Dil Kurumu’ndan Nasrettin Hoca’ya kadar pek çok isim ve konu üzerine toplam 67 makale, yazı, bildiri ve söyleşisini bir araya getiriyor.
“Metin”leri filolojinin gerektirdiği yöntemlerle ele alıp irdeleyen, sorunları çözme önerileri ortaya koyan; bunları yaparken başta edebiyat, kültür tarihi ve halkbilimi olmak üzere birçok disiplinle karşılaştırmalı çalışmalar yapan Tezcan’ın bir bilim insanı titizliğiyle kaleme aldığı bu makaleler ve yazılar Türkoloji ve Türk kültürüne eşsiz bir katkı sağlıyor.
Saadet Çağatay, Annemarie von Gabain ve Gerhard Doerfer gibi dünyaca ünlü bilginlerden Türkoloji ve Altayistik eğitimi alan Semih Tezcan, uzun yıllar Peter Zieme, György Hazai, Robert Dankoff, Marcel Erdal, Ingeborg Baldauf ve Klaus Kreiser gibi önemli isimlerle çalışmış ve 2015 yılında Andreas Tietze’nin Tarihî ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati’ni yeniden yayımlama çalışmasının proje başkanlığını yürütmüştür.