RafDuvaR: Yeni çıkan kitaplar
Son günlerde yayımlanan, birbirinden farklı alanlarda dikkat çeken ve okurla buluşan kitapları derledik...
Bu Dünyanın Krallığı
Alejo Carpentier, Çevirmen: Murat Tanakol, 144 s., Sia Kitap, 2025
“İnsanın kimin için eziyet çekip kime ümit bağlayacağını asla bilemeyeceğini anlıyordu artık.”
Latin Amerika edebiyatının genlerine işlemiş olan Kübalı yazar Alejo Carpentier, Büyülü Gerçekçilik akımının öncülerindendi. İsmi Nobel Edebiyat Ödülü için de geçen Carpentier, Küba’nın devrim öncesi çalkantılı dönemlerinde gazetecilik yapmış, komünist olması nedeniyle hapis yatmıştı. 1949’da yayımlanan, başyapıtı sayılabilecek, on dokuzuncu yüzyılda Haiti’yi anlatan Bu Dünyanın Krallığı hem sömürgeciliğe ve köle ile efendi arasındaki güç dinamiklerine dair bir tarih romanı hem de Vuduyla yoğrulmuş fantastik bir serüven.
Haiti, sömürgeci güçlerden nefes aldığı bir dönemde kendisi de siyah olan Kral Henri Christophe’un yönetimindeydi ve eşi benzeri görülmemiş bir şiddet, dehşet, batıl inanç döneminden geçti. Bu toprakların bir kölesi olan Ti Noël ise ömrü boyunca kırbacı tutan elin değiştiği bu sömürü sisteminde şahsiyetini korumaya çalışacaktı. İnsanların hayvanlara dönüşebildiği, gizemli bir salgının kol gezdiği, harcına alın teri ve kanın karıştığı bir kalenin inşa edildiği, heykellerin canlıymış gibi görünebildiği Bu Dünyanın Krallığı göklerin ve yeryüzünün acımasız, soğukkanlı bir eleştirisi.
“Alejo Carpentier, Latin Amerika romanını baştan aşağı dönüştürdü. İspanyol barokunun lisanını aldı ve edebiyatın gerçekliği taklit etmediği, daha ziyade gerçekliğe katkıda bulunduğu bir dünya düşlemesini sağladı… Hepimiz onun soyundan geliyoruz.”
–Carlos Fuentes
“Carpentier İspanyolcanın en yüce romancılarından biri.”
–Mario Vargas Llosa
Cinsiyeti Queerleştirmek Trans Çalışmaları
Stephen Whittle, Derleyiciler: Stephen Whittle, Susan Stryker, Çizer: İlkay Özküralpli, 304 s., Dipnot Yayınları, 2025
Trans çalışmaları alanına giriş niteliğinde olan bu eserin üçüncü kitabı trans çalışmalarının bir akademik disiplin olarak kuruluşuna tanıklık eden ve queer teoriyle hesaplaşan çalışmaları içeriyor. Bu çalışmalar, sosyal bilimlerin önyargısızlık iddiası tartışmalarına trans çalışmalarının ayırt edici yöntemleriyle katkı sunuyor.
Kitapta yer alan ve cinsiyet çalışmaları için birer dönüm noktası olan iki metin bu çalışmanın kaynak değerini ayrıca vurguluyor: Sandy Stone’un, makul tarih inşasına karşı transları kendi hikayelerini kendi ağızlarından anlatmaya çağırdığı çağdaş trans çalışmaları manifestosu ve Susan Stryker’ın, trans çalışmalarını eleştirel queer çalışmalarına bağlayan ilk akademik çalışma olan, Frankenstein ile öfkeli hasbıhali.
Kate Bornstein ise, okura şu basit ama sıkça unutulan gerçeği hatırlatacak: “Feminizmin geleceği için kötü olan erkek ayrıcalığıdır…
Bu eser, trans çalışmaları serisinin diğer kitapları gibi trans ve feminist literatür için önemli bir kaynak niteliğinde.
Okur Değiştirmek - Orhan Pamuk Üzerine Üç Deneme
Orhan Koçak, 312 s., Everest Yayınları, 2025
Orhan Koçak, Okur Değiştirmek: Orhan Pamuk Üzerine Üç Deneme adlı bu yeni kitabında, edebiyatımızın yaşayan en büyük kalemlerinden Orhan Pamuk’un romanlarını farklı veçheleriyle incelerken eserlerin okurla ilişkisini de odak noktasına yerleştiriyor. Pamuk’un üç romanını, Kara Kitap, Yeni Hayat ve Masumiyet Müzesi üçlüsünü mercek altına aldığı bu kitapta, 70’lerin sonlarında modernizmin serin hava dalgasının nihayete ermesiyle, okuru aktif bir katılımcı haline getiren bir anlatı biçiminin belirdiğini ortaya koyuyor. Kitapta bir araya gelen denemelerde, edebiyatın sırf sözcüklerden oluşmak yerine, okurun zihnindeki karşılıklar ve sorularla şekillenen bir düşünsel yapboz olduğuna dair kuvvetli bir sav ortaya atılıyor. Koçak, Pamuk’un edebiyatında okurun yeniden inşa edilme sürecini, toplumsal ve kültürel bağlamlar çerçevesinde, edebi metnin özgünlüğünü de göz ardı etmeden titiz bir dikkatle ve keskin eleştirel zekâsıyla irdeliyor.
Okur Değiştirmek, Pamuk’un eserlerini daha derinden çözümlemek ve edebiyatın okurla kurduğu bağı yeniden düşünmek isteyenler için bir davet.
Dolayımlar
Ömer Erdem, 64 s., Everest yayınları, 2025
“bir yüzde iki gözün arası ömür kadardır
yakınlık birlik getirmez bazı yerde
oturduğun taşı alıp götüremezsin
söz tohum diye düşer de toprağa
iki gözün bir gördüğünü diğeri inkar eder
bütün ortasından nehir geçen şehirler
baş geyiğin bilgisindedir
çift iri gözünü birden
suda birleştirir baş geyik
ürkmesi tüfek tetiğinden değil
ıssız yağan kar misali
ölümün ıssız bırakan hükmündendir”