YAZARLAR

Refah payı yüzde 15’ten yüzde 5’e düştü, neden?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ocak 2023’te altı aylık enflasyon farkı yüzde 15,39 olunca emekli aylıklarına yüzde 15 dolayında bir refah payı artışı yaptı ve toplamda yüzde 30’luk bir zam verilmiş oldu. Şimdi ise yüzde 19,77’lik enflasyon farkına yüzde 5,33’lük bir refah payı artışıyla emekli aylıklarına yüzde 25’lik bir zam yapıldı. Altı ay önce refah payı yüzde 15, şimdi neden yüzde 5, NEDEN?

Emekli aylıklarına Temmuz 2023’ten geçerli olmak üzere yüzde 25 oranında zam yapılmasını öngören torba yasa teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Emekli zammını da içeren bu torba yasa teklifi, önümüzdeki günlerde Meclis genel kurulunda görüşülüp kanunlaşacak.

Yasa teklifinde, 7 bin 500 TL olan en düşük emekli aylığında herhangi bir artış yapılmıyor. Emeklinin “kök aylığı” 6 bin liranın altında ise, bu emekliler yine 7 bin 500 TL’lik aylık almaya devam edecekler. Kök maaşı, 6 bin TL’nin altında olanlara Hazine katkısıyla aylıkları 7 bin 500 TL’ye yükseltiliyor. Bu durumda olan emeklilerin sayısı, 10 milyon civarında bulunuyor. Yani emeklilerin üçte ikisi bu durumda.

En düşük emekli aylığı, Ocak 2023’te 5 bin 500 TL’ye çıkarılmıştı, ancak tepkiler ve Mayıs seçimleri nedeniyle bu rakam ara bir zamla 7 bin 500 TL'ye yükseltilmişti. Şimdi ise herhangi bir artış yapılmıyor.

Kök maaşı, 6 bin TL’nin üzerinde olanlara ise, yeni yasa teklifiyle yüzde 25’lik bir zam yapılacak, bu rakam da emekli aylıklarını fazla yükseltmiyor. Emeklilerin büyük bir çoğunluğu 11 bin 402 TL’lik asgari ücretin de altında bir aylık almaya devam edecekler.

REFAH PAYI ALDATMACASI

Emeklilere yılbaşı ve temmuz ayında enflasyon farkı oranında bir zam yapılırken refah payı adı altında da bir ek ödeme ilave ediliyor. Memur ve memur emeklileri için son altı aylık enflasyon farkı, yüzde 17,55 olurken SSK ve Bağ-Kur emeklileri için bu oran yüzde 19,77 olarak hesaplandı. Kuşkusuz bu rakamlar, TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) hiç de gerçekçi olmayan, çarşı/pazara uymayan rakamlarıydı.

Enflasyon oranının böyle düşük açıklanması karşısında Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümeti, refah payı adı altında da ek bir zam yaparak tepkileri hafifletmek istiyordu. Ocak 2023’te altı aylık enflasyon farkı SSK ve Bağ-Kur emeklileri için TÜİK’in belirlediği rakama göre yüzde 15,39 oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, refah payını da içerek tarzda önce emeklilere yapılacak zammı yüzde 25 olarak açıkladı. Ancak tepkiler üzerine bu zam oranı yüzde 30 olarak belirlendi. Bu durumda emeklilere altı aylık enflasyon farkı olarak yüzde 15,39 artı refah payı olarak da yüzde 14,61’lik bir zam yapılmış oldu. Yani, refah payı olarak tüm emeklilere kabaca yüzde 15’lik bir refah payı ile toplamda yüzde 30’luk bir zam verildi.

Oysa şimdi, yüzde 19,77’lik enflasyon farkına kabaca yüzde 5’lik bir refah payı eklenerek emekli aylıklarına toplamda yüzde 25’lik bir zam yapılıyor. Altı ay önce yüzde 15 oranında bir refah payı verilirken şimdi neden yüzde 5’lik bir refah payı öngörülüyor? Bu neye göre belirleniyor? Cevabı yok, tamamen keyfi bir uygulama olduğu anlaşılıyor.

EMEKLİLER İSYANDA

Türkiye’nin birçok yerinde emekli dernekleri ve sendikalarının yanı sıra kişisel olarak emekliler de büyük bir tepki gösteriyorlar. Tüm Emekliler Sendikası bir bildiri yayınlayarak, emekli aylıklarına yapılacak yüzde 25’lik zammın “kök aylık” üzerinden olacağını, bu durumda emeklilerin büyük çoğunluğunun maaşlarının artmayacağını, bu nedenle en düşük emekli maaşının 15 bin TL olması gerektiğini talep etti.

Tüm Emekli-Sen’in bildirisinde, “Çalışanlara ve emeklilere zorunlu olarak yapılan maaş artışları, daha hesaplara yatmadan, bütün mal ve hizmetlere dolu yağar gibi zam yağdı. 2023 yılının ilk 6 ayında maaşlarımız ortalama yüzde 52 oranında eridi. 1 Temmuz'dan itibaren gelen zamların alım gücümüzü çok düşürdüğü apaçık ortadayken, emeklilerin çok az bir kısmına yansıyacak olan yüzde 25 oranındaki artış kabul edilebilir değildir” denildi.

Tüm Emekli-Sen, en düşük emekli aylığının 15 bin liraya yükseltilmesini talep ederken örgütlenme çağrısı da yaptı. Sendika açıklamasında, “Emekliler isyandadır. Buradan emeklilere sesleniyoruz: Örgütlenin. Güçlü bir örgütlenme olmadan iktidar emeklileri yok saymaya devam edecektir” diye görüş belirtildi.

Aslında emekli aylıklarıyla ilgili esas düşüşler, AKP’nin 2008 yılında çıkardığı 5510 sayılı yasayla sağlandı. 5510 sayılı yasada, emekliler açısından aylık bağlama oranları yüzde 70’ten yüzde 35’e düşürülürken büyümeden verilen refah payı oranı da yüzde 100’den yüzde 30’a indirilmişti. Eğer bu yasal düzenlemeler yapılmasaydı şimdi en düşük emekli aylığı 15 bin TL düzeyinde olacaktı.

ERDOĞAN’A ZAM MEKTUBU

Öte yandan Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün de, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve aylıklara seyyanen 4 bin lira iyileştirme yapılması talebiyle bir mektup gönderdi.

Emeklilerin zam kararını hüsranla karşıladığını belirten Ergün, 10 milyon emeklinin 7 bin 500 TL ile yaşam mücadelesi verdiğini belirtti. Milyonlarca emeklinin aylıklarda yapılacak yüzde 25’lik zamma ilave artış istediğini vurgulayan Ergün, "Emekliler olarak talebimiz; 7 bin 500 lira üzerinde aylık alanlara da en az yüzde 25 + 4 bin lira seyyanen zam yapılarak gerçek anlamda, devlet korumalı sosyal güvenliğin hayata geçirilmesidir" ifadelerini kullandı.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan da, 8 Temmuz günü Bayburt’ta yaptığı konuşmada, emeklileri enflasyona ezdirmediklerini söyledi. Erdoğan, “2023 yılının ilk 6 ayında tüfe oranı yüzde 19,77 olarak gerçekleşti; SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize enflasyon zammına ilave refah payı verilerek zam oranını yüzde 25’e yükseltiyoruz. Memur emeklisi için de zam oranını yüzde 25’e çıkarıyoruz. Enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlarla emeklilerimizi enflasyona ezdirmeme sözümüzü tutuyoruz” dedi.

Gerçekte ise, enflasyon yüzde 100’ün üzerinde bulunuyor. Tabii en önemli sorun çalışanın ve emeklinin alım gücünün korunmasıdır, bunun için de gerçek enflasyon oranında zam yapılmasıdır…


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.