Roman çocukların okullaşma oranı pandemide yüzde 2’ye düştü
Okullaşma oranı düşük olan Roman çocuklar, pandemi sürecinde eğitimden iyice uzaklaştı. Okullaşma oranları yüzde 60’dan yüzde 2’ye geriledi.
Burcu Özkaya Günaydın
DUVAR - Sıfır Ayrımcılık Derneği, Ekin Çuhadar'ın kaleme aldığı "Pandemi Döneminde Roman Çocukların Eğitime Erişimi" adlı bir rapor yayınladı. Roman nüfusunun yoğun olduğu Edirne, Tekirdağ, İzmir, Balıkesir, Hatay, Antep ve Samsun'da 117 haneyle görüşülerek yapılan saha çalışması raporlaştırılarak geçtiğimiz hafta kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda Roman çocukları ve ailelerinin pandemi sürecinden nasıl etkilendikleri ortaya konuldu. Raporu ve sahada edindikleri izlenimi Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus ile konuştuk.
‘ÇOCUKLAR İÇİN OKUL EV İÇİ ŞİDDETTEN BİR KAÇIŞ’
Böyle bir çalışmaya neden ihtiyaç duyuldu, ne kadar zamanda ve hangi illerde yapıldı?
Covid-19 pandemisinin ortaya çıkışından kısa bir süre sonra salgından korunma tedbirleri dolayısıyla öğretim kurumları uzaktan eğitim modeline geçiş yaptı. Ancak eğitim-öğretim paydaşlarının çevrimiçi modele hazırlıksız olması, çevrimiçi eğitim için yeterli altyapının olmaması ve özellikle dezavantajlı kesimler için özel önlemlerin alınamamış olması sebebiyle uzaktan eğitim, erişilebilir olmaktan çıktı, eğitimden kopmayı ve okul terklerini artırdı. Bu çalışma da Covid-19 döneminde Roman çocukların uzaktan eğitime erişimine yönelik yerelden bir bakış sağlamak amacıyla gerçekleştirildi. Sıfır Ayrımcılık Derneği tarafından uygulanmakta olan Roman Diyalog Ağı’nın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yürütülen saha araştırmaları esnasında Balıkesir-Gömeç, Edirne, Gaziantep, Hatay, Kırıkhan, İzmir-Dikili, Samsun, Tekirdağ-Muratlı bölgelerinde yaşamlarını sürdüren 117 hane halkı ile gerçekleştirilen görüşmelerden öne çıkan bulgulardan derlendi.
Roman çocukları pandemi sürecinde neler yaşadı?
Uzaktan eğitim Roman çocuklarının ve haklarının korunabileceği belki de tek mekanizmadan yoksun kalmasına neden oldu. Zira okullar, çocuk koruma yükümlülüğünün bütün bileşenler tarafından yerine getirileceği veya getirilmesi gereken bir alandır. Bu doğrultuda okulların, hâlihazırda öğrencilerin iyi olma halini koruyacak ve destekleyecek, onları ihmal ve istismar ihtimalini önleyecek çocuk koruma politikaları geliştirmeleri ve uygulamaları gerekiyor. Salgın döneminde ise çocuk koruma politikalarının salgın dönemine uyum sağlar hale getirilmesi oldukça önemliydi. Bunun nedeni, okulların kapanması ile birlikte eve kapanan çocukların ev içi şiddet, ihmal ve istismara karşı faydalanabilecekleri hak arama ve destek mekanizmalarına erişimlerinin kısıtlanması. Roman çocuklar için de okullar, ev içi bakım yükünden, sorumluluklardan ve şiddetten kaçış alanı olarak görülüyor. Çocukların aile içi rollerinden sıyrılıp yeniden çocuk olabildikleri alan olan okulların kapanması ile özellikle Roman kız çocuklarını etkileri. Mensup oldukları hane halkı tarafından korunmalarında azalma, hane gelirinde yaşanan azalma, ev içi bakım yükünün ve sorumlulukların artması gibi nedenlerle erken evlilikler de dahil olmak üzere cinsel sömürüye maruz kalmada artış yaşanıyor.
‘PANDEMİ ROMAN ÇOCUKLARI EĞİTİMDEN KOPARDI’
Okulların kapanarak uzaktan eğitime geçilmesi ile ilgili materyallerden ve dijital okuryazarlıktan yoksun olan Romanlar için eğitimden kopuş tetiklendi. Bu aynı zamanda aileleri tarafından Roman çocukların gelir getirici olarak görülmesine neden oldu. Tehlikeli ve sömürüye açık koşullarda çalışmak zorunda kalan çocukların eğitime devam etmeleri de olumsuz etkilendi. Diğer taraftan, Roman mahallelerinde derinleşen yoksulluk ve yoksunluk durumu ile birlikte bakım verenlerin ve ailelerin psikososyal durumlarında yaşanan olumsuzluklar, çocukların ihmalinin yanı sıra istismara ve aile içi şiddete maruz kalma durumunu da artırdı. Psikososyal sorunlarda ve aile içi şiddette yaşanan artış, Roman bakım verenler arasındaki ayrılıkların sayısını da artırdı. Bu durum, çocukların kimi zaman refakatsiz kalmasına veya haneyi idame ettiren pozisyonuna gelmesine neden oldu.
‘BİRÇOK ROMAN AİLE ELEKTRİĞE DAHİ ULAŞAMIYOR’
Korona virüsü ile birlikte online eğitime geçiş oldu. Bu tabi beraberinde birçok sorunu getirdi. Öğretmenin de öğrencinin de teknik eksiklikleri vardı. İnterneti olmayan mahalle, köyler… Roman çocuklar için bu süreç nasıl işledi?
Pandemi öncesinde de Roman çocuklar eğitime erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyordu ama pandemiyle birlikte eğitimden kopma noktasına geldi. Özellikle pandemi öncesinde okulların teknik olarak yetersizliği, ailelerin yoksulluğu, okullarda görülen ayrımcılık, ön yargılar da çocukların eğitime erişiminin önünde ciddi engeldi. Pandemi sonrasında ise bu engellere dijital eşitsizlikler de eklendi. Daha önce yaptığımız saha çalışmalarında yüzde 60 oranında Roman çocuk eğitime erişirken, şu anda bu oran yüzde 2-2 buçuk civarına düşmüş durumda. Çevrim içi eğitim materyallerine erişim çok ciddi bir sorun, ailenin tablet ve internet gibi eğitim araçlarının maddi yükünü kaldıramadığını hatta birçok ailenin elektriğe dahi ulaşımının kısıtlı olduğunu biliyoruz. Bu eğitim materyallerine erişimi olanlardan da çokça sorun oluyor. Zira bu materyaller genellikle bakım verenlerden birine ait cep telefonu oluyor. Bu durumda da dijital okuryazarlık becerilerinin eksikliği, çevrimiçi eğitime erişimi kısıtlamaya devam ediyor. Pandemiyle daha da derinleşen yoksulluk ve okula erişememe durumu çocukların erken yaşta evlenmesini ve çocuk işçiliği de tetikleyerek Roman çocukların eğitimden kopmasına neden oldu.
‘ROMANLAR VİRÜSLÜ DENİLEREK MAHALLE DEZENFEKTE EDİLMEDİ'
Rapora göre; pandemi sürecinde Avrupa ve Türkiye’de Romanlara yönelik ayrımcılığın arttığı tespit edilmiş. Biraz açabilir misiniz bu konuyu?
Covid-19 pandemisi Romanlara yönelik zaten var olan ayrımcılığı ve sosyal dışlanmayı daha görünür hale getirdi. Avrupa’da Roman mahallelerinin zorunlu karantinaya alındığını ve bu karantinayı orduların denetlediğini, mahalleleri ‘dezenfekte etmek‘ için termal sensörlü insansız hava araçlarının kullanıldığını gördük. Öte yandan Türkiye’de Roman mahallelerinin ‘zaten virüslü’ oldukları iddiasıyla mahallelerin dezenfekte edilmesinden imtina edildiğini, Romanların ‘çalışmayı sevmeyen, yardımlarla yaşamayı tercih eden’ bir önyargı ile damgalandıkları ve bu sebeple pandemi dönemindeki sosyal yardımlara dahil edilmediklerini gördük. Bir de yardım paketlerinin Romanlar tarafından satılacağı gibi iddialarla sosyal yardım vermekten kaçınan yerel yönetimler, kurumlar ve personeller olduğu bilgisini edindik.
Yerel örgütlere, belediyelere, STK’lere düşen görev nedir? Bu eşitsizliğe karşı ne tür bir çalışma, politika olmalı, öneriniz var mı?
Okuldan kopan Roman çocukların eğitime dönüşünü sağlamak üzere bu grupların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak eğitim finansmanının yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Yoksul mahallerde yaşayan veya bu mahallerdeki okullara devam eden öğrencilerin mensup olduğu hanelere internet erişimli tabletler sağlanmalı. EBA’nın yanı sıra canlı sınıflara ve öğrencinin öğretmenleri ile etkileşime geçebileceği internet tabanlı iletişim platformlarına ücretsiz erişim olmalı. Belediyeler, yoksul mahallelere eğitimleri destekleyecek internet tabanlı platformlara erişim için ücretsiz internet hizmeti vermeli. Çocukların sağlıklı ve düzenli beslenmelerini sağlamak üzere çocuk odaklı erzak veya sıcak yemek yardımı yapılmalı. Pandemi sürecinde yoksul ve kırılgan gruplara mensup çocukların ev içinde uğradığı ihmal ve istismar vakalarının takibi yapılmalı.