Rus işgali Ukrayna'daki LGBT'leri nasıl etkileyecek?

Rus işgali, Ukraynalı LGBT’lerin on yıllara dayanan mücadelesini bir süreliğine sekteye uğratabilir... Ancak LGBT’ler yine var olacaklar. Örgütlenmeye ve seslerini yükseltmeye devam edecekler.

Google Haberlere Abone ol

Tunca Özlen

24 Şubat’ta başlayan Ukrayna’ya yönelik Rus işgali bir süredir Dünyanın birincil gündemini oluşturuyor. İşgal operasyonu ilk günlerdeki şiddetini kaybetmiş görünse de savaşın yerini diplomasiye bırakması ve işgalin kısa sürede son bulması beklenmiyor.

Rus işgali de facto bir durum haline geldikçe Ukraynalılar da yaşamlarını bu duruma adapte etmeye çalışıyor. BM verilerine göre, Rus saldırısının başlangıcından bu yana yaklaşık 4 milyondan fazla Ukraynalı ülkelerini terk etti. Yerinden edilenlerin sayısı ise 10 milyonu aştı.

İşgalden etkilenenler arasında Ukrayna’da yaşayan LGBT’ler de bulunuyor. Ancak işgalin onlar için tek anlamı yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmak değil. Rus işgali aynı zamanda Ukraynalı LGBT’lerin temel hak ve özgürlüklerini de tehdit ediyor.

UKRAYNALILAR KARDEŞ YA LGBT’LER?

Putin'in işgalin gerekçesi olarak öne sürdüğü, "Ukrayna'nın Bolşevikler tarafından uydurulan bir ülke olduğu" söylemi, Ukraynalıların kardeş halk olduğunu ima ediyor. Putin’in aynı şeyi Ukrayna halkının bir bölümünü oluşturan LGBT’ler için düşünmediğini biliyoruz.

Çocukları geleneksel olmayan cinsel ilişki propagandasından korumak” kisvesi altında son derece kurnazca hazırlanan yasa tasarısı Rusya’da gündeme bundan tam 10 yıl önce geldi. Duma’da kabul edilen tasarı parlamentonun üst kanadı Federal Konsey’den de geçince 2013’te yasalaştı.

Yasa, eşcinsellerin kamuya açık alanlarda el ele tutuşması, sarılması ve öpüşmesini “eşcinselliğin propagandası” kapsamında değerlendiriliyor. Yasa, eşcinsellerin heterosekseüllerle eşit olduğunu savunmak, Onur Yürüyüşleri düzenlemek ve eşcinsel hakları için siyasi kampanya yürütmek gibi her türlü aktivizmi yasadışı olarak tanımlıyor.

Eşcinsellerin kamusal alanda görünür olmalarını yasaklayan düzenleme ile eşcinseller gizli olmaya itiliyor, gizliliği kabul etmeyenler cezalandırılıyor. Rusya’da “propagandası” değil düpedüz eşcinsellik yasaklanıyor!

Bir dönem iktidarda olan Rusya yanlısı Bölgeler Partisi, Putin’in uygulamaya koyduğu “propaganda yasağı”nı Ukrayna’da da uygulamaya koymayı hedefliyordu ancak iktidardaki ömrü buna vefa etmedi.

Diğer taraftan 2017'de yapılan bir ankete göre Ukraynalıların yarıdan fazlası LGBT’lerin eşit haklara sahip olmaları gerektiğine inanıyor. Rus işgalinin bunu dramatik biçimde tersine çevirip çevirmeyeceğini, benzer bir “propaganda yasağı”nın Ukrayna’da gündeme gelip gelmeyeceğini zaman gösterecek.

LGBT’leri bekleyen asıl tehlike homofobik Rus devleti ile homofobik Neo-naziler arasında sıkışıp kalmak.

PUTİN’İN KONUŞMASINDAKİ TANIDIK UNSURLAR

“Bizi kendi menfaatleri için kullanmak, geleneksel değerlerimizi imha etmek ve bize, halkımızı içten kemirecek olan kendi sözüm ona değerlerini, kendi ülkelerinde saldırgan şekilde yerleştirdikleri ve insan tabiatıyla çeliştiği için doğrudan doğruya yozlaşma ve dejenerasyona götüren mekanizmaları empoze etmek girişimleri kesilmedi. Bunun olmasına izin verilemez.”

Ukrayna işgalini savunmak için Putin’in yaptığı uzun konuşmada geçen bu bölüm pek çok kişinin dikkatini çekmemiş olabilir. Açık açık söylemese de Putin’in “insan tabiatına ve geleneksel değerlere aykırı” bulduğu şeyin toplumsal cinsiyet eşitliği ve LGBT hakları olduğu aşikâr. Bu söylemi, Putin’in Rusya’da faaliyet gösteren LGBT örgütlerini “yabancı ajan” olarak görmesiyle tamamen uyumlu.

Ukrayna’da faaliyet gösteren LGBT örgütü Insight’ın başkanı olan Olena Shevchenko, “Dürüst olmak gerekirse daha ne kadar direnebileceğimizi bilmiyorum ama elimizden gelenin en iyisini yapacağız” derken durumun LGBT’ler açısından ne kadar kırılgan olduğunu ifade ediyor. Teyit edilmemiş olsa da, Rus güçler tarafından tutuklanmak üzere ülkedeki LGBT aktivistlerinin bir listesinin yapıldığı iddia ediliyor.

İşgal Donbass’la sınırlı kalsa bile savaş ikliminin yükselteceği milliyetçilik ve ona eklemlenmiş bir hegemonik erkeklik vurgusu, ülkede yaşayan LGBT’lerin toplum içinde daha da marjinalize olmalarını beraberinde getirebilir. Ülkede on yıldır düzenlenen Onur Yürüyüş’leri askıya alınabilir, LGBT aktivistlerine yönelik Neo-Nazi saldırıları bu dönemde yoğunlaşabilir.

Putin’in işgalin gerekçesi olarak ülkedeki varlığına işaret ettiği Neo-Nazilerin, Kiev’de yıllardır gerçekleşen Onur Yürüyüşlerine saldıran başat güç olduğunu da not etmeliyim.

İŞGALCİLER HER ZAMAN KAYBEDER

2013’te yasalaşan “propaganda yasağı” Rusya’da yaşayan LGBT’lerin ve faaliyet gösteren örgütlerin buharlaşmalarına yol açmadı. LGBT görünürlüğünü sınırlamaya yönelik girişimlerin Rusya’da yaşayan LGBT’lerin hayatını olumsuz yönde etkilemediği söylenemez ancak kimsenin de bir yere gittiği yok.

Rus işgali Ukraynalı LGBT’lerin on yıllara dayanan mücadelesini bir süreliğine sekteye uğratabilir, işgal bölgelerinde faaliyet gösteren LGBT örgütlenmeleri yer altına çekilebilir, Pride’lar kesintiye uğrayabilir... Ancak LGBT’ler yine var olacaklar. İşgal biter bitmez yine birbirlerini bulmaya, örgütlenmeye, seslerini yükseltmeye kaldıkları yerden devam edecekler.

LGBT haklarının uluslararası bir norm haline gelmeye başladığı günümüzde Ukrayna “küçük Rusya” olmayacak. Kiev Pride örgütleme komitesinin işgale karşı direnişi güçlendirmek için bağış toplaması bunun en canlı örneği.

İşgalci Rus ordusu da, insanlık düşmanı Neo-Naziler de ülkeden defolup gidecekler.

Çünkü işgalciler her zaman kaybeder.