Rusya basınında geçen hafta: 'Rusya petrolüne tavan fiyatı getirme girişimleri'
Çin ve Hindistan da Rusya petrolünü indirimli almaktan yanalar, ama pazar fiyatına göre indirimli. Herhangi bir sınırlama getirmeleri pek olası değil.
Hazal Yalın
DUVAR - Rusya basını seçkisinde bu hafta dört gazete var: Pravda.RU, Gazeta.RU, İzvestiya ve Vedomosti. İzvestiya’da yazan İrina Kezik önemli bir isim, zira aynı zamanda Rusya Petrol Üreticileri Birliği analiz merkezinde uzman. Stepuşova,Polonya hükümetinin Ukrayna çatışmasındaki tutumunun Varşova’da etkileri üzerine yazıyor ve Grzegorz Braun’un açıklamasını değerlendiriyor. Gazete değinmemiş, ancak Braun’un Polonya parlamentosunda sadece bir sandalyesi olduğunu eklemeliyim. Bununla birlikte siyasi etkisi oturduğu sandalyeden daha fazla görünüyor. Gazeta.RU, Muhafazakâr Parti parlamento grubunda başbakan adayları oylamasının ilk turu vesilesiyle adayların Rusya’ya bakışlarını ele alıyor. Vedomosti ise Kuzey Akım çevresinde yaşanan gelişmeleri inceliyor.
'Rusya petrolüne tavan fiyatı getirme girişimleri'
ABD Başkanı J. Biden ve yönetimi, Rusya petrolüne tavan fiyat düşüncesini destekleyecek müttefik bulma arayışında gezegendeki seferlerine devam ediyorlar. G7 üyeleri bu düşünceyi hayata geçirmek için çözüm bulmaya çalışırlarken Beyaz Saray temsilcileri cüretkâr bir adım attılar ve gürültülü beyanatlar eşliğinde Pekin’e başvurdular.
ABD Maliye Bakanı Jannet Yellen’in dediğine göre ÇHC Başbakan Yardımcısı Lyu He ile geçtiğimiz günlerde yaptığı online toplantıda Rusya petrolüne fiyat sınırlaması getirme perspektifini görüştü. Yellen’e göre “Çinliler” kendisini dinlediler ve “söz konusu meselenin görüşülmesinin devam etmesine hazır olduklarını” söylediler.
Anlaşılan birileri arzularını hakikatin önüne koyuyor. Pekin, nezaket sahibi insanlar olarak, Amerikalıların iniltilerini dinlediklerini teyit etti ve çok diplomatik bir cevap verdi. ÇHC Ticaret Bakanlığı resmi temsilcisi Şu Tsyuetin’in dediğine göre: “Çin, bu meselenin son derece karmaşık olduğunu, problemin çözülmesinin ön şartı olarak bütün ilgili tarafların barış görüşmelerine katkı için çaba göstermesi ve Ukrayna krizinde gerilimin artmasına değil azalmasına yardım etmesi gerektiğini, bunun bütün tarafların menfaatine olduğunu” açıkladı. ...
Mesele, kara altın üreticilerinin Amerikan yönetiminin enerji krizinin kesinkes artmasına yol açacak bu türden pazar-dışı çözüm yöntemlerine katılıp katılmayacağında. Çin ve Hindistan da Rusya petrolünü indirimli almaktan yanalar, ama pazar fiyatına göre indirimli. Herhangi bir sınırlama getirmeleri pek olası değil. ABD’de üretim maliyeti Rusya’dakine göre iki kat fazlayken ABD’nin petrol fiyatlarında yapay bir indirimin ne sonuç verebileceğini düşünmesinin zamanı geldi. (İ. Kezik / İzvestiya, 15 Temmuz)
'Polonya Kraliyet Federasyonu partisi Ukrayna federasyonuna kategorik olarak karşı'
Polonya’da, Rusya ile işbirliğinden yana olan ve Polonya-Ukrayna federal devleti kurulmasına kategorik olarak karşı çıkan güçler yükseliyor. Parlamentodaki “Polonya Kraliyet Federasyonu” partisi lideri Grzegorz Braun, perşembe günü “Polonya’nın Ukraynalılaştırılmasının durdurulması” projesini açıkladı ve şöyle dedi: “Kimileri Ukraynalıların mümkün olduğunca kısa sürede Polonya adli ve siyasi sistemine seçmen olarak katılmalarından yana olabilir. Biz buna kategorik olarak karşıyız.” Braun, “Polonyalı yurtseverlerin” Polonya devletinin “sadece etnik değil ama siyasi ve hatta belki bölgesel dağılması ve çözülmesi sürecini” durdurmak istediklerini söylüyor.
Bilindiği gibi Polonyalı ve Ukraynalı yetkililer federal bir devlet kurmak istiyorlar ve bunun ilk adımı da iki ülke vatandaşları için seçme ve seçilme hakkına varacak hukuki eşitlik getirilmesi. “Konfederasyonculara” göre hâlihazırda Polonya’da her 10 kişiden biri Ukraynalı. Ukraynalıların sayısı 3,5 milyon. Bu yüzden “pek çok şehirde Ukraynalılar nüfusun yüzde 10’dan 30’una varan bir kesimini oluşturuyorlar”. Braun’a göre Ukraynalıların varlığı devlet borçlarını 1,7 trilyon zlota kadar artırdı: “Ukrayna’ya yardımsa, evet, hayatları kurtarın; ama Polonyalıların hayat seviyesi düşmemeli.”
Braun programında, Ukrayna’nın eski Berlin Büyükelçisi Andrey Melçik’in faşist Stepan Bandera ile ilgili sözlerine ve Banderacıların Polonyalılara karşı işledikleri suçları aklayan tutumuna da gönderme yapıyor. Braun’un projesi problemin çözümü için iki şeyin şart olduğunu vurguluyor: Ukraynalıların, “meçhul ve statüleri, amaçları belirsiz kişilerin” kontrolsüz göçüne set konulması ve Ukraynalıların Polonya sosyal güvenlik, hukuk ve siyaset sistemine seçmen olarak katılmalarının engellenmesi. (L. Stepuşova / Pravda.RU, 14 Temmuz)
'Londra’da başbakanlık adayları'
Muhafazakâr Parti’de başbakanlık oylamasının ilk turunun lideri, fiilen hükümette Boris Johnson’dan sonra ikinci kişi olan Rishi Sunak. Sunak ilk tur oylamasında Avam Kamarası muhafazakâr vekillerinden 88 oy aldı. Sunak 2015’ten beri parlamento üyesi; maliye bakanlığına da 4 yıl önce getirildi. Bu görevde 5 Temmuz’a kadar kaldı. O gün Sağlık Bakanı Sajid Javid’in ardından Başbakan Boris Johnson’la ihtilafını açıkça belirterek istifasını verdi.
Sunak, esasen iç ekonomik meselelerle ilgili olduğundan, Rusya hakkında öne çıkan açıklamalar yapmadı.
Dahası, Sunak’ın etrafında Rusya ile ilişkili ortaya çıkan bir skandal, onun hükümet başkanlığına engel olabilir. Sunak ve eşi, bilişim şirketi Infosys’in sahipleri. Infosys, Rusya pazarından ayrıldığının ancak nisan ayında açıkladı. Yani Johnson, Ukrayna’da operasyonların başlamasının hemen ardından Moskova’ya karşı yaptırımlar ilan etti, ama Sunak, diğer şirketleri Rusya’da yatırımlardan uzak durmaya çağırırken bir süre daha Rusya pazarından gelir elde etmeye devam etti.
Sunak, yolsuzluk niteliği taşıyan başka skandallara da karıştı. Rusya Bilimler Akademisi Britanya Araştırmaları Merkezi kıdemli çalışanlarından Oleg Ohoşin’e göre: Sunak yolsuzluk skandallarına karışmakla itibarını zedeledi. Benim görüşüme göre mesela Liz Truss’ta olduğu gibi iktisat meselelerinde yetersizlik, maliye bakanının karıştığı kamusal skandallar gibi sert karşılık görmez.”
Johnson kabinesinde dışişleri bakanı olan Liz Truss ilk turda diğer vekillerden 50 oy alarak üçüncü sırada. Ukrayna’daki askeri operasyonlarından dolayı eleştirdiği Rusya yönetimine yönelik en sert ifadeleri kullanmasıyla biliniyor. Ancak uzmanlar, Truss’ın şahin tutumunun başbakanlığa gelmesine yardım edeceğinden şüphe duyuyorlar. Yüksek Ekonomi Okulu’ndan İgor Kovalev’e göre: “Truss siyasi faaliyetine sol bir siyasetçi olarak başladı, sonra liberal demokratlara katıldı, sonra muhafazakârlara geçti. Bence Muhafazakâr Parti içinde bütün bunlar hatırlanıyor ve onu partinin başına geçebilecek kararlı bir muhafazakâr olarak kabul edecek kimselerin sayısı da azdır.”
Rusya Bilimler Akademisi Britanya Araştırmaları Merkezi’nden Kira Godovanyuk’a göre Truss’ın yararına olmayan bir başka faktör de Johnson’a şahsen gösterdiği yüksek sadakat.
Birinci turda ikinci sırada Penny Mordaunt var. Mordaunt 67 vekilin oyunu aldı.
2019’da ülkenin ilk kadın savunma bakanı olan Mordaunt daha önce Cameron hükümetinde silahlı kuvvetler işleri bakan yardımcılığı görevindeydi.
Kira Godovanyuk’a göre Mordaunt’un avantajlarından biri İngiltere siyasetinin sayısız skandalına karışmamış olması.
Yarışın son etabında muhafazakâr vekiller iki adaydan birini seçecekler; bu durumda Mordaunt’un şansı diğerlerinden daha fazla. YouGov’un kamuoyu çalışmasına göre Mordaunt’u muhafazakâr seçmenin yüzde 27’si destekliyor; diğerleri ise bunun yarısından daha az desteğe sahip.
Yarışta üç aday daha var: 40 oy alan Kemi Badenoch, 37 oy alan Tom Tugendhat ve 32 oy alan Suella Braverman. Eski bir asker olan Tugendhat Rusya’ya karşı en sert ifadeleri kullanan siyasetçi; Rusya vatandaşlarının krallıktan çıkarılmasını istemişti.
İlk turda 30’un altında oy alan iki aday ise yarış dışına düştüler. (G. Berezovskiy / Gazeta.RU, 13 Temmuz)
'Kuzey Akım’dan gaz akışı kesildi'
Rusya 11 Temmuz’da AB’ye yıllık 55 milyar metreküp kapasiteli Kuzey Akım’dan gaz tedarikini planlanmış bakım nedeniyle kesti.
“Avrupa Gaz Operatörleri Nakil Sistemi Ağı”na (ENTSOG) göre şu anda Rusya gazı Avrupa’ya sadece Türk Akım ve Ukrayna’dan geçen transit üzerinden gönderiliyor. ...
Ukrayna 11 Mayıs’ta Sohranovka gaz istasyonundan geçen transit akışını kesmiş, Rusya da mayıs ortasında Yamal-Avrupa boru hattının faaliyetini durdurmuştu.
Gazprom 14 Haziran’da Kuzey Akım’ın kapasitesini Kanada’nın göndermediği, aslında Siemens’e ait türbin üniteleri yüzünden yüzde 40 düşürmüştü. Ottawa ancak 8 Temmuz’da Almanya’nın devamlı ricaları ardından türbin ünitelerini verme kararını açıkladı.
Almanya’nın Rusya gazına bağımlılığı 2021 sonu itibariyle yüzde 55. ...
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre Rusya Avrupa’nın ithal ettiği gazın yüzde 45’ini veriyor. AB 2021’de Rusya’dan 155 milyar metreküp gaz ithal etti; ama 2022’nin ilk yarısında Gazprom açıklamasına göre yurtdışına gaz ihracı (Çin ve Türkiye içinde) yüzde 31, gaz üretimi de yüzde 8,6 düştü. (M. Katkov / Vedomosti, 11 Temmuz)