Rusya basınında geçen hafta: 'Uluslararası yatırımlar daha sakin bölgelere akacaktır'
"İran da dahil olmak üzere Körfez’in petrol ve gaz ihracatçılarından hiçbiri iktisadi menfaatlerini kurban etmeye hazır değil ve enerjinin gerçekten siyasileştirilmesini istemiyorlar. ..."
Hazal Yalın
Bu haftada da geçen hafta olduğu gibi epeyce uzun iki mülakatın çevirisini sunuyoruz. Bunların ilkinde Rusya Bilimler Akademisi’nden Stanislav Jukov yeni Ortadoğu çatışmasının enerji fiyatları üzerine olası etkileri üzerine konuşuyor. Dikkat çekici gözlemler bunlar; öncelikle rakip ve hatta hasım da olsalar bütün küresel aktörlerin fiyatlarda ani bir tırmanışa karşı olduklarının altını çiziyor ve bu durumun, eğer rasyonel işlerse, fiyatları kontrol edeceğini vurguluyor; ancak büyük yatırımcıların daha sakin bölgeler arayışına çıkacaklarını da belirtiyor.
İkinci mülakat, Vestnik Kavkaza tarafından Rusya’nın en önemli şarkiyatçılarından, siyaset bilimci Vitaliy Naumkin ile yapılmış. Bu da en az birincisi kadar dikkatle okunmalı; zira Naumkin savaş sonrası senaryolar üzerinde duruyor.
'Uluslararası yatırımlar daha sakin bölgelere akacaktır'
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Enerji Araştırmaları Merkezi başkanı Stanislav Jukov:
... Körfez’in Arap ülkelerinin, Mısır’ın, Ürdün’ün hatta İran’ın İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaya tepkisi, bölgenin önde gelen ülkelerinde ekonomik pragmatizmin galip geldiğini teyit ediyor. Bu ülkelerin her biri kendi usulünce küreselleşmeye katıldı, bölgesel iktisadi işbirliğini aktif şekilde geliştiriyorlar, iktisadi yapıların çeşitlenmesine, yabancı yatırım ve teknolojilerin çekilmesine stratejik yatırımda bulundular. Geçmişten miras çatışma ise iktisadi kalkınmaya engel.
Dolayısıyla şimdilik olumsuz sonuçların bölgesel boyutları da var. Daha 9 Ekim’de güvenlik mülahazalarıyla Tamara gaz bölgesinde üretim kısıldı. Bu da İsrail’den Mısır’a gaz ihracatında kısıtlanmaya yol açtı. Ancak İsrail’in Ürdün’e gaz ihracatı eskisi gibi kalmayı başardı. Mısır’a doğrudan ihracatın kısılması kısmen Ürdün üzerinden transit akışıyla telafi edildi. Mısır kendi LNG’sini ihracatında ciddi güçlükler yaşarken İsrail’in gaz kaybı ödemeler dengesinde ve ticarette olumsuz yansıyor; oysa ülkenin iktisadi kalkınması bunların durumuna kritik şekilde bağımlı. Gaz üretimine ara verilmesi uzun sürmedi; kasım ortasında İsrail gazının Mısır’a ihracatına hızla yeniden başlandı. ...
Yemen’de husiler 18 Kasım’da Kızıl Deniz’de bir Japon şirketi tarafından kiralanmış olan ve araç taşıyan Galaxy Leader adlı, kısmen İsrailli bir işadamı tarafından kontrol edilen bir Britanya şirketine ait ve Türkiye’den Hindistan’a Bahama Adaları bayrağı altında sefer yapan gemiye el koydular. ... Husiler 2022 ocağında da Suudi Arabistan’daki bir hastane için yük taşıyan BAE bayraklı bir yük gemisine el koymuşlardı. Hangi gerekçeyle haklı kılınırsa kılınsın bu tür eylemler deniz korsanlığı olarak değerlendirilir. Bu eylemler bölgesel ekonomi ve ticarete zarar verir. Eğer bu alt bölgede korsanlık norm haline gelir ve kritik bir aşamaya varırsa küresel ve bölgesel oyuncular bunu bitirmenin yollarını bulurlar.
Yakındoğu’daki olayların dünya ekonomisine ve enerji pazarlarına etkisi iki nedenle az hissedildi. Birincisi, Körfez’deki petrol ve doğalgaz üretimi zarar görmedi. İkincisi, İran da dahil olmak üzere Körfez’in petrol ve gaz ihracatçılarından hiçbiri iktisadi menfaatlerini kurban etmeye hazır değil ve enerjinin gerçekten siyasileştirilmesini istemiyorlar. ...
[Soru: Enerji fiyatlarının 20 yıl önce Irak’taki olaylar sırasında olduğu gibi ani yükselişi beklenebilir mi? ...] Bilindiği gibi, “asla asla dememeli”; ancak şu anda böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimali düşük. Temel faktörler seviyesinde petrol arzı talebi aşıyor. Petrol fiyatlarının yükselmesi esasen OPEC+ ittifakı üyelerinin üretimi kısma siyasetiyle sağlanıyor. ... Suudi krallığının petrol fiyatlarını varil başına 80-100 dolar aralığında tutmak için bu tutuma 2024’te de devam etmesi mümkün. ...
En nihayet, petrol fiyatlarının varil başına 85-90 doların üzerine çıkması, Çin ve ABD dahil dünyadaki büyük ekonomilerin aşırı borç yükü için devasa bir risk. ... Kısacası bütün bölgesel iktisadi faktörler ve mülahazalar petrol fiyatlarının yükselmesine karşı işliyor. Ama pazar oyuncuları ve pazarlar her zaman rasyonel değildir. ...
Bölgesel jeopolitik risklerin yükselmesi Katar’ın gaz ihracatı için yeni uzun vadeli sözleşmeler yapmaya devam etmesine bir ölçüde engel. Ancak ben potansiyel ithalatçılarla görüşmelerin sürdüğüne eminim; zira Katar’ın gaz yataklarının işlenmesinin yeni raunduna fiilen bütün büyük Amerikan, Avrupa ve Çin petrol-gaz şirketleri katılıyor. Kimse onlarca milyar dolar olarak değerlendirilen, halihazırda alınmış yatırım kararlarını riske atmayacaktır. ...
Dünyadaki büyük iş dünyası kaçınılmaz siyasi risklerle çalışmaya ideal değil ama rasyonel bir yaklaşımı çoktan önerdi. Yakındoğu bölgesindeki risk fiilen ortaya çıktı. Bunun enerji pazarları ve dünya ekonomisi için sonuçları bu defa ne kadar önemsiz olursa olsun büyük küresel şirketlerin ve bankaların risk yönetimleri risklerinin küresel kapsamını mutlaka olduğundan fazla değerlendirmiş olmalılar. Riskin etkili bir şekilde azaltılmasının yolu çeşitlendirme, bu kapsamda işin coğrafi çeşitlendirilmesi. Bu demektir ki en azından orta vadede, Yakındoğu’ya gitme potansiyeli olan yatırım ve teknolojilerin akışı kısmen jeopolitik anlamda daha sakin bölge ve ülkelere yönlendirilecektir. ... Sadece batılı değil Çinli, Hintli, bütün pazar şirketleri bu mantıkla hareket ediyor. (İnterfaks, 22 Kasım)
'Gazze senaryoları'
Hamas’ın taleplerindeki pozisyonu ... “herkese karşı herkes takası” şeklindeydi. Yani 7 Ekim’de alınan çoğunluğu İsraili 240-250 rehinenin İsrail hapishanelerindeki yaklaşık 5-6 bin kişiyle takası. Elbette bu İsrail için kesinlikle kabul edilemezdi ve bu kabul edilemezliğin de iki argümanı vardı:
1) Bu insanlar arasında İsraillilere karşı çok ağır şiddet suçlarıyla suçlanan kimseler var; bunlar kategorik olarak serbest bırakılamaz, cezalarını çekmeliler;
2) Tutukluların serbest bırakılmasına dair eski mutabakatların gösterdiği gibi terör suçlarından suçlananlar İsrail hapishanelerinden döndükten sonra İsrail’in görüşüne göre aynı faaliyete devam etmişlerdi.
Buna dayanarak İsrailliler sayıca eşit olmayan bir takasla büyük bir kitlenin serbest bırakılmasına karşıydı. Hamas da tutumundan geri adım atmak istemiyordu, yoksa neden rehine almış olsundu ki? Sadece kör bir intikam için değil, alakası yok. Rehineler onlar için bizzat Hamasçıların söylediği gibi mücadele yoldaşlarını geri almak için canlı emtiaydı. Baş rolü Katar ve Mısır’ın oynadığı görüşmeler sonucu bir uzlaşma seçeneğini kabul ettiler.
İsrail’de ilk tutumlar arasında Gazze şeridinin Hamas’tan tamamen kurtarılması, Hamas’ta ise işgalin sona erdirilmesi de vardı. Her iki taraf da bu hedeflere erişemedi ve şartları değerlendirerek bir ara karar olarak rehine takasını kabul etmek zorunda kaldılar. ...
[Soru: Sizin görüşünüze göre rehine takası askeri eylemlerin tamamen kesilmesi için bir temel olur mu?] Hayır, olamaz. Takastan sonra askeri eylemler yeniden başlayacak.
[Soru: Gazze şeridinde savaş sonrası hayat senaryoları neler?] Senaryolardan biri (bu İsrail’de ve Arap dünyasında tartışılıyor) Gazze’nin Batı Şeria ile birleşmesi. Bu uzak bir ihtimal, zira gerçekleşmesi kolay değil; ama senaryonun özü, Gazze şeridinin Ramallah merkezli Filistin milli yönetimi idaresine alınması olacak.
Diğer senaryo, Gazze şeridini bir dönem kontrol eden Mısır’ın işin içine çekilmesi. Gazze’nin idaresini şimdilik reddetmekte olan Mısır’ın buna nasıl zorlanacağı meselesi tartışılıyor. Bir başka senaryo, Gazze’nin İsrail ordusu tarafından tekrar işgali ve yönetimine bir grup Arap devletinin çekilmesi senaryosu. Şimdilik şu ya da bu alternatifin gerçekçiliği üzerine konuşmuyorum, sadece masadaki senaryoları sayıyorum. Şimdilik bunların hiçbiri realist ve tercih edilebilir görünmüyor.
Her bir senaryoya karşı güçlü itirazlar da var, özellikle Gazze’nin yeniden işgaline karşı. İsrail ve İsrail ordusu buna hazır değil. Ancak Gazze şeridinin askeri kontrolünün Batı Şeria’daki gibi sağlanması seçeneği de var; orada İsrail’in bütün Batı Şeria üzerinde egemenlik kurmaksızın askeri kontrolü sistemi işliyor.
Başlıca görev, yani istikrarlı bir ateşkes şimdilik başarılamadı. Şu anda takas devam ediyor, ara sona erecek, çatışan tarafların askeri eylemlere sertlikle tekrar başlayıp başlamayacaklarını göreceğiz. Eğer böyle olursa savaş sonrası hayatla ilgili senaryolardan söz etmek için erken, hiç değilse istikrarlı, uzun süreli bir ateşkese varmak gerek. (Vestnik Kavkaza, 2 Kasım 2023)