Rusya'dan Biden'ın 'demokrasi zirvesi'ne zehir zemberek tepki: Demokratikleştirmeyi bırakın, uluslararası hukuka bakın
Rusya, ABD'nin 110 ülkenin katılımıyla düzenleyeceği 'demokrasi zirvesi' hakkında sert bir eleştiri yayımladı. Açıklamada, 'demokrasi ihracı' yerine uluslararası hukuka uyulması için çağrı yapıldı.
DUVAR - Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Joe Biden'ın 9-10 Aralık tarihlerinde düzenlemeyi planladığı 'Demokrasi Zirvesi'ne karşı zehir zemberek bir açıklama yaptı. ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin demokrasi siciline eleştiriler yöneltilen açıklamada, uluslararası sorunların çözümü için başka ülkelerin 'demokratikleştirilmesi' yerine uluslararası hukuka ve BM Şartı'yla tesis edilen devletlerin egemen eşitliği ilkesinin pratikte tanınması çağrısı yer aldı.
Biden'ın düzenleyeceği sanal zirveye 110 ülkenin davet edildiği biliniyor. Davetliler arasında Rusya veya Çin yer almazken, Tayvan'ın davet edilmesi Pekin yönetiminin tepkisini çekmişti. Türkiye'nin de zirveye davet edilmemesi geçtiğimiz haftalarda tartışma yaratmıştı.
'ABD DEMOKRASİ NEFERİ DEĞİL'
Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasındaysa, ABD'nin 'demokrasi neferi' statüsüne sahip olamayacağı eleştirisi getirildi. Açıklamada, "Bu tuhaf etkinliğin arkasındaki organizatörler ve destekçiler, demokrasi ve insan hakları davasını ilerletmekte dünyaya liderlik ettiklerini öne sürüyorlar. Fakat ABD, İngiltere ve AB üyelerinin kendi ülkelerinin yanı sıra uluslararası alanda demokratik hak ve özgürlüklere saygı gösterme açısından sicili ve itibarı, en hafif tabiriyle, idealden uzak. ABD ve müttefiklerinin kendileri de ifade özgürlüğü, seçim idaresi, yolsuzluk ve insan hakları konusunda kronik sorunlar yaşaması nedeniyle 'demokrasi neferi' statüsü üstlenemeyecekleri ve üstlenmemeleri gerektiği açık" denildi.
'BATI MEDYASI ÖZGÜR DEĞİL'
'Batılı medya kuruluşlarının seçkinler tarafından kontrol edildiği ve medyada muhalefetin ifade özgürlüğü ihlal edilerek bastırıldığı' belirtilen açıklamada, ABD'li şirketlerin kontrol ettiği sosyal medya platformlarının da yaygın şekilde yanlış bilginin yayılması, propaganda ve manipülasyon için kullanıldığı savunuldu. Açıklamada, istihbarat servislerinin ve teknoloji şirketlerinin kitlesel elektronik izlemesinin Batılı devletlerde günlük hayatın bir gerçeği haline geldiği belirtildi.
ABD SEÇİMLERİNİN SONUÇLARI SORGULANDI
Rusya Dışişleri'nin açıklamasında, ABD'deki son başkanlık seçimlerinin sonuçlarının sorgulanması da dikkat çekti. Açıklamada ABD'nin seçim sistemi 'arkaik' olarak nitelenirken, "Milyonlarca Amerikalı 2020 başkanlık seçimlerinin adil ve şeffaf olup olmadığını sorguluyor" denildi; posta yoluyla kullanılan oyların güvenilmez bir yöntem olduğu savunulurken, uluslararası gözlemcilerin kabul edilmemesine de dikkat çekildi.
'LOBİCİLİK, YASALLAŞTIRILMIŞ YOLSUZLUK'
Rusya Dışişleri, ABD'nin kendisini 'küresel demokratik lider' olarak ortaya atmasına rağmen cezaevlerinde en yüksek sayıda mahkumun bulunduğu ülke olduğunu, birçok cezaevinde insan onurunu zedeleyen koşullara dair haberler geldiğini ve Washington'ın Guantamo'daki işkenceye dair sessizliğini sürdürdüğünü belirtti; CIA'in müttefik ülkelerdeki gizli cezaevlerinin dünyada eşi benzeri görülmemiş bir uygulama olduğunu vurguladı. Açıklamada ABD'deki lobicilik sistemi 'yasallaştırılmış yolsuzluk' olarak tanımlandı; Kongre'nin iki kanadının da seçmenler yerine fiilen büyük şirketler tarafından kontrol edildiği görüşü paylaşıldı.
'ÖNCE KENDİ SORUNLARINI ÇÖZMELİLER'
Rus Dışişleri, "Bu arka plan ışığında, Washington'dan gelen demokratikleştirme söylemi gerçeklikten tamamen kopuk olmakla kalmıyor, aynı zamanda olabildiğince ikiyüzlü. Kuzey Amerikalı ortaklarımızı, 'demokrasi ihracı' yoluna çıkmadan önce kendi ülkelerindeki sorunları ele almaya ve toplumda etik, değerler, ülkenin geçmişi ve geleceği gibi meselelerde derinleşen bölünmeleri aşmaya çalışmaya çağırıyoruz. Mütevazı bir şekilde ABD demokrasisinin mükemmel olmadığını itiraf etmek yeterli değildir" ifadelerini kullandı.
AB VE İNGİLTERE'YE DE ELEŞTİRİ
Açıklamada İngiltere ve AB'ye de eleştiriler yöneltildi. İngiltere'de neo-Nazi ideolojinin rahatça yer bulduğu, ırkçı saldırıların arttığı ve istihbarat kurumlarının kendi vatandaşlarının kişisel verilerini topladığı belirtilirken, AB'de ise etnik Rusların meşru hak ve çıkarlarının sürekli olarak gözardı edildiği, 'birçok AB üyesinde Avrupa medeniyetinin temellerini yok eden aşırı liberal değerler ve uygulamaların saldırgan biçimde telkin edildiği' savunuldu.
'IRAK, SURİYE VE LİBYA'YA BAKIN'
Rus Dışişleri, ABD ve küçük bir grup müttefikinin 'ideoloji ve ahlakın doğru tarafında yer aldıkları' iddiasıyla ve 'demokrasiyi ilerletmek' gerekçesiyle saldırgan eylemlere girişerek kendilerine duyulan güveni zedelediğini, son 30 yılda bir düzineden fazla askeri müdahale ve 'rejim değişikliği girişimlerinde bulunulduğunu' vurguladı. Açıklamada, "Askeri-siyasi alanda provokatif eylemler genellikle uluslararası hukuku ihlal ediyor ve sadece kaos ile yıkıma yol açıyor" denilirken, yakın tarihte 'zorla demokratikleştirme' adına girişilen 'askeri maceraların' kanlı savaşlar ve ulusal trajedilerle son bulduğu hatırlatıldı. Örnek oarak da, eski Yugoslavya, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye sayıldı.
Irak'ta bazı tahminlere göre yüz binlerce kişinin öldüğü, Afganistan'daki işgalin 'tam bir başarısızlıkla' son bulduğu ve Libya'nın 'sivil nüfusu koruma' amaçlı NATO harekâtından sonra hâlâ toparlanamadığı belirtilirken, "Bu 'demokrasi zirvesi'nin kalbindeki iki yüzlülüğü ifşa etmek için örnekler vermeye devam edebiliriz. Ama buna gerek var mı?" sorusu yöneltildi.
'RUSYA KENDİ MODELİNİ KİMSEYE DAYATMIYOR'
Rusya Dışişleri, kendi dış politika vizyonlarını da şöyle anlattı: "Biz kimseye kendi kalkınma modelimizi sunmuyoruz. Her devletin kendi siyasi sisteminin kültürel ve dini özellikleri ile aşılmadık unsurlarının yanı sıra her ulusun kendi yolunu bağımsız olarak belirleme hakkını kabul ediyoruz. Biz hiç kimseye kendi yaşam vizyonumuzu dayatmayacağız."
Rusya'nın küresel siyasette dengeleyici ve istikrar kazandırıcı bir rol oynamaya çalıştığı belirtilen açıklamada, Moskova'nın devletlerin egemen eşitliği ilkesine bağlı olduğu, kimsenin içişlerine karışmadığı, güç kullanmadığı ve sorunların barışçıl çözümünü desteklediği vurgulandı.
'DEMOKRATİK SİSTEMİN TEMELLERİ BM ŞARTI'NDA'
Açıklamanın sonunda da, Batılı ülkelere 'demokratikleştirme' yerine uluslararası hukuka saygı duyma çağrısı yapıldı: "Acil sorunların çözülmesi için, bütün yabancı ortaklarımızı 'demokratikleştirme' veya yeni bölünme hatları çizmek yerine uluslararası hukuka geri dönmeye ve BM Şartı'yla tesis edilen devletlerin egemen eşitliği ilkesinin pratikte tanımaya çağırıyoruz. BM Şartı, ABD ve müttefiklerinin kabul etmediği bir demokratik dünya düzeninin temellerini içeriyor. İnsanlık Covid-19 pandemisi ve etkileriyle savaşmaya devam ederken, bütün ülkelerin BM Şartı'nın ilkeleri temelinde işbirliği yapmasına her zamankinden çok ihtiyaç var. 'Demokrasi Zirvesi'ni yakından izleyeceğiz." (DIŞ HABERLER)