Safranbolu’da belgesel festivali: Süha Arın’ın izinde 25 yıl
Coğrafyamızın hem kültürel hem de tarihi yaşanmışlıklarını belgesel gerçekliğine taşıyan usta belgeselci Suha Arın’ın ismiyle anılan Safranbolu Belgesel Film Festivali, belgesel namına önemli bir deneyim sunmaya devam ediyor. Günümüzde çok sayıda festival belediye başkanlarının değişmesiyle yok olurken bir festivalin üstelik küçük bütçeli bir Anadolu ilçesinin korumasında varlığını devam ettiren bir festivalin 25 yılı geride bırakması ulusal sinemamız namına adeta çölde vaha etkisi yapıyor.
Ulusal sinemamızın üvey evladı belgesel üstüne tematik olarak varlığını koruyan en uzun soluklu festival olan Safranbolu Uluslararası Belgesel Film Festivali, bu yıl 25'inci kez 29 Mayıs-1 Haziran arasında yapıldı.
Safranbolu Belgesel Film Festivali, belgesel sinemamızın kutbu Suha Arın’ın 1976 yılında "Safranbolu’da Zaman" belgeselini çekmesinin yarattığı sinerjiyle ortaya çıkmış bir belgesel festivali. "Safranbolu’da Zaman" belgeselinden sonra 1977 yılında Kültür Bakanlığı Safranbolu’yu tarihi sit alanı ilan ederek koruma altına alınmasını sağladı. 1995 yılında da UNESCO tarafından "Dünya Miras Listesi"ne eklenince bu tarihi evlerin rant mücadelesinden azad olacağı kesinleşmiş oldu. Bu sayede zamansız bir coğrafya olarak Safranbolu sokaklarını başka bir dünyadaymışçasına gezebiliyoruz.
Bu yıl dört farklı kategoride sadece belgesellerin yer aldığı festivale 109 ülkeden bin 448 başvuru yapılmış. Bu başvurular arasından 25 film finalist olarak seyircinin karşısına çıktı. Festivalde Safranbolu ile ilgili belgesel projelerin desteklendiği belgesel destek yarışması da düzenleniyor. Sonraki yıl da bu destekle çekilen film, festivalin açılış filmi olacak. Takdir edilesi bir yaklaşım örneği.
KORKULAN GERÇEK BELGESELLER
Gerçekliğin kadraja yansıyan hali olan belgeseller, festivaller için her daim "sakıncalı piyade" statüsünde karşılanıyor. Mümkün mertebe belgesel kategorisi olmayan festival yapmaya çalışan çok sayıda festival var. Geçen yıl da yine festivaller namına en önemli gündem maddesini oluşturan kuşkusuz Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin yapılamamasıydı. "Kanun Hükmü" isimli belgeselle ilgili ortaya çıkan tartışmalardan sonra festivalin iptal olması belgesellerden korkulan bir festival ortamımız olduğunun en taze örneğini oluşturdu. Hal böyleyken uzun metraj belgesellerin gösterim şansı bulduğu festivaller oldukça kısıtlı bir gösterim ağına sahip. İstanbul, Ankara ve Adana gibi film festivallerinin belgesel kategorisinin yanında ülkemizde az sayıda müstakil belgesel film festivali varlığını devam ettiriyor. 25. yapılan Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin dışında geçen yıl 16'ncısı yapılan Documentarİst İstanbul Belgesel Günleri, 14'üncü kez yapılan TRT Belgesel Ödülleri, 10'uncu kez yapılan Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali ve Kürtçe üretim için önemli bir buluşma sağlayan 4 yıl aradan sonra geçen yıl yapılan 8'inci FilmAmed Belgesel Film Festivali yegâne gösterim alanlarını oluşturuyorlar.
SUHA ARIN'IN AZİZ HATIRASI
Tahtacı Fatma – 1979, Yörük Elif – 1978, Urartu'nun İki Mevsimi – 1977, İstanbul'un Çağırdığı Su – 1977, Likya'nın Sönmeyen Ateşi – 1977, Safranbolu'da Zaman – 1976 gibi coğrafyamızın hem kültürel hem de tarihi yaşanmışlıklarını belgesel gerçekliğine taşıyan usta belgeselci Suha Arın’ın ismiyle anılan Safranbolu Belgesel Film Festivali, belgesel namına önemli bir deneyim sunmaya devam ediyor. Günümüzde çok sayıda festival belediye başkanlarının değişmesiyle yok olurken bir festivalin üstelik küçük bütçeli bir Anadolu ilçesinin korumasında varlığını devam ettiren bir festivalin 25 yılı geride bırakması ulusal sinemamız namına adeta çölde vaha etkisi yapıyor. Umarım bu çizgisini korur.
Rıza Oylum Kimdir?
1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.
'Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri': Israrla Kürtçesiz 02 Ekim 2024
'Dışavurumcu' İran sineması: Festivale film çekmek 07 Eylül 2024
Tuncay Akça’nın bilinmeyen başrolü: Bebek 21 Ağustos 2024
İktidardan muhalefete sürdürülemeyen film festivalleri 16 Haziran 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI