Sağlık çalışanlarından ortak tepki: Kira ödemek bile lüks oldu

Antalya'da iş bırakan sağlıkçılar, aldıkları ücretlerin enflasyon karşısında erimesinden şikayetçi. Sağlıkçılar, haklarını talep ederken zor günlerdeki fedakarlıklarının hatırlanmasını istedi.

SABİM adına basın açıklamasını Dr. Dilek Şahin Duran yaptı.
Google Haberlere Abone ol

ANTALYA - Hekim Birliği Sendikası öncülüğünde 21 sivil toplum örgütünün katılımı ile kurulan Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu (SABİM), acil çözümler bekledikleri taleplerini duyurmak için Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde iki günlük iş bırakma eylemi başlattı.

SABİM adına basın açıklaması yapan Dr. Dilek Şahin Duran, sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan kamu çalışanlarının ortak taleplerini, sağlıkta şiddetin önlenmesi, mali haklar, özlük hakları, çalışma koşuları ve liyakat 5 temel başlıkta topladı.

ŞİDDETİN GÖLGESİNDE SAĞLIK HİZMETİ

Yaşadıkları ağır sorunlara dikkat çekmek ve toplu sözleşme öncesi belirledikleri talepleri ortaya koymak için 1-2 Ağustos'ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldıklarını söyleyen Duran, “Tırnak makasıyla AVM'lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bir silahtan çıkan kurşunla, başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle ya da gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz. Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz. Biz, topyekün bir sistem değişikliği istiyoruz” dedi.

‘ALIM GÜCÜMÜZ HIZLA AZALIYOR’

Duran, mevcut sistemde sağlık çalışanlarının çocuklarının eğitim masraflarını, gıda ihtiyaçlarını ve evlerinin kiralarını bile ödemekte zorlandıklarının altını çizerek, “Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin iki katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. En temel insan hakkıdır, çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamaz hale geldik. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece 9 bin 17 lira zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor. Mezarda emekliliğe mahkum ediliyoruz” diye konuştu.

‘AİLE HEKİMLİĞİ İYİ BAŞLADI, GERİ GİTTİ’

2010 yılında başarılı bir başlangıç yapılan aile hekimliği uygulamasının, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gittiğini savunan Duran, şu sözlerle tepki gösterdi: “Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler yapılıyor. Yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor. Aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor. Anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek artırıyor. Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor. Daha ne kadar dibe vurabiliriz?”

‘ZOR GÜNLERDEKİ FEDAKARLIĞIMIZ UNUTULMASIN’

Toplu sözleşme teklifinde yetkili sendika tarafından sunulan dayanışma aidatını ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmediklerini belirten Duran, “Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür. İdeal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz. Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz” dedi.

‘DİYALOG KANALLARINI AÇIK TUTMAYI TERCİH ETTİK’

İş bırakma eylemine katılmadıklarını belirten Sağlık Sen Antalya Şubesi Başkan Yardımcısı Osman Kasap ise toplu sözleşme müzakerelerine yeni başladıklarını, görüşmelerin kazanılacak haklar bakımından etkili bir düzlemde ilerlemesini beklediklerini ve diyalog kanallarının açık olduğu bu süreçte iş bırakma eylemleriyle süreci baltalamak yerine görüşmeleri sürdürmeyi tercih ettiklerini söyledi.

Hak mücadelesini daha yüksek sesle duyurabilmek ve birlikteliğin gücünü ortaya koyabilmek için SABİM çatısı altında bir araya geldiklerini söyleyen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Şükran İçöz de toplu sözleşme taleplerini de şöyle aktardı:

- Muayene, tedavi ve ilaçta hiçbir katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.
- Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için ‘şiddet üreten’ sağlık sistemi değişsin. Sistemin yeniden inşası için emekçilerin, hizmetin planından sunumuna kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.
- Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri göreve başlatılsın.
- Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz.
- Toplu sözleşme hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın.
- Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Yıpranma payı, yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin.
- Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat artırılsın.
- Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler 'sağlık hizmetleri sınıfı'na alınsın.
- Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın.
- Üniversite hastanelerinde çalışanlara da tayin hakkı verilsin.
- Sağlık ve sosyal hizmetler alanında sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.
- Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü gider, devlet tarafından karşılansın.