Sağlık emekçileri: 'İş bıraktığımız için verilen cezalar hukuksuzdur'

21 sağlık örgütüne üye sağlık çalışanlarına 1-2 Ağustos tarihlerindeki iş bırakma eylemine ceza verilmesi üzerine yapılan açıklamada, "Bu cezalar hukuksuzdur" denildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sağlık ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu’nu (SABİM) oluşturan 21 sağlık örgütü 1-2 Ağustos 2023 tarihlerinde sağlık çalışanlarının özlük ve mali haklar, sağlıkta şiddet, uygunsuz çalışma koşulları gibi nedenlere dikkat çekmek için iş bırakmıştı. Bunun sonucunda haklarını arayan sağlık emekçilerine verilen cezalardaki hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için basın açıklaması yapıldı.

Birlik ve Dayanışma Sendikası Ankara İl Temsilcisi Dr. Murat Yılmaz, basın mensuplarını, sağlık emekçilerini saygıyla selamlayıp şu açıklamayı yaptı:

“Biz aile hekimleri, aile sağlığı ebe-hemşireleri, diğer tüm basamaklarda çalışan hekim ve sağlık çalışanları olarak buradayız. Neden mi buradayız? Çünkü, 1-2 Ağustos 2023 tarihlerinde, sağlıkta şiddet ve özlük haklarımızın kötüye gidişine 'dur' demek için anayasal hakkımız olan iş bırakma hakkımızı kullandığımız gerekçesiyle cezalandırıldığımız için buradayız. Buradayız çünkü; Ankara’da sendikal hak olan iş bırakma eylemimizden dolayı, usulsüz disiplin uygulamalarına ve cezalara çarptırıldık. Aynı fiile Ankara’da bazı ilçe sağlık müdürlükleri inceleme başlatmazken, bazı ilçe sağlık müdürlükleri ise inceleme başlatıp disiplin cezaları uyguladı. Hatta bu standartsızlık yetmezmiş gibi ceza verilen ilçelerde aynı aile sağlığı merkezinde görev yapanlar için 1-2 Ağustos tarihlerinde iş bırakmaları gerekçesiyle farklı cezalar dahi uygulandı. Soruyoruz; bu kadar farklı disiplin uygulaması ve disiplin işlemlerinin nedeni ve gerekçesi nedir? Anayasal hak olan iş bırakmaları, bırakın cezalandırmayı engellemenin bile suç olduğunu yetkililere hatırlatmak istiyoruz.”

 

'VERİLEN CEZALAR HUKUKSUZDUR'

İnceleme evrakları ile ilgili pek çok usulsüz işlemin yapıldığını belirten Dr. Murat Yılmaz, “İnceleme-soruşturma aşamasında pek çok usule ve mevzuata uymayan işlemler yapılmıştır. Örneğin; inceleme evrakları ve soruşturma belgeleri, kanunen savunması istenen kişiye savunma hakkını tam kullanabilmesi için tebliğ edilmesi gerekirken, defalarca talep etmemize rağmen idare tarafından bizlere tebliğ edilmemiştir. Mevzuata, kanuna, hatta anayasaya aykırı olarak bizlere verilen disiplin cezaları için elbette sessiz kalmayacağız. Her birimiz, mahkeme yoluyla cezalar iptal olana kadar hakkımızı arayacağız. Herkes bilsin ki; hukuk sistemimiz bu cezaların tamamını iptal edecektir. Çünkü bu cezalar hukuksuzdur” diye konuştu.

 

'YORULDUK, YIPRANDIK, ÖLDÜRÜLDÜK'

İş bırakma gerekçelerini sıralayan Birlik ve Dayanışma Sendikası Ankara İl Temsilcisi Dr. Murat Yılmaz, şunları söyledi:

“Peki bizler neden iş bırakıyoruz? Bizler iş bırakıyoruz çünkü; yorulduk, yıprandık ve hatta öldürüldük! Aile sağlığı merkezlerinde ve tüm bütün sağlık kuruluşlarında, şiddet her gün artarak devam ediyor. Mesleğimizi doğru ve ilkeli bir şekilde yapmaya çalıştığımız için küfür ve hakaretlere maruz kalıyor, ölümle tehdit ediliyoruz. Bitiyor mu? Hayır! Fiziksel şiddete uğrayıp, öldürülüyoruz! Birlik ve Dayanışma Sendikası olarak aile hekimliğinde çalışan hekim, ebe ve hemşirelerle gerçekleştirdiğimiz anket sonucuna göre, arkadaşlarımızın yüzde 92’si en az bir kez fiziksel veya sözel şiddete uğramıştır. Anketin alt sonuçlarına göre ise çalışanların yüzde 94’ü hakarete maruz kalırken, yüzde 71’i tehdit edilmiş, yüzde 17’si ise fiziksel şiddete uğramıştır.”

 

'GEÇİM SIKINTISI YAŞIYORUZ'

Şiddetin yanı sıra sağlık emekçileri olarak yüksek enflasyon karşısında ezildiklerini ve geçim sıkıntısı yaşadıklarını söyleyen Birlik ve Dayanışma Sendikası Ankara İl Temsilcisi Dr. Murat Yılmaz, “Aile hekimleri ve aile sağlığı ebe-hemşireleri çoğu zaman açlık sınırının biraz üstünde, yoksulluk sınırına ulaşamayan hakedişlerle çalıştırılmaktadır. Hakediş diye ödenen ücretlerin, hakettiğimizin çok altında olduğu, teşvik-performans isimleri altında daha çok iş daha çok para mantığıyla işleyen bir ücretlendirme sistemini kabul etmiyoruz. Emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırının üzerinde tek kalem maaş talep ediyoruz. Ayrıca, aile hekimliği sisteminde tüm sorumluluğu sağlık hizmeti sunan tarafa yükleyen ve hizmeti alanın herhangi bir takibe ya da izleme gelmediğinde bizlerden kesilen performans sisteminin son bulmasını istiyoruz. Hizmeti alanın hiçbir sorumluluk üstlenmediği bir koruyucu sağlık hizmeti, etkinliğini kaybetmektedir” diye konuştu.