Ev turşusunun faydaları
Kış sofralarının vazgeçilmezi turşu hem lezzetli hem faydalı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel, sadece sirke ve tuzla yapılan ve koruyucu içermeyen ev turşusunun 8 faydasını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
DUVAR - Lahanadan kornişona, fasulyeden havuca, karnabahardan patlıcana, biberden kavuna birçok çeşidiyle kış sofralarının vazgeçilmezi olan turşu, kendine has lezzetiyle mutluluk veriyor. Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi ve Acıbadem Zekeriyaköy Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel, turşunun özellikle evde cam kavanozda, uygun koşullarla yapılması ve dozunda tüketilmesi durumunda fayda sağlayacağını belirtirken “Turşu tüketmesinde sağlık açısından bir problemi bulunmayanlar, özellikle evde yapılan turşuyu ölçülü tükettiklerinde fayda sağlayabilirler. Ancak turşu yüksek oranda sodyum içerdiği için; yüksek tansiyonu, diyabeti, böbrek yetmezliği ve mide hastalıkları olanların çok kontrollü yemeleri hatta hastalık düzeylerine göre hiç yememeleri gerekiyor. Özellikle hazır turşuların sodyum oranları daha yüksek olduğundan riski artırıyor. Turşu tüketildiği gün ödem artışını engellemek için de mutlaka su tüketimini artırmaya dikkat edilmeli” diyor.
Soğuk algınlığına karşı koruyor: Turşuyu oluşturan sebze ve meyveler bağışıklık sistemini kuvvetlendiren birçok vitamin, mineral ve antioksidanları içeriyor. Tek bir çeşit turşudan ziyade farklı sebzelerin turşularını tüketmek vücuda alınan antioksidan çeşitliliğini artırdığından daha fayda sağlıyor. Örneğin antioksidan çeşidi olarak, pancar turşusundan polifenoller ve betalain, lahana turşusundan glukosinolat elde edip yüksek antioksidan çeşidi ve kapasitesiyle kış günlerinde soğuk algınlığına karşı kalkan oluşturabilirsiniz.
Bağışıklığı güçlendiriyor: Turşu bütüncül olarak bağışıklık sistemini koruyup güçlendiriyor. Bu koruyucu etkinliği hem içeriğindeki probiyotik bakteriler hem de turşuyu oluşturan sebze ve meyvelerin kendi özellikleri ile yapıyor. Fermente bir yiyecek olduğu için bakteri açısından zengin. Bu bakteriler bağırsak florasının zenginleşmesini sağlıyor ki güçlü bir bağırsak florası güçlü bir bağışıklık sistemi anlamına geliyor. Turşu ile gelen yararlı bakteriler aynı zamanda bağırsaklarda K vitamini yapımına destek oluyor. K vitamini ise yaralanmalar sonrasında kanın pıhtılaşmasında rol alan bir vitamin. Ayrıca tiamin, riboflavin gibi B grubu vitaminlerine katkı sağlıyor. Tiamin sinir sisteminin korunması ve hafızanın güçlenmesine yardımcı olurken, depresyona karşı koruyucu görev üstleniyor. Hem tiamin hem riboflavin karbonhidrat ve yağ metabolizmasında rol oynuyor.
Kan şekerini dengeliyor: Turşu yüksek miktarda lif içerdiğinden özellikle yemekle beraber yenildiğinde öğünün mideyi terk etme süresi yavaşlıyor, insülin salınımı dengeleniyor ve daha kontrollü bir kan şekeri elde ediliyor. İnsülin direnci gibi bir durumunuz varsa turşuyu bu şekilde tüketmek faydalı ancak diyabet hastalığınız varsa tansiyon da sizin için bir risk faktörü olacağı için turşu yemek tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilir. Bu da böbrekleriniz için bir risk oluşturabilir. Diyabet hastalarının turşuyu çok kontrollü tüketmesi hatta hiç turşu tüketmemesi gerekiyor.
Sporcularda krampları azaltıyor: Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel “Egzersiz sırasında terle birlikte birçok mineral kaybı da yaşandığından bu durum dehidratasyona yani sıvı kaybına neden oluyor. Hem turşu hem de turşu suyu kaybolan sıvı ve mineralleri yerine koymanın hızlı bir yolu. Sporcularda turşu suyu tüketiminin egzersiz sonrasındaki krampları azalttığına dair çalışma sonuçları bulunuyor” diyor.
Kansere karşı koruyucu: Turşu yapımında kullanılan sebzelerin her biri ayrı bir antioksidandan zengin olduğu için serbest radikallere karşı zengin antioksidan kapasiteyle mücadele ediyorlar. Özelikle sarımsak ve karnabahar turşusunda bulunan flavonoidlerin antioksidan kapasitesi daha da yüksek. Tek bir turşu çeşidine ağırlık vermek yerine çeşitlendirmek farklı vitamin, mineral ve antioksidanların alımına olanak sağlıyor.
Metabolizmayı hızlandırıyor, zayıflatıyor: Turşuda bulunan sirke kaynaklı asetik asitin vücutta yağ depolamasını önlediği bazı hayvan çalışmalarında kanıtlanmış durumda. Turşunun hem metabolizmayı hızlandırıcı etkisi hem kabızlığa karşı etkili olması hem de düşük kalorili olmasından dolayı diyet yapanların zayıflamasına yardımcı oluyor. Lifli bir besin olması tokluk süresini uzatarak da ayrıca bu sürece destek sağlıyor.
Kabızlığa karşı etkili: Hem çok lifli yapısıyla hem de içeriğindeki fermente bakterilerle bağırsak sağlığını koruyan bir besin. Bağırsak florasının sağlığı bağırsak hareketlerinin düzenli olması açısından elzem. Aynı zamanda yüksek lifli sebze ve meyvelerden yapılan turşular bu yolla da dışkı hacmini artırarak, metabolik atıkların vücuttan daha rahat atılmasını sağlayıp kabızlığa iyi geliyor.
Kalp damar hastalıklarına karşı koruyor: Sağlıklı kişilerde turşu tüketimi kalp damar hastalıklarına karşı koruyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Güzey Akansel “Turşu birçok yararlı bakteri barındırıyor ve bu bakteriler bağırsak florasını düzenliyor. Bağırsak florasındaki probiyotik bakterilerin yoğunluğunun ve çeşidinin artması kalp damar hastalıklarına karşı koruyor. Turşunun kalp-damar hastalıklarından koruyucu olan diğer bir rolü ise yüksek antioksidan ve vitamin-mineral içeriği ile damar sağlığını koruma özelliğine sahip olması. Ancak bu koruyuculuk sağlıklı bireyler için geçerli!” diyor ve haftada 2-3 gün el ayası kadar turşunun yenilebileceğini ekliyor. Turşunun içerdiği yüksek sodyum oranının; tansiyon, diyabet, böbrek ve mide hastalığı olanlar için turşuyu temkinli yaklaşılması gereken bir besin yaptığını vurgulayan Müge Güzey Akansel, “Bu hastalıkları olan kişiler mutlaka hekim ve diyetisyenlerine danışarak turşu tüketimini kontrollü bir şekilde tüketmeli ya da hastalık düzeylerine göre hiç tüketmemeliler” uyarısında bulunuyor.