Mevsim geçişlerinde kalbe dikkat
Mevsim geçişlerinde bedenimiz de değişime uyum sağlamaya çalışıyor. Isı ve basınç değişiklikleri ile beraber üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış yaşanıyor. Bu durum kalp krizini tetikleyebiliyor.
DUVAR - Hava şartları ve mevsimlerin insan sağlığı üzerindeki etkisi birçok çalışma ile gösterilmiş durumda. İnsanın fiziki ve ruhsal değişimiyle birlikte atmosferde yaşanan ısı ve basınç değişimi, polenlerdeki artış ve güneşin de etkisiyle kalp hastalıklarından alerjiye bağlı sorunlara, cilt hastalıklarından böbreklere kadar birçok organı etkileyen sağlık sorunlarına daha sık rastlanabiliyor.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Abalı, bu dönemde özellikle kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda olan kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.
SIVI TÜKETİMİNİZİ ARTIRIN
Artan sıcaklarla birlikte havadaki nem oranının arttığını, bunun sonucunda da su ve mineral kaybının meydana geldiğini söyleyen, Doç. Dr. Gülcan Abalı, idrar söktürücü ilaç kullanan hastaların bol miktarda su tüketmeleri gerektiğine işaret etti. Özellikle çok fazla terleyen ya da kilo sorunu yaşayan kalp hastalarının bu konuda çok daha dikkatli olması gerektiğini anlatan uzman, “Terlemeyle birlikte vücutta kaybolan sıvı, kan akışkanlığında azalmaya ve koyulaşmaya neden olur. Sıcak ortamda, kendini soğutmak amacıyla kan cilde hücum ederken kan basıncı düşebilir veya yükselebilir. Bu da kalbin aşırı çalışmasına, beklenmedik kalp krizlerine, ritim bozukluklarına, ani oluşan ve hastaneye yatmayı gerektirecek kalp yetersizliklerine yol açabilir” diye konuştu.
DOKTORUNUZUN ONAYLADIĞI UYGUN EGZERSİZLERİ YAPIN
Bahar aylarında havaların olumlu etkisi ile iyi hisseden bireylerin, kendilerinde daha fazla efor sarf etme imkanı bulduklarını söyleyen Doç. Dr. Gülcan Abalı, fiziksel özelliklere ve yaşa uygun olmak üzere haftada beş saat düzenli egzersizler yapılmasının yarar sağlayacağını söyledi.
Kalp hastalarının bu durumda takiplerini sürdüren doktorlarına başvurarak, yapmayı planladıkları spor türünü ve bunların sürelerini danışmalarını ayrıca kullandıkları ilaçların dozlarını da yeniden kontrol ettirmelerini öneriliyor.
KAN BASINCI YÜKSEKLİĞİNİ KONTROL ALTINA ALIN
Kalp hastalıkları açısından riski azaltmak için kan basıncı yüksekliğinin de kontrol altında tutulması gerektiğine işaret eden kardiyolog, “Özellikle tansiyon hastalarının ve risk grubunda yer alan kişilerin ayda bir kez, aynı gün içerisinde tansiyonlarını belirli aralıklarla birkaç kez ölçmesinde yarar var. Ölçülen değerin büyük tansiyon için 140 mmHg, küçük tansiyon için ise 90 mmHg ve altında olması gerekiyor. Bu değerleri aşan durumlarda ise mutlaka bir uzmana danışılmalı. Tansiyon ilacı kullanan hastaların da tedavilerine aksatmadan devam etmeleri gerekir” ifadesini kullandı.
TUZ TÜKETİMİNDEN KAÇININ
Aşırı tuz tüketimi başta böbrekler ve kalp olmak üzere birçok organı ve dolayısıyla genel sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Fazla miktarlarda alınan tuz tansiyonun yükselmesine neden olurken bu durum damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için yemeklere tuz atmadan önce bir kez daha düşünmekte fayda var. (Kaynak: NTV Sağlık)