‘Kallmann’dan kurtuluşu yazdı

Ergenliğe girememe hastalığı ‘Kallmann’ı yenen Öztürk: Bir erkek olarak ölmüştüm.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Tıp literatüründe Kallmann sendromu olarak tanımlanan ergenlik başlangıcının gecikmesi veya yokluğu ile birlikte, koku alamama ile kendini gösteren rahatsızlığı hormon tedavisi ile yenen Uygur Öztürk şimdi bir vakıf kurarak benzer durumdakilere yardımcı olmak istiyor.

Kallmann sendromu, dünya genelinde yaklaşık her 50 bin erkeğin 1’inde görülüyor. Hastalıktan Türkiye’de yaklaşık 4 bin kişinin etkilendiği tahmin ediliyor. Bu sendrom, cinsel gelişim ve olgunlaşmadan sorumlu hormonların yetersiz üretimini içerirken, erkek hastalar çoğunlukla mikro penis olarak bilinen küçük bir penis ve inmemiş testislerle dünyaya geliyor.

Bu çocuklar, normal ergenlik çağında ise yüz, kasık ve vücut kıllarının azlığı şikayeti yaşarken, sesleri kalınlaşmıyor. Kadın hastalarda ise ergenlik çağında olması gereken regl gözlemlenmiyor, göğüsleri de gelişmiyor. Hastalara ciddi travmalar yaşatan Kallmann’ın tedavisinde, hormonlar kullanılıyor.

'BEN GECE ÖLMÜŞTÜM'

Bu hastalık nedeniyle ciddi travmalar yaşayanlardan biri de Doğu Türkistanlı 37 yaşındaki Uygur Öztürk. Hastalığın ergenlik sürecine yansımalarını, gördüğü toplumsal baskıyı ve dışlanmayı paylaşmak adına, ‘Ben Kallmannım’ kitabını yazan Öztürk, doğduğu Doğu Türkistan Aksu ve bir süre yaşadığı Urumçi’de ciddi bir tedavi imkanı bulamadığını söylüyor.

Hollanda’ya yerleştiği 2006’dan sonra hastalığına yönelik iyi bir tedavi imkanı bulduğunu belirten Öztürk, orada kullandığı hormon ilacının sorunlarına çare olduğunu belirtiyor. Artık yaşadıklarını ve yaşayacaklarını kabullendiğini belirten Öztürk, başından geçenleri birkaç cümleyle özetlerken, kitabında yer alan “Utançtan kızın yüzüne bile bakamıyordum. Bir erkek olarak ben o gece ölmüştüm” sözlerini sarf ediyor.

Yaklaşık 6 yıl önce Türkiye’ye gelerek Türk vatandaşlığına geçen Öztürk, Hollanda’da kullandığı ilacın burada hastalara ulaşamadığını fark edince Kallmann ile ilgili farkındalık faaliyetlerine başlamış. Kaleme aldığı kitabın ardından şimdi de, Kallmann Vakfı için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunan Öztürk, hastalıklarını gizleyen hastaların travmalarını iyileştirmek için çalışacaklarını söylüyor.