Turhan Çömez: İngiltere, İtalya’da yaşananlardan ders aldı
Avrupa artık Covid-19 salgınının merkezi olarak işaret edilirken İngiltere, salgınla mücadele yöntemlerini katılaştırmamakla eleştiriliyor. İngiltere’de National Health Service'e (NHS) bağlı olarak çalışan Dr. Turhan Çömez, İngiltere’nin İtalya’da yaşananlardan iyi bir ders aldığını söyleyerek “İngilizler bundan galip çıkacaklar gibi hissediyorum” diyor.
LONDRA - Dünyanın tamamı Covid-19 salgını ile mücadele ederken ve Avrupa, salgının merkezi haline gelmişken İngiltere’nin salgın karşıtı önlemlerde diğer ülkelere göre soğukkanlı davranması, Boris Johnson hükümetini eleştirilerin odağına koyuyor. Hükümetin savunduğu ‘sürü bağışıklığı’ stratejisi bazı uzmanlar tarafından mantıklı bulunurken İngiltere’de halk ve sivil toplum kuruluşları nezdinde endişe yaratıyor.
Hafta başında Boris Johnson’ın da katıldığı basın toplantısında İngiliz hükümetinin bilimsel danışmanları halka, koşulları uygun olanların evden çalışması, tiyatro, pub ve kulüp gibi sosyal mekanlara gidilmemesi, semptom gösterenlerin evlerinde kendilerini karantinaya alması çağrısında bulunmuştu. Dün akşam saatlerinde ise İngiltere’deki okulların 20 Mart Cuma gününden itibaren tatil edileceği açıklandı. İngiliz hükümetinin ‘sürü bağışıklığı’ stratejisinden adım adım geri çekildiği düşünülse de alınan yeni önlemlere rağmen İngiltere’de, Avrupa ülkelerindekine benzer bir karantina uygulaması başlatılmıyor.
Londra’daki Mediwell Clinic’in kurucusu olan genel cerrahi uzmanı Dr. Turhan Çömez, aynı zamanda Londra’da National Health Service (NHS)’e bağlı bir üniversite hastanesinde çalışıyor. Salgında İtalya’nın yaklaşık 3 hafta gerisinde olduğu söylenen İngiltere’nin Covid-19 salgınına karşı hazırlıklarını yakından takip eden Dr. Çömez, hükümetin mücadele stratejisini ‘Rus ruleti’ne benzetenlere hak veriyor, “Ama İngilizler bundan galip çıkacaklar gibi bir hisse sahibim,” diyor.
İngiltere’nin koronavirüs’e dair politikalarını ‘Rus ruleti’ne benzetilerek eleştiriyor. Siz bu politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önümüzdeki birkaç hafta İngiltere için çok kritik. Çok sayıda vakanın ve ölümlerin olacağı öngörülüyor. Bu şaşırtıcı bir tahmin değil. Ama İngiltere’nin buna nasıl hazırlandığı konusu hakikaten tartışmalı bir konu. Çünkü birçok dünya ülkesinin aksine İngiltere, son derece rahat, olayı kendi akışına bırakan, sonuçları görmeyi bekleyen bir tavırda. Birçok eleştiriye rağmen ben bunun daha doğru olduğunu düşünüyorum. Virüsün doğal bir döngüsü var. Bu döngü yaza doğru seyrini tamamlayacak ve gündemimizden kalkacak. Tabii bu süreçte başta yaşlılar ve diğer sağlık problemi olanlar olmak üzere riskli grubu etkileyecek. Onun dışında genç, aktif, bir problemi olmayanlara belki hiç dokunmayacak. Dokunsa bile etkileyemeyecek. İngiltere bu realiteden hareketle, olayı kendi seyrine bıraktı. Ama bir yandan da hazırlıklarını yoğun olarak sürdürüyor. Bunu görebiliyorum. Çünkü İtalya’dan ders aldı. İngiltere, İtalya’nın hazırlıksız yakalanmasını, özellikle yoğun bakım yataklarının eksikliğini çok iyi analiz etti. Önümüzdeki haftalara çok ciddi bir hazırlıkla giriyor. Yoğun bakım yataklarını ve sağlık kapasitesini artırıyor. Çünkü bu hastalık ölümcül seyreden bir noktaya gelirse -ki şu anda bu oran yüzde 4- bunları kurtarabilmek için ihtiyacımız olan tek şey, yoğun bakım yatağı. Yoğum bakım ventilatörü dediğimiz cihazların artırımı için çok ciddi bir hamle yapıyor şu anda. Rus ruleti doğru bir ifade ama bana göre şu anda olması gereken de bu.
Pazartesi günü, Boris Johnson’un basın toplantısında “salgının hızlı büyüme safhasına geçtiği” söylendi. Şu anki durumun İtalya’nın 3 hafta önceki durumuna yakın olduğu belirtildi. İngiltere yatak kapasitesi ve hazırlık bakımından gelecek 3 haftaya hazır mı?
Şu an hazır değil ama hazırlık için çok ciddi bir çaba içerisinde. Bugün görüştüğüm birkaç özel hastane sahibi, yoğun bakım yataklarının NHS tarafından kiralandığını ifade ettiler. Bunun için de inanılmaz paralar harcanıyor: NHS, bir yoğun bakım yatağı için gecelik 9 bin Pound öneriyor özel hastanelere. Normal NHS hastanelerinde kapasitenin artırımı için çok büyük bir özveriyle çalışılıyor. İngiltere kitlesel salgından ziyade o yüzde 4’lük riskli grubun içerisinde hayatı kurtarılabilecek olanların maksimumunu kurtarabilmenin çabası içerisinde.
Peki, bu politika aslında bir tür psikolojik savaş olabilir mi? Avrupa kendini kapattı. İngiltere artık resmi bir ağızdan çeşitli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Fakat asla Avrupa’daki kadar katı politikalar izlemiyor. Bunu yaparlarsa toplum psikolojisinin etkileneceğini düşünerek mi sert tedbirleri uygulamıyorlar?
Bunun sadece toplum psikolojisi olduğunu da düşünmüyorum. Ekonomik gerekçelerle de böyle bir politika izlendiğini düşünüyorum. İngiltere bir anlamda kendi toplumuna güven ve güçlü olduklarının mesajını veriyor. Bana göre İngiliz ekonomisi diğer ülkelerde olduğu gibi çok büyük yara almayacak. Mesela Türkiye, kendi açısından baktığınızda doğru bir politika üretti ama orta ve küçük ölçekli esnaf travma yaşadı. Bundan ekonomik olarak büyük bir zarar görerek çıkacak önümüzdeki birkaç ay içerisinde. İngiltere bunun önüne geçebilmek için hem kendi toplumuna hem dünyaya güven mesajı verebilmek için böyle bir adım attı ama gözle görülmeyen bölgede çok ciddi bir hazırlık içine girdi. Bu hazırlıklarda da olabilecek en az kayıpla atlatmanın çabası içerisinde.