'Maskeden utanıyoruz, poşetin üstü dağ gibi tozlu'

Korona virüsü salgını nedeniyle eczanelerde ücretsiz maske dağıtımına başlanması, çeşitli sorunları da beraberinde getirdi. Eczacılar, maskelerin steril şekilde gelmemesi, eczanelerdeki yoğunluğun ve iş yükünün artması, halkla karşı karşıya bırakılmaları, reçeteli hastalarıyla ilgilenememeleri gibi konulardan şikayetçi. Eczacılar büyükşehirlerde maske dağıtırken Anadolu'da kendilerine bile bulamayabiliyorlar...

Google Haberlere Abone ol

Eren Topuz

DUVAR - Türkiye’de ilk olarak 11 Mart’ta saptanan korona virüsü salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında 6 Nisan’da, tüm ülkede maske satışları yasaklandı ve cerrahi maskeler, devlet tarafından bedava dağıtılmaya başlandı. Ancak ücretsiz maske dağıtımı ilk olarak PTT, ardından da e-devlet üzerinden yapılırken, yaşanan gecikme ve aksaklıklardan sonra İstanbul, Ankara gibi bazı şehirlerde, ücretsiz maske dağıtımının eczaneler üzerinden yapılacağı açıklandı. Salgın başladıktan sonra maske fiyatlarındaki ani artışlarla gündeme gelen eczaneler, 9 Nisan’dan beri ücretsiz maske dağıtım merkezleri haline geldi. Ancak maskelerin eczanelerden dağıtılmaya başlanması, hem eczacılar hem de halk için yeni sorunlar yarattı.

'MASKELERİN KALİTESİ AYNI DEĞİL'

İstanbul’un Kartal ilçesindeki bir eczacı, kendilerine düzenli olarak verildiği için artık ecza depolarından para vererek maske almadıklarını söyledi. Maske tedariği konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını belirten eczacı, “Maske dağıtımına başlandığından beri gelenlere ‘maskemiz yok’ demedik hiç. 2-3 günde bir gelip yeterli maskeyi bırakıyorlar” dedi. Telefonlara gelen şifre ile maske verme işlemini ise, “Her şifreye 5 maske veriyoruz. 10 günde bir yeni şifre gelecek diye açıkladılar. 'recetem.enabiz.gov.tr' diye bir internet sitesi var, oraya giriyoruz biz maske şifrelerini. Sistemde, ‘İşleminiz başarılı, maskeyi verebilirsiniz’ diyor, öyle veriyoruz” diyerek anlattı.

Ancak dağıtılan maskelerin standartlarının farklı olduğunu belirten eczacı, "İlk gelenler kaliteliydi, üzerinde tel vardı, kalın maskelerdi. Bir kolinin içerisinde geliyordu. Sonraki getirdiklerinde kutuların markası olmamaya başladı. Normalde üzerinde markası yazardı. Kimin ürettiği belli olmayan, üzerinde hiçbir ibare olmayan maskeler gelmeye başladı. Telleri yok ve kalitesi çok düşük. Bize en son geleni söyleyeyim, çuvalla geldi. Bir tane çöp poşeti gibi bir şeyle" dedi.

Kartal’daki eczaneye son gelen maskeler...

'GELENLERDEN GERÇEKTEN UTANIYORUZ'

Maske dağıtımı sürecinde yaşanan olumsuzluklarda, halkla doğrudan karşı karşıya kalan eczaneler, bu durumdan da şikayetçi. Konuştuğumuz eczacı bu durumla ilgili de şöyle konuştu, "Geçen gelen poşetin üstünde dağ gibi toz vardı, biz kendimiz temizledik. Gelenlerden gerçekten utanıyoruz artık. Bizim eczaneden çıkıyor gibi görünüyor maskeler. İnsanlar eczanelerin bu işten para kazanmadığını bilmiyorlar. Biz utandığımız için poşeti kendimiz temizleyip, dezenfekte edip maskeleri beşer beşer sayıp öyle dağıtıyoruz.”

İstanbul’un Kadıköy ilçesindeki bir başka eczacı da ambalajsız gelen maskeleri kendilerinin ayırıp poşetlere koyduklarını söylüyor. Poşetlerin parasını ise yine kendilerinin karşıladıklarını belirtiyor. “Poşetsiz nasıl vereceksin? İnsanlara, 'Al buyur, 5 tane masken' demeye utandığım için poşet veriyorum” diyen eczacı yine de maske almaya gelenlere sorunlar yaşayabildiklerini söylüyor: “Mesela bugün bir adam geldi. Kapıda bekleyebilecekleri bir alan var, içeriye almıyoruz. ‘Niye içeri giremiyorum? Ben kimlik numaramı buradan size bağırıp söylemek zorunda mıyım?’ diye olay çıkardı. Altı üstü alacağı şey maske ama efelenip gidiyor. Biz muhatap oluyoruz bu insanlarla. Devletin bunu bir düzene sokması lazım.”

Kadıköy’deki eczaneye gelen maske.

'BİZ DEVLET MEMURU DEĞİLİZ'

Kadıköy’deki eczacı, maske dağıtımı başlandığından beri iş yüklerinin arttığını ve kendi hastalarıyla ilgilenemediklerini de belirtiyor. “Biz devlet kurumu değiliz. Bize devlet memuruymuşuz gibi davranıyorlar” diyerek tepki gösteren eczacı, “Mesele reçete için gelen hasta, maske sırası yüzünden geri gidiyor. Benim gün içerisinde harcadığım efor iki-üç katına çıktı. Üstüne kazancım da yok. Ekonomik anlamda getirisi yok, ekstra götürüsü var” ifadelerini kullandı.

Kartal’daki eczacı da bu konuyu gündeme getiriyor, eczanelerin bu süreçten hiçbir şey kazanmadıklarını vurgularken, yapılan işin ‘inanılmaz bir amme hizmeti’ olduğunu söylüyor. Eczanelerin normal işlerinin de maske dağıtımı nedeniyle sekteye uğradığını ifade eden eczacı, ”Mesela hasta geliyor ilacını almak için, maske almaya gelenlerle birlikte kuyruğa giriyor. Eczanelerin işleyişinin de önüne geçiyor. Çünkü günde 100 kişiye maske veriyoruz, hepsine ayrı ayrı kimlik numarasını, şifresini giriyoruz. Devletten paketli de gelmiyor, beşer tane sayıp vermek gerçekten uğraştırıyor. Her boşta kaldığımda maske düzenliyorum” diyor.

Kartal'daki eczaneye ilk gelen maskeler...

'HASTALIĞI YAYMA RİSKİMİZ YÜKSEK'

Kadıköy’de eczacı, bu süreçte hem kendilerinin, hem de eczaneye gelenlerin risk altında olduğunun da altını çiziyor. Ambalajsız gelen maskelerin steril olmadığını vurgulayan eczacı, “Günde 100 insanla muhatap oluyorsak şimdi 200 insanla muhatap oluyoruz. Test de yapılmıyor bize. Hastalığı dağıtma riskimiz de yüksek. Kartla para çekiyoruz, kağıt para alıp veriyoruz. Ayrıca maskelerin de steril olması için kutunun içerisinde, tek tek ambalajlı gelmesi gerekiyor. Biz kutuyu açınca 50 maske de hava ile temas ediyor. Biz ellerimizle içerisinden beşer tane alıp hastaya veriyoruz. Biz her ne kadar ellerimizi dezenfekte etsek de bunun kontrolü bireylerde olmamalı. Benim ellerimin steril olduğunu, ben de korona olmadığını kim, nereden biliyor?” diyerek tepki gösteriyor.

Ambalajlı gelen maske

'5 MASKE 10 GÜN İÇİN YETERSİZ'

Kartal’da konuştuğumuz eczacı, SMS ile maske dağıtma sistemi için de şunları söylüyor: “SMS sistemi saçma bence. Herkes telefon kullanmıyor sonuçta. Mesela burada kalan yabancılar ne yapıyor hiç bilmiyorum. Kendi üzerlerine telefonları yoksa nasıl maske alıyorlar?” Kadıköy’de konuştuğumuz eczacı da henüz maske mesajı almayanların başka yerden parayla da alamadıkları için mağdur olduklarını belirtirken verilen maske sayısının da yetersiz olduğunu söylüyor: “5 tane maske 10 gün için yetersiz. Bunlar kullan-at maskeler olduğu için bazen günde 2-3 tane kullanmak gereken durumlar da olabilir. Bir maskeyi en fazla kaç saat takabilirsin. 3-4 saat sonra atman gerekiyor. 10 günde 5 maske nasıl yetecek?”

'İKİ HAFTADIR AYNI MASKEYİ TAKAN VAR'

Maskeler, şu an için sadece bazı büyükşehirlerde eczaneler üzerinden dağıtılıyor. Maskelerin eczanelerden değil, resmi kurumlardan dağıtıldığı şehirlerde ise, maske dağıtmamalarına rağmen eczacılar, ortaya çıkan durumdan şikayetçi.

Bilecik’te konuştuğumuz bir eczacı da, kendilerine dahi maske alamadıklarını söylerken şehirdeki maske dağıtma sisteminin sağlıklı işlemediğini şöyle anlatıyor: “Maskeleri hafta içi Belediye’nin dağıttığı yerlerden alırlarsa alıyorlar. Onun dışında başka bir yerden ulaşamıyorlar. Şu an sadece belediye dağıtıyor. Maskesiz ne bir markete, ne bir bankaya girebiliyorsun. O yüzden ellerinde bir maske olmak zorunda. Hasta mesela alıyor maskeyi yıkayıp yıkayıp tekrar takıyor. Bir hastam vardı, bir kere benden maske aldı, iki haftadır aynı maskeyi takıyor. Bu maskeyi taksa ne olur, takmasa ne olur. İnsanlar bizim sakladığımızı falan düşünüyor ama yok, bize de maske vermiyorlar.”

Bilecik Belediyesi’nin maske dağıtım noktası.

'3 DUVARDA ‘MASKEMİZ YOKTUR’ YAZIYOR, ‘HİÇ Mİ YOK?’ DİYE SORUYORLAR'

Salgın başladığından beri yoğunluğun arttığını söyleyen Bilecik’teki eczacı, “Eczanenin 3 tane duvarında ‘maskemiz yoktur’ diye yazımız var. Ama okuyup yine de içeri girip ‘Hiç mi maskeniz yok?’ diye soranlar oluyor. Maske satışları yasaklandıktan sonra da aynı yoğunluk devam ediyor. Hastanelere gidişleri kısıtladıkları için, raporlu ilaçları da eczanelerden aldıkları için bir artış oldu bizde. Her türlü sirkülasyon devam ediyor zaten, maskenin bir etkisi olmadı” dedi.

Bilecik’te bir eczanenin camındaki uyarı

Eczacılar Birliği’ne de sitemde bulunan eczacı, “Onlara konuşması biraz kolay geliyor. İlk bu maskeleri dağıtma fikri oradan çıktı ama bizim yaşadıklarımıza dair fikirleri yok. Çıkıp konuşuyorlar ama konuşan kişiler, işin içinde olmadıkları için rahatlar. İnsanlarla biz muhatap oluyoruz” ifadelerini kullandı.

Maskelerin parayla satıldığı dönem, fiyatlardaki artış nedeniyle vatandaşların tepki gösterdiğini söyleyen Bilecik’teki eczacı, “Fiyat artışı bizde de oldu. Benim de elimde vardı maskeler. Aldığım fiyattan satım. Kutusu 10 liraydı, 50 tane vardı içinde. Ne zaman ki bitti elimdekiler, maske almaya kalktım. 4 buçuk liraya ben kendim aldım ecza deposundan. 5 liraya da sattım. O da poşet parası için, insanlar faydalansın diye. Sonra fahiş fiyatlara satıyoruz diye şikayet edildik. Bizi denetime geldi maliye. Faturayı gördü, siz yine iyi satıyor muşsunuz dedi. Onlara da hak veriyorum çünkü bir anda böyle oldu ama keşke bizim ne kadara aldığımızı da bilseler” dedi.