Normalleşme sürecinde ‘kilo’ uyarısı: Bir anda vermeyin 

ANKARA - Dünyayı etkisi altına alan ve ölümlere neden olan korona virüsü salgını gündelik hayatımızın yanı sıra beslenme alışkanlarımızı da değiştirdi. Salgın nedeniyle evlere kapanılan iki buçuk aylık süreçte fiziksel aktiviteler azalırken karbonhidrat tüketimi artı. Buna bağlı olarak yaşanan kilo problemleri ise kişileri obezite ile tehdit ediyor.

TDD BAŞKANI:  KAYGI VE STRES İNSANLARI MUFTAĞA YÖNELTTİ

Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD) Başkanı ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Ayhan Dağ, insanların bu süreçte kilo kontrolü yapmakta zorlandıklarını söyledi. Evlerde izole geçen iki buçuk aylık dönemde fiziksel aktivitelerin minimuma indiğine dikkat çeken Dağ, salgın nedeniyle yaşanan kaygı ve stres bozukluğunun da insanları mutfağa yönelttiğini kaydetti.

Ayhan Dağ.

'KİLO KONTROLÜ MUTLAKA DİYETİSYEN KONTROLÜNDE YAPILMALI'

Evde kalınan süreçte kilo kontrolü yapamayan kişilerin mutlaka diyetisyen kontrolünde beslenme programı oluşturmalarını ve kilo vermelerini öneren Dağ, şöyle konuştu:

“İnsanlar bu dönemde çok kontrollü bir süreç yürütmedilerse evin içinde bir enerji harcayamamışlardır. Bu nedenle kilo alma süreci söz konusu oldu. Daha bilinçli bir grup bunu dengelemeye çalıştı; ama genel olarak kilo alma sorunu yaşandı. Kilo kontrolü yapamayanlar için mutlaka bir diyetisyen kontrolünde beslenme programı hazırlanmasını öneriyoruz. Özel hastane ve klinikteki diyetisyenlere gitme imkanları yoksa devlet hastanelerindeki beslenme ve diyet birimlerinin diyet polikliniklerine müracaat edebilirler.”

'AYDA İDEAL KİLO KAYBI 2-4 ARASI OLMALI'

Sağlıklı beslenme alışkanlığının yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğine işaret eden ve ayda ideal kilo kaybının 2 ila 4 arası olduğu uyarısı yapan Dağ, “Vücut analizleri yapılarak diyetisyen gözetiminde beslenme programı oluşturulabilir. Ayda ideal olarak 2 ila 4 kilo arasında kilo verilebilir. İnip çıkan kilolar insan sağlığını olumsuz etkiliyor.  Ne kadar hızlı kilo verirseniz o hızla da geri alırsınız. Kontrollü kilo vermek lazım. Yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivitelere uygun bir şekilde diyetisyen tarafından planlanmış bir beslenme programı hazırlanabilir. İki aylık bir program ile normal kilolarına dönebilirler ama döndükten sonra da ipin ucunu bırakmamak lazım. Bunu bir yaşam biçimi haline getirmek gerekiyor” dedi.

'DEĞİŞEN BESLENME ALIŞKANLIĞI KONTROL EDİLMEZSE OBEZİTEYİ TETİKLER'

Korona virüsü salgını sürecinde beslenme alışkanlarının değiştiğine, bunun da obeziteyi tetikleyebileceğine vurgu yapan Dağ şöyle konuştu:

“Yapılan son araştırmada Avrupa'da 32.1 ile obezite oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Türkiye toplumunun 3'te 1'i obez, 3'te 1'i şişman. Yani toplumun 3'te 2'si obez ya da şişman. Böyle temel bir sorunumuz zaten var. Fiziksel aktivite yapma sorunu da hali hazırda zaten var. Evde tüketilen kalorisi yüksek besinler, evde üretilen yoğun enerjili yiyecekler beslenme alışkanlıklarını da değiştirdi, aldığımız enerji miktarını da değiştirdi. Değişen beslenme alışkanları ve tüketim miktarları rutin bir şekilde devam ederse insanlar aldıkları kiloların üstüne koyarak devam edecek. Bundan sonraki sürecin kontrollü yürütülmesi var olan obezite sorununun artmaması bakımından son derece önemli.”

KORONAYA KARŞI BESLENME ÖNERİLERİ: KAFEİN VE KOLA YOK, BİTKİ ÇAYI SINIRLI

Ayhan Dağ, yaz aylarının başladığı şu günlerde korona virüsüne karşı beslenme önerilerini de şu şekilde sıraladı:

“Günde en az 3 porsiyonu meyve 2 porsiyonu sebze olmak üzere 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeliyiz. Özellikle şu süreçte immün sisteminin güçlenmesi için mutlaka sebze ve meyvenin ağırlıklı tüketilmesi gerekiyor. Günlük 2, 2.5 litre su tüketimi de son derece önemli. Kafein ve kola gibi içecekler yerine bitki çaylarını tavsiye ediyoruz. Ama onlarında kontrollü tüketilmesi önemli. Çünkü bitkiler ilaçların ham maddesi. Dolayısıyla bitki saylarının da sınırsız tüketimi doğru değil.”