Sağlıkçılar: Ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz

ANKARA - Korona virüsü salgınında vaka ve ölüm sayılarındaki artışa karşı hükümetin adım atmasını talep eden Türk Tabipleri Birliği (TTB) öncülüğündeki meslek örgütleri Ankara’da, Ulus Meydanı’nda, “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz, ölümleri durdurun” sloganıyla seslendi.

Çok sayıda meslek örgütü temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen, “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Sermayeye değil emekçiye bütçe” sloganlarının atıldığı açıklamada konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Sorumluluğu 84 milyona devreden bir anlayış değil, sorumsuz bir anlayış değil. Hep beraber ortak kararlar alacağımız, bu pandemiyle mücadelede dayanışma içerisinde olacağımız adımlar atmaya ihtiyacımız var. Birlikte mücadele edelim, salgınla mücadele dayanışma gerektirir. Bu dayanışmacı mücadeleyi tüm toplumun bileşenleriyle birlikte yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘PANDEMİ YOKSULLARI VE İŞÇİLERİ VURUYOR’

Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ve Türk Hemşireler Derneği’nin ortak açıklamasını TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut okudu.

Yaşanan ölümler karşısında sağlık çalışanlarının tükendiğini belirten Bulut, zorunlu üretim alanları dışında en az 14 gün tercihen 28 gün çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

PANDEMİNİN KÖTÜ YÖNETİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ: 13 Nisan Çarşamba günü Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan iki haftalık kısmi kapanma 1 Mart’tan bu yana uygulanan kontrolsüz normalleşememe halinin ne denli başarısız olduğunun ifadesidir. Yeni kısıtlamalar adı altında alındığı söylenen önlemler ölümleri durduramayacaktır. Sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştiremeyecektir. Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu insanımızı toprağa veriyoruz. Her gün yurttaşların on binlercesini hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız.

İKTİDAR SUÇU VATANDAŞA ATIYOR: İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesin kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararlar uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir. Tüm uyarılarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyreltmek niyetindeler. Hala salgını yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar. Aşı umudu tacirliği yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da maske, mesafe, hijyen tekerlemesiyle suçu vatandaşa atıyorlar.

TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI: Bir yıldır mesleğimizin ve meslek örgütümüzün üzerimize yüklediği sorumlulukla söylenmeyeni söylemeyi, görünmeyeni görünür kılmaya çalıştık. Halk sağlığını önceleyen bilimsel bilgiler ışığında salgının ilk gününden itibaren Sağlık Bakanı’yla görüşmeler talep ettik. Randevu taleplerimize yanıt gelmedi. Elli metreye varan yazılar yazdık cevap alamadık. Yapılması gerekenleri söyledik ama duyulmadık. Bugün buradayız, görmeme şansınız yok. Ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı. Meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı.

KABUSU HEP BERABER DURDURALIM: Hastanelerimiz Covid-19 hastalarıyla doldu. Yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor. Yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Her gün çaresizlik içerisinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu tablodan sadece Covid-19 hastaları değil, Covid-19 dışı hastalarımız da mağdur oluyor. Yeter bin defa yeter. Bu kabusu hep beraber durduralım.

SALGININ İLK KAYNAĞINA ULAŞILMALI: Geç kaldınız önlenebilir ölümleri önlemediniz. Acil adımlar atılmalıdır. Önerilerimiz de şunlardır. Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli sağlığa bütüncül bakan, toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. Pandemiyle mücadele derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir. Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanmalı, salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan gerekli adımlar atılmalıdır.

AŞI SÜRECİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMALI: Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan AVM, fabrika, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Uluslararası dolaşım en aza indirilmeli. Yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı. Yurt dışı seyahatlerine 14 gün karantina uygulanmalıdır. Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı süreciyle ilgili süreç kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır.

'BURSA'DA GÜNLÜK VAKA SAYISI 1853'E YÜKSELDİ'

Bursa'da yapılan açıklamada da Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, kentteki günlük vaka sayısının 1853’e yükseldiğini, kentin sağlık altyapısının ise buna cevap verecek güçte olmadığını açıkladı. Vaka sayılarındaki artışın hızlanarak sürdüğüne dikkat çeken Türkkan, “8-14 Şubat haftasında yüz binde 34,87 olan haftalık Covid-19 yeni vaka sayısı yaklaşık 12 kat artarak 3-9 Nisan haftasında 418,4’e ulaştı. Şubat ayı başında günde ortalama 155 olan doğrulanmış vaka sayısı, Nisan ayı başında 1853'e ulaştı” dedi.

'GERÇEK RAKAMLARIN ÜÇTE BİRİ AÇIKLANIYOR'

Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Hakan Erbay da alınan önlemlerin yetersizliğine vurgu yaparak, “Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün yurttaşların on binlercesini hasta eden pandemiyle ve pandeminin iyi yönetilememesiyle karşı karşıyayız. Bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulak verilmeli, kapitalistik ekonomik çıkarlar insan hayatının önüne geçmemelidir. Bir atasözümüzde dendiği gibi 'Cana geleceğine mala gelsin' denmelidir. Günlük vaka sayıları 63 bine dayandı, can kayıpları gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 250’yi aştı. Gerçek önlemler alın ve ölümleri durdurun” ifadelerini kullandı. (DUVAR)