Sağlıkçılar Trabzon'da iş bıraktı: 'Geleceklerini yurt dışında arıyorlar'
Sağlık emekçileri yurt genelinde iş bıraktı. SES Trabzon Şube Başkanı Metin Serdar, sağlık emekçilerinin daha ağır çalışma şartlarına ve daha az gelire maruz bırakıldığını vurguladı.
TRABZON - Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) bugün başlayan Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri öncesi sosyal ve özlük hakları için ülke genelinde olduğu gibi Trabzon'da da iş bıraktı. SES ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri Trabzon Meydan Parkı'nda yaptığı basın açıklaması ile yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek ve sendikanın görüşlerinin dikkate alınmasını talep ettikleri için ülke genelinde 2 günlük iş bırakma eylemlerine başladı.
'SAĞLIK EMEKÇİLERİ KİRALARINI ÖDEYEMEYECEK DURUMDA'
Trabzon SES Şube Başkanı Metin Serdar yaptığı basın açıklamasında SES'in yıl dönümü olan bugğnde kutlama değil mücadele yaptıklarını dile getirdi. 'Sağlıkta dönüşüm' adı altında halk sağlığının ve sağlık çalışanlarının çıkmaza sokulduğunu dile getiren Serdar, şu sorunları sıraladı:
"Hizmeti üreten sağlık emekçileri açısından da kışkırtılan sağlık talebi ile birlikte eksik personel nedeniyle uzun çalışma süreleri, angarya çalışma dayatılmıştır. Döner sermaye, performans, teşvik, taban gibi ücret rejimine yapılan müdahaleler ile temel ücretlerimiz yıllar içinde düşmüş gelirlerimizi arttırmak için fazla mesai ve sürekli nöbet tutmak zorunda bırakıldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Üstelik almış olduğumuz ücretlerin yarısından fazlası emekliliğe yansımadığı içinde mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız. Sağlık emekçileri büyükşehirlerden, tatil bölgelerinden başka yerlere tayin çıkarmak için torpil arayışına girmek zorunda kalmıştır. Çünkü buralarda kiralarını dahi ödeyecek durumları ortadan kalkmıştır. Birkaç kişi aynı evi paylaşmak zorunda kalmaktadırlar. Güvencesizlikten, geleceksizlikten kaygılanan sağlık emekçileri yurt dışına gitmek için çaba içine girmişlerdir.
'SAĞLIKTA ŞİDDET ARTARAK DEVAM EDİYOR'
Bugün her hastanede yüzlerce güvenlik görevlisi var fakat sağlık emekçilerine yönelik şiddet artarak devam ediyor. Biz artan şiddetin sebebinin bu sağlık sistemi olduğunu biliyoruz. Yine yöneticilerin mesleklerimizi değersizleştiren yaklaşımları, halka karşı halkın bir parçası olan bizleri kötüleme yaklaşımları şiddetin artmasındaki en büyük nedenler arasında. Tek başına buda değil elbette ki siyasilerin toplumda yarattığı kutuplaşma, gittikçe otoriterleşen yönetim biçimi nedeni ile kültür haline gelen şiddetinde etkisi var. Bu nedenle de biz şiddet üretmeyen bir sağlık sistemi inşa etmek zorundayız. Aynı zamanda demokratik bir ülke yaratma mücadelemizi de yükseltmek zorundayız. SES’in sağlıkta şiddete yaklaşımını diğerlerinden ayıran en büyük özellik güvenlik politikaları ekseninde yaklaşmak değil; iş yerlerinden, toplumun tüm hücrelerine ve bütün bir ülkeye demokratik, şiddetsiz yaşanılır bir sistem yaratma mücadelesidir."
'TEK KURTULUŞUMUZ ÖRGÜTLENMEK'
Sağlık alanı gibi sosyal hizmet alanında da sorunların devasa boyutlara ulaştığını ifade eden Serdar, topluma sadaka kültürünün dayatıldığını belirtti. Sosyal yardımların iktidar tarafından bir örgütlenme ve toplumu baskılama aracı olarak kullanılmasının sosyal adaleti sağlamadığı gibi refahın yeniden dağıtımında da dezavantajlı olanları daha da güçsüz bıraktığını dile getirdi.
Serdar, sözlerini şöyle sürdürdü: "2024-2025 yılı mali, özlük ve sosyal haklarımızın görüşüleceği TİS süreci öncesi haftalardır iş yerlerinde, meydanlarda konfederasyonumuz KESK ile birlikte taleplerimizi dile getiriyoruz. Elbette emekçilerin bu sarı sendika yüklerinden kurtulması lazım ve mücadeleci sendikalarda örgütlenmesi lazım. Fakat işyerlerindeki baskı ortamı ve emekçiler yaşadığı kaygı nedeniyle zorunlu olarak buralarda örgütlenmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Onlara da çağrımız şudur. Gelin tüm kaygılarınızı bir tarafa bırakıp şatafat içinde yöneticilerinin yaşadığı bu sendikalardan vazgeçin. Tek kurtuluşumuz ve haklarımızı almanın yegâne yolu birlikte örgütlenmek ve mücadele etmektir. Birlikte örgütlenirsek, birlikte kazanacağız."