'Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz'
'Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde sağlık çalışanları, "Şiddet nedeniyle kaybettiklerimizin anılarını yaşattık, yaşatacağız. Mücadele ve örgütlenmeyle şiddetsiz bir yaşamı kurabiliriz" dedi.
DUVAR - İstanbul Tabip Odası (İTO) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), 'Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü' kapsamında İ.Ü İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) önünde ortak basın açıklaması düzenledi.
İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, “Bugün sadece bir anma günü değil aynı zamanda sağlıkta şiddete karşı mücadele günüdür. Yan yana durarak, örgütlenerek bu mücadele kazanılabilir” sözleriyle sağlık çalışanlarına meslek odalarında ve sendikalarda örgütlenme çağrısı yaptı.
Sağlıkta şiddetin 20 yılı aşkın bir süredir yürütülen sağlıkta dönüşüm politikasının sonucu olduğunu vurgulayan SES Anadolu Şube Eş Başkanı Hatice Yayla da “Bu şiddetin sorumluları; sağlık sistemini içinden çıkılmaz hale getiren, piyasalaştıran, rant alanına dönüştüren, toplumun sağlık hakkını gasp eden, emeğimizi değersizleştirip sömürenlerdir” dedi.
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşen Yavru'nun okuduğu basın açıklaması şöyle:
"Gaziantep’te görevi başında katledilen meslektaşımız Dr. Ersin Arslan’ın ölümünün üzerinden 12 yıl geçti. Türk Tabipleri Birliği tarafından “sağlıkta şiddete karşı mücadele günü” ilan edilen bu günde, başta Dr. Ersin Arslan olmak üzere, sağlıkta şiddet nedeniyle bugün aramızda olmayan, kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarını saygıyla anıyoruz.
Son 20 senede sağlık kurumlarında ve çalışma ortamlarımızda karşılaştığımız şiddet, korkunç boyutlara ulaşarak biz hekimlerin ve sağlık çalışanlarının en yakıcı sorunu haline gelmiştir. 2023 yılında kamuoyuna yansıyan Beyaz Kod verilerinden günde ortalama 50’den fazla sağlıkta şiddet başvurusu yapıldığını biliyoruz. Üstelik yaptığımız çalışmalarımızda da gördüğümüz, sağlıkta şiddet olaylarının yarıdan fazlasında Beyaz Kod bildirimi yapılmadığıdır. Sağlık çalışanları olarak bizler neredeyse her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz ve bu Beyaz Kod kayıtlarına girmemektedir.
Sağlıkta şiddetle baş etmekte zorluk yaşadığımız, hatta nefes bile alamaz hale geldiğimiz herkes tarafından bilinip, kabul edilmesine rağmen; halen gerçek nedenler görmezden geliniyor ve bu nedenlere yönelik çözümler üretilmiyor.
Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarımıza ve çağrılarımıza rağmen sağlıkta şiddetle alakalı halen herhangi bir ciddi adım atmaması, Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin nedeninin sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz. Üstelik Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerini paylaşmaktan da kaçınıyor!
Tüm bunlar, her geçen gün bizi çalışamaz hale getiren şiddetin çözümüne dönük etkin, sahici adımlar değildir. Kamu otoritesinin, ilgili meslek örgütü ve sendikalarla en küçük işbirliğinden dahi kaçınması da şiddeti bitirmeye yönelik ciddi bir irade olmadığının delili olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer yasa ve düzenleme önerilerimize kulak verilseydi; Dr. Ersin Arslan’dan sonra kaybettiğimiz sağlık çalışanları şu an hayatta olacaktı.
'GİTTİKÇE DEĞERSİZLEŞTİRİLDİĞİMİZ BİR SİSTEMDE ÇALIŞIYORUZ'
Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte hastaların müşteri olarak görüldüğü, biz sağlık çalışanlarının ise gittikçe değersizleştirildiğimiz bir sistemde çalışmaktayız. Ancak bireyci, sermaye odaklı ve ölümcül bir rekabeti önümüze koyan sağlık sistemi sadece şiddet üretmiyor. Bu sistemde sağlık hizmetleri de niteliksizleşiyor ve sonucunda toplumun sağlığının daha da geriye gidiyor.
Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur. Bunun dışında sağlıkta şiddet yasası kabul edilmeli, idarecilerin sorumluluğu göz ardı edilmemeli, çalışma ortamımızın düzenlenmesi için İstanbul Tabip Odası ve SES olarak önerdiğimiz çözümler dikkate alınmalıdır.
Tabii ki toplumsal alanda büyüyen şiddet iklimi ve bizi birbirimize düşman ederek kazanç sağlamaya çalışan zihniyetin varlığında sağlık alanında şiddetin de var olacağını biliyoruz. Dolayısıyla şiddetle her alanda mücadele etmekten başka bir şansımızın olmadığı açıktır. Ancak, mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kurabiliriz.
İstanbul Tabip Odası ve SES olarak bu zamana kadar çalışma ortamlarımızdaki şiddet sorununun çözümü için her alanda, her düzeyde emeğimizi ortaya koyduk. Sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiklerimizin anılarını yaşattık, yaşatacağız. Sağlıkta şiddete karşı mücadele gününde sözümüzü yineliyoruz! Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!"