Şahane Beşiktaş
Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'ı, Karagümrük maçında şahaneydi. Bu Beşiktaş, bu oyunu üç hafta tekrar etsin, ben Sergen Yalçın'dan özür dileyeceğim.
Kabul etmeliyim ki, Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ı birkaç bakımdan Türkiye standartlarının üstüne çıkan bir oyun oynayabilir artık. Özellikle topun olduğu bölgelerde, bütün rakiplerinden daha fazla çoğalma yeteneği ve alışkanlığı kazanıyor. Bu alışkanlık, sadece cesaret işi değil; aynı zamanda oynanan oyuna inanıp ikna olmak ve bir bütün olarak her hattıyla takıma güven duymak anlamına geliyor. Topun olduğu bölgede çoğalmak iki önemli avantaj sağlıyor Beşiktaş’a; birincisi, bu çok doğal bir baskı ve pres yapma imkânı sağlıyor, bunun anlamı rakibe oynayacak alan bırakmamak olduğu gibi, aynı zamanda oyunu dar alana sıkıştırmak demektir. Bu durumun ilk doğal sonucu, rakibin akışkan oyunu deforme etmektir.
Sırf bu oyun algısı, Karagümrük gibi geniş alanda oynamak isteyen bir takımı hem dar alana sıkıştırdı hem de bu dar alanı savunanın en gerisine itti. Karagümrük bütün maç boyunca, Beşiktaş oyununu kendi ceza sahası çeperinde kabul etmek zorunda kaldı. Bu büyük bir oyun başarısıdır, Beşiktaş adına. Hiç kuşkuya yer yok ki, Beşiktaş artık favori bir oyun oynuyor.
Topun atılacağı bölgelerde de Beşiktaş kadar hızlı ve çabuk kapanan bir takım henüz Türkiye liginde boy göstermedi. Hem topun olduğu bölgede rakipten daha fazla çoğalıyor ve hem de topun atılacağı bölgeleri hızla kapatıyorsanız, siz artık Türkiye ligi standartlarının üstünde bir takımsınız. Bu iki hareketi hangi hız ve çabuklukta yapıyor olmanız sizi Avrupa standartlarına taşır.
Montero ve De Souza’nın Beşiktaş oyununa denge kazandırdıkları kuşku götürmüyor. Bu ikili top rakibe geçtiğinde Beşiktaş baskısının baş aktörü olabiliyor. Aynı şekilde Beşiktaş ataklarında Montero’nun varlığı, De Souza’nın her atağa, atak sonlanıncaya kadar katılmasını sağlıyor. De Souza, ataklara katıldığında, Beşiktaş otomatik olarak, en az iki pas seçeneği bakımından rakibi güç durumuna düşürüyor ve topun daha fazla Beşiktaş’ta kalmasını sağlıyor.
Atiba, mevki boyutunu aşan bir oyun içinde. Tipik bir joker gibi her pozisyonun içine girip çıkıyor. Bu durum, pozisyon bakımından Beşiktaş savunma direncini çok arttırıyor. Rosier her geçen hafta daha efektif hale geliyor. Karagümrük maçında dönem dönem N’Koudou ile kurduğu sağ kanat organizasyonu, Ghezzal ile kurduğu ilişkiden çok daha verimliydi. Çünkü hem Rosier hem de N’Koudou çok çabuk oyuncular.
Eğer Sergen Yalçın, Larin'e bir çözüm bulabilirse, Beşiktaş kelimenin tam anlamıyla uçacak. Larin adam eksiltme meselesinde yetenekli değil; ama rakip arkasına yapacağı koşular, Beşiktaş’a başka imkanlar yaratacaktır. Larin’in bu oyuna katkısı kesinlikle seviye atlamak anlamına gelecektir.
Aboubakar, yüzü kaleye dönük olduğu zaman çok ölümcül bir golcüye dönüşüyor. Hareketli oluşu, hücum başlangıcında rol üstlenmesi onu çok yönlü bir forvet haline getiriyor.
Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'ı, Karagümrük maçında şahaneydi. Bu Beşiktaş, bu oyunu üç hafta tekrar etsin, ben Sergen Yalçın'dan özür dileyeceğim.