Salgın, gençlerin akıl sağlığı üzerinde kalıcı bir etki bıraktı
Covid-19 salgını tüm dünyayı kasıp kavururken evlere hapsolan çocuklar ve gençler, tehlikeli akıl sağlığı sorunlarıyla karşı karşıya kaldı.
Lala Tanmoy Das*
Tıp fakültesi için bir ay süren psikiyatri nöbeti sırasında, acil servis odasında genç hastamla tanıştım. Koridorun en sonundaki bir sedyenin üzerinde kamburunu çıkarmış oturuyordu. Salgından önce arkadaşlarıyla bolca vakit geçiriyor, okula gitmeyi seviyordu. Sonra Covid-19 kapanmaları yüzünden okul sanal oldu, durmaksızın Zoom’da kendi görüntüsüne bakıyordu. Ekrandaki görüntüsünden hoşnut olmadığını söyledi bana; mümkün olan her durumda kendisini yaşıtlarıyla karşılaştırıyordu.
TEK BAŞINALIĞIN GETİRDİĞİ TEHLİKELER
Kendine dair nefret düşünceleri yoğunlaştıkça daha da izole olmuş ve yemek yemeyi azaltmıştı. Yirmi kilodan fazla kaybetmişti, eksiklik duyguları daha da kötüleşmişti. Ebeveynleri, onu yaşadıkları binanın çatısında volta atarken bulunca alıp acil servise getirmişlerdi.
Psikiyatri nöbetimde her yaştan hasta gördüm ama çoğunun 8-12 yaş arası çocuklar ve 13-19 yaş arası gençler olduğunu fark edince dehşete düştüm. Salgının gençler üzerindeki yıkıcı etkisine ilk elden şahit oldum. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin son incelemelerinden biri, Nisan ve Ekim 2020 arasında acil servislere akıl sağlığı ile ilişkili başvuruların, 2019 ile karşılaştırıldığında 12-17 yaş arası gençler arasında yüzde 30, 5-11 yaş arası çocuklar arasında yüzde 24 arttığını gösteriyor.
Beni en çok endişelendiren, gençlerin akıl sağlığı hakkında çocukların dirençli oldukları ve geçtiğimiz yılki stres etkenlerinden akıl sağlığıyla ilgili destek almadan kurtulacakları konusunda söylenenler. Çocuklar dirençlidir fakat aynı zamanda kırılgandır. Bir yetişkinde çok az görülen şikayetlerin ergenler arasında çok fazla olduğunu gördüm. Birçok ebeveynin çocukluğun direncine güvenerek, arkadaşlarından, öğretmenlerinden ve yüz yüze eğitimden ayrı düşen gençler arasındaki duygusal travmanın erken belirtilerini görmemeleri beni endişelendiriyor.
Psikiyatri acil servisinde baktığım birçok genç, transseksüel ya da nonbinary [ikili cinsiyet anlayışı dışında] insanlardı veya cinsiyetlerini, cinsel kimliklerini sorguluyorlardı. Okullar çoğu kez bu gençler için, kendilerini ifade edebilecekleri, akranları tarafından kabul görecekleri bir sığınma yeri olabiliyor. Genç hastalar için salgının getirdiği kapanma, en iyi ihtimalle kendilerini desteklememiş olan ve bazı durumlarda onları topa tutan, onları kabullenmeyi reddeden aile üyeleriyle evde bir arada olmak anlamına geliyordu.
AİLE YAŞAMI ALTÜST OLDU
Trans birey olan bir hastamız gündelik hoşgörüsüzlüğü tarif etti, ebeveynleri bunu 'kafa karışıklığını iyileştirmek' için normatif cinsiyet deneyimine yönelik ev işleri olarak tanımlıyordu. Büyük bir depresyona kapıldı ve birkaç kez intihar girişiminde bulundu. Bazı genç hastalarıma göre onları perişan edip intihara sürükleyenin Covid’den dolayı aile üyelerinin beklenmedik ölümleri sonucunda zihinsel ve duygusal sağlıklarının şiddetli biçimde etkilenmesiydi. Hayatta kalan ebeveynine yabancılaşan ve birincil bakıcısı öldükten sonra gidecek yeri olmayan çocuk hastalar gördüm. Ebeveynlerinden birini kaybeden bir hasta, hayatta kalan ebeveynine ağır mali ya da ebeveynlik sorumluluklarını 'yüklemek' istemiyordu.
Boston Tıp Merkezi’ne bağlı Grayken Bağımlılık Merkezi’nden çocuk doktoru ve bağımlılık uzmanı Scott Hadland, bana kendisinin de benzer vakalarla karşılaştığını aktardı. Söylediği kadarıyla, salgının neden olduğu okul aksamaları, arkadaşlardan ayrı kalmak ve gündelik yaşam düzenini, destek sistemlerini kaybetmek gibi sorunların tamamı, yemek yeme bozukluklarına, madde kullanımına katkıda bulunuyordu. Dr. Hadland, “Salgının çocukların akıl sağlığı üzerindeki yansımalarını çok açık bir biçimde görüyoruz, bu kısa vadeli bir durum olmayacak. Korkarım daha en kötüsünü görmedik” diyor.
DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ TAKİP EDİLMELİ
Gençlerin ebeveynleri, koruyucuları, arkadaşları, onları içine çeken zihinsel sağlık krizinin ciddiyetini anlamalı ve bu kriz acil servise taşınmadan önce zihinsel sağlık meselelerinin farkına varmayı ve bu meseleler hakkında konuşmayı öğrenmeliler.
Ebeveynler ve öğretmenler bir çocuğun ateşi çıktığında veya fiziksel bir hastalığın belirtilerini gösterdiğinde nasıl farkına varıyorlarsa, çocuklar moral bozukluğu içinde olduklarının işaretlerini verdiğinde de dikkat kesilmelidirler. Ufak ruh hali veya davranış değişiklikleri, depresyonların veya başka akıl sağlığı sorunlarının erken habercileri olabilir. Erişkinler çocuk doktorlarına, ergenlik psikiyatristlerine ya da okullardaki öğrenci rehberlerine danışabilirler veya tavsiye almak için bu konuda çalışan sağlık merkezlerine başvurabilirler.
Birçok çocuk, alışkanlıklarından, sosyal etkileşimden yoksun kaldıklarında kendilerini savunmasız hissediyor. Aile üyelerinin hissettikleri şeyler hakkında, kendi endişeleri hakkında düzenli olarak konuştukları bir ev ortamı yaratarak, endişelerden bahsetmenin kötü bir şey olmadığını göstermek, evdeki gençlere yardımcı olabilir. Salgının neden olduğu hasar, tedbirlerin kaldırılmasıyla ya da aşılamayla sona etmeyecek, o yüzden salgın öncesi duruma dönülse bile kontrollü olmak önemli.
Nisan ayında, psikiyatri nöbetimin son vardiyasında, triyaj odasına gelen birkaç yeni gençle görüşmek üzere acil servisin koridorunda yürüdüm. Anlattıkları, ilk günümde duyduklarım kadar kahrediciydi. Son hastam, kötü beslenme, gittikçe artan depresyon ve intihar eğilimi içindeydi. Bazı aile üyeleri salgın sırasında işlerini kaybetmişti, gıda yetersizliği, öğünleri atlamak anlamına geliyordu. İlk değerlendirmemi bitirdikten sonra, ona yardımcı olabileceğimiz başka bir şey olup olmadığını sordum. Küçük bir gülümsemeyle “Evet” dedi. “Lütfen şu pandemiyi bitirebilir misiniz?”
Birçok genç insan için Covid henüz bitip gitmekten çok uzakta.
Yazının orijinali LA Times sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Serdar Aygün)