Salıcı'dan Tunç'a soru: Savcıya telkininiz olmuş mudur?
CHP'li Oğuz Kaan Salıcı, Adalet Bakanı Tunç'un yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, trafikte ölüme yol açan Somali Cumhurbaşkanı'nın serbest bırakılmasının nedenini sordu.
DUVAR - CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Skeikh Mohamud'un 30 Kasım'da arkadan çarparak motokurye Yunus Emre Göçer’in ölümüne sebep olmasının ardından yaşanan gelişmeleri Meclis gündemine taşıdı.
Salıcı, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği yazılı soru önergesinde şu ifadeleri kullandı:
ARKADAN ÇARPTI: 30.11.2023 günü saat 12:50 sularında İstanbul ili Fatih ilçesi Katip Kasım Mahallesi Kennedy Caddesi Zeytinburnu istikametinde meydana gelen trafik kazasında; Mohammed Hassan Skeikh Mohamud, sevk ve idaresindeki 06 CD 4581 diplomatik plakalı aracı ile 16 AFL 804 plakalı motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’e arkadan çarparak motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’in ölümüne sebep olmuştur.
TUTANAK TEK TARAFLI DÜZENLENDİ: Olayın ardından şüpheli Mohammed Hassan Skeikh Mohamud’un kullandığı aracın Somali Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne ait olduğu, şüphelinin Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu olduğu, olay yerine gelen trafik polisleri tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağının Yunus Emre Göçer’in o sırada bilincinin kapalı olması nedeniyle tek taraflı olarak şüphelinin beyanları doğrultusunda düzenlendiği, şüphelinin Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi Amirliği’nde alınan ifadesinin ardından soruşturma dosyasında görevli savcının talimatı ile serbest bırakıldığı, şüphelinin salıverilmesinin ardından 2 Aralık günü yurt dışına çıktığı, mağdur motosiklet sürücüsü Yunus Emre Göçer’in altı gün süren hayatta kalma mücadelesini kaybetmesinin ve olayın basına yansımasının ardından şüpheli hakkında ancak yakalama ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyasından öğrenilmiştir.”
-Şüphelinin serbest bırakılması yönünde Bakanlığınızla herhangi bir yabancı misyon görevlisi iletişime geçmiş midir?
-Şüphelinin karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde soruşturma dosyasında görevli savcıya herhangi bir telkin ya da talimatınız olmuş mudur?
-Benzer bir trafik kazasında olaya karışan bir Türk Vatandaşı olsaydı, karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılır mıydı, uygulamadaki içtihatlar; bilincini yitirecek kadar birinin yaralanmasına neden olan şüphelinin ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde midir?
-Başta 'yurt dışına çıkış yasağı' olmak üzere, şüpheliye yönelik herhangi bir adli kontrol şartı uygulanmaması normal midir?
-Olayın meydana gelmesinin üzerinden 7 gün geçtikten sonra konuyla ilgili 'Sıfatı ne olursa olsun hiç önemli değil. Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu da olabilir, sıradan bir vatandaş da olabilir. Kim suç işlemişse kanun karşısında eşittir' şeklinde açıklama yaparken şüphelinin yurt dışına kaçtığından haberiniz yok muydu?
-Şüphelinin karakolda ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılması yönünde talimatı olan dosyada görevli Cumhuriyet savcısı hakkında HSK tarafından herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
-Kazanın ardından olay yerine intikal eden polisler tarafından olayda Yunus Emre Göçer’in kusurlu bulunduğu kaza tespit tutanağını düzenleyen polisler hakkında adli soruşturma başlatıldığı bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında; tutanağı düzenleyen polislerin HTS kayıtlarına ulaşılmış mıdır, ulaşıldıysa kendileriyle iletişime geçen üst düzey bir yetkilinin olduğu tespit edilmiş midir, edildiyse polislerle kimler irtibata geçmiştir?
-Ülkemiz ile Somali Federal Cumhuriyeti arasında imzalanmış suçluların iadesi anlaşması var mıdır, yoksa ve şüpheli ülkesi olan Somali’ye kaçtıysa iadesi nasıl gerçekleştirilecektir?
-Alman Sol Parti Federal Meclis Üyesi Gökay Akbulut, İsrail vatandaşı Danny Awka, Rahip Brunson ve Die Welt Gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in serbest bırakılması örnekleri dikkate alındığında; 'Yüce Türk Milleti adına' karar verme yetkisi olan mahkemelerin, konu yabancılar olunca Anayasa’nın 9. maddesinde yazılı 'Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır' şeklindeki yargısal egemenlik hakkından vazgeçtiği algısını nasıl düzelteceksiniz?”