Sanatçılar tepkili: Yasak olmadan da düzenleme yapılabilir
Gürültü yönetmeliğinde yapılan değişiklikle kalıcı hale gelen müzik yasağı, sektör emekçilerine göre çözüm değil, bir tercih. Müzisyenler sorunun yasakla değil düzenlemeyle çözüleceğini hatırlatıyor.
Osman Çaklı
DUVAR - Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nde 7 Ocak’ta yapılan değişiklikle birlikte eğlence mekânlarında müziğin 24:00’te kesilmesi kalıcılaştırıldı.
Yönetmelikte yapılan değişikliğin getirdiği yasağın çözüm olmadığını ifade eden müzisyenler ve işletmeciler eğlence sektöründe işlerin azalacağını belirtiyor. Ayrıca, yasak uygulamaları olmadan da düzenleme yapılabileceğine işaret eden müzisyenler, eğlence mekânlarındaki 90 desibel sınırına dikkati çekiyor.
TARTIŞMALI YASAK
Covid-19 önlemleri kapsamında uygulanan pandemi kısıtlamaları 21 Haziran’da toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nde alınan kararlar sonrasında 1 Temmuz 2021 itibariyle esnetilmiş ancak 'saat 24.00 itibariyle mekânlarda canlı müziğin bitirilmesi' uygulaması hayata geçirilmişti. 7 Ocak 2022 tarihinde çıkarılan yönetmelikle geçici olan müzik yasağı kalıcı hale getirildi. Buna göre; konut, hastane, bakımevi gibi "çok hassas alan" olarak tanımlanan bölgelerde eğlence mekânlarının tüm cepheleri ve tavanı kapalı hale getirilecek. Otel, dini tesis ve okul gibi "hassas alan" bölgelerindeki söz konusu eğlence merkezlerinde 24.00'ten sonra canlı müzik yayını yasak olacak. Ayrıca yine aynı saatten sonra açık hava konserleri, gösteri ve mitingler, tören ve festivallerde yasaklı listesine dâhil edildi.
'MÜZİSYENLERİN PARA KAZANMASI ZORLAŞACAK'
Yasaktan en çok, eğlence sektöründe çalışarak geçinmeye çalışanlar etkilenecek. 41 yaşındaki müzisyen Ceyhun Çelik 26 yıldır müzisyenlik yapıyor. Çelik, yeni uygulamayla birlikte gelirlerin düşeceğini ve iş alanının zayıflayacağını düşünüyor: "21 Haziran kararlarında, Cumhurbaşkanının 'kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok' sözü bugünlerin habercisiydi. Fakat bunu düzenlemenin yöntemi yasak değil. Desibel sınırları var. Turizm ruhsatlı işletmelerin sabaha karşı 04.00'de kadar açık kalma hakkı var. Gece 12.00'den sonra müziği kapatan işletmelerin müşterisi kesilecek. Bu anlamda müzisyenlerin de para kazanmaları zorlaşacak. Biz nasıl para kazanacağız?"
GEÇİNMEK İÇİN İKİNCİ İŞ ZORUNLULUĞU
Pandemi yasaklarında, 15 ay sahne alamayan on binlerce müzisyen oldu. Normalleşme adımlarıyla, eğlence sektörü mekânlara geri dönmüş olsa da yasakların yükü hâlâ müzisyenlerin sırtında. Ceyhun Çelik, müzisyenlerin başka işler yapmak durumunda kaldığına dikkati çekiyor: "Kısıtlı çalışma süreleriyle, bu kadar zam vesaire yapılmışken nasıl 15 ayın yaralarını sarabiliriz? Bu nedenle başka işler yapmak zorunda kaldım, kalıyorum. Taliban Afganistan'da geçtiğimiz günlerde bir müzisyenin müzik aletlerini ateşe verdi. Müzisyen gözyaşlarını tutamadı. İstiyorlar ki biz de öyle olalım."
YAKLAŞIK 3 MİLYON EMEKÇİ ETKİLENEBİLİR
Müzisyen Mertcan Titiz yasağı, belirli bir kesimin yaşam biçimine müdahale olarak algılıyor. Toplumun hiç azımsanmayacak bir kesiminin sürdürdüğü yaşam biçiminin hedef alındığını söyleyen Titiz, bu durumun müzisyenlere yansımasını şu sözlerle anlatıyor: "Hayatını müzik üzerinden idame ettiren, popüler, ünlü olmayan müzisyenler iş bulamayacak ve sahne bulmakta zorlanacak. Ben de bunlardan biriyim. İşletme sahipleri daha büyük ve marka isimlerle iş yapmayı tercih ediyor. Bunun da nedeni maddi kaygılar."
Çözüm odaklı düşünülmediğini belirten Titiz, ekliyor: "Kulak hasarına yol açmayacak desibel sınırları var. Belediyeler bunu denetliyor. Ölçüm yapmak bu kadar basit iken yasak getirmek, milyonlarca sektör emekçisini bağlıyor. Gece 12.00'den sonra müzik olmuyor diye insanlar dükkânlarını açmıyor, müzisyenlere daha az para veriyor, pazarlığa oturuyor. Yasakla birlikte doğrudan 3 milyona yakın insan etkilenecek."
'EMEKÇİLER ÇIKMAZA SÜRÜKLENİYOR'
Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Koordinasyon Kurulu Üyesi Okan Kılınç, "tam her şey normale döndü dediğimiz anda sanata engel yasası resmileşti" diyerek; müzisyenlerin yasakla birlikte telaşa girdiğini, kimi müzisyenlerin müziği bırakma evresinde olduğunu anlatıyor. Kılınç, yasağı iki aşamada ele alıyor: İlki sektör emekçilerinin içine sürükleneceği çıkmaz, diğeri ise yasağın dayattığı yaşam tarzı. "Konut olan yerde müzik yapılamaz" ifadesine tepki gösteriyor Kılınç ve "nerede yapılır?" diye soruyor. Yasak olmadan da çözüm yollarının açık olduğunu belirten Kılınç, geçtiğimiz günlerde iktidar cephesinden yapılan “sapkınlığı sanat adı altında normalleştirmeye çalışıyorlar” sözlerinin ötekileştirici ve ayrıştırıcı yönüne vurgu yapıyor.
'BASİT ÇÖZÜMLER GETİRİLEBİLİR'
“Virüs geceleri mi bulaşıyor?" diye tepkisini ifade eden Kılınç, yasakların genellikle eğlence hayatını içerdiğini söylüyor: "Bu anlamda lebaleb kongreleri de hatırlatmak isterim. İşine gelince pandemi önlemi, gelmeyince hınca hınç dolu etkinlikler! Demek ki yasaklama olmaksızın da çözümler getirilebilir. Nasıl ki toplu etkinlik ve eğlencelerde basit çözümlerle ve tedbirlerle hayatımız devam ettiriliyorsa canlı müzik alanında da yasak getirmek yerine dikkat edilmesi gereken hususlar şeklinde bir düzenlemeye gidilebilir."