Sanayi bölgeleri depreme hazır mı: ‘Gebze düşerse Türkiye düşer’
Kocaeli’ndeki 14 sanayi bölgesinden 7’sinin bulunduğu Gebze, olası bir depremde büyük risk taşıyor. Uzmanlar, sanayi bölgelerindeki risklerin belirlenip önlem alınması gerektiği konusunda uyarıyor.
Pelin Akdemir
DUVAR - Türkiye sanayi bölgeleri içinde Gebze önemli bir yer teşkil ediyor. Kocaeli’ye bağlı olan Gebze, hem lojistik avantajları hem de bünyesinde barındırdığı irili ufaklı pek çok fabrika ile önemli üretim merkezlerinden biri. Ancak Gebze, pek çok tehlikeli kimyasalın da bulunduğu bir alan. Bu nedenle barındırdığı kimyasallar, olası bir depremde ciddi risk taşıyor.
Sanayi bölgelerinde depolanan maddelerin içeriği ve miktarı ‘ticari sır’ olduğu gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmıyor. TMMOB Gebze İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kadı, olası bir depremde sanayi üretiminin duracağına işaret ederek “Buradaki sanayi, bütün Türkiye’yi besleyebilir. Ancak bütün Türkiye bir araya gelse bu coğrafyayı besleyemez” diyor.
İRAP RAPORU’NDA RİSKLER SIRALANDI
Kocaeli İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP), Ekim 2021’de yürürlüğe girdi. İRAP raporuna göre Kocaeli, yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip Kuzey Anadolu Fayı’nın etkileyeceği alan üzerinde. Raporda da belirtildiği gibi ildeki yerleşim alanlarının çoğu, zayıf zeminlerde bulunuyor, deprem yüklerine karşı dayanıklı yapı stoku da az.
Kocaeli’nin sanayi açısından ülkenin önde gelen illerinden biri olması endüstriyel kaza gerçekleşme olasılığını artırıyor. 14 sanayi bölgesinin 7’si Gebze ilçesinde bulunuyor. Olası büyük bir depremde bölgenin neredeyse tamamının etkileneceği öngörülüyor. Enerji hatları ile tehlikeli madde üreten tesisler de bu bölgede yer alıyor.
İRAP raporunda söz konusu tehditler şöyle ifade ediliyor: “Konumu nedeniyle transfer güzergâhında yer alması, tehlikeli kimyasal maddelerin kullanıldığı ve depolandığı sanayi tesislerinin sayılarının fazla olması, sanayi tesislerinin fay hattına yakın olması, riskli sanayi tesislerinin birbirine yakın olması domino etkisi oluşturabileceği böylelikle yangın ve patlamaların çok daha geniş alanı olumsuz etkileme ihtimalinin olması, sanayi tesislerinin yakınında yerleşim alanlarının bulunması, olay anında müdahale ekiplerinin trafikten dolayı ulaşım zorluğu yaşanması, riskli tesislerin yaklaşık 2/3 oranında OSB dışında bulunması...”
TESİSLERDE BULUNAN KİMYASALLARIN BİLİNMEMESİ ÖNLEM ALINMASINA ENGEL
Raporda yeterli önlem alınamamasının nedenlerinden bazıları şöyle belirtiliyor: “İş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının işveren emrinde çalışmasından dolayı maliyet, üretim kaybı düşüncesiyle gerçek önlemlerin sağlıklı şekilde alınmasının engellenmesi, tesislerde mevcut yapı sorunu bulunması, tesislerin ilgili mevzuatlara tam uyum sorunu bulunması, bazı OSB ve firmalarda kendi itfaiye biriminin bulunmaması sebebi ile endüstriyel kaza durumunda kazaya müdahale süresinin uzun olması, tesislerde bulunan kimyasalların yeterince bilinmemesi ve olay anında tesisler tarafından bilgi paylaşımının eksik olması, kurumlar arası iş birliğinin zayıf olması, firmalarda kullanılan aktif yangın koruma sistemlerinin sürdürülebilir olmaması, risk tespiti ve anlık izleme süreçlerine ilişkin ortak Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) vb. bilişim altyapısının olmaması…”
‘GEBZE’DE SANAYİNİN HASAR ALMASI İSTANBUL’UN DÜŞMESİ DEMEK’
Deprem üzerine çok sayıda çalışmalarının olduğunu aktaran TMMOB Gebze İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kadı, “Gebze sanayisi, yakınlığı nedeniyle İstanbul’u besleyen ana damardır. Olası bir depremde Gebze sanayisinin hasar alması demek, İstanbul’un düşmesi demek. Asıl ülkenin beka sorunu budur” diyor. Sanayi bölgelerinde depreme yönelik hazırlığın olmadığını belirten Kadı, depremin sadece konutlar üzerinden konuşulduğunu belirtiyor. Kadı, “Bir diğer boyutu ise depremde sanayi bölgelerindeki üretimin durması... Basit çözümlerle önlenebilir ama bu boyutu hiç konuşmuyoruz bile. Sanayi bölgelerinde oluşacak iş gücü kaybını tartışmak gerekiyor. 6 Şubat depremlerinde bunu yaşadık. Depremden sonra insanların hayatını devam ettirebilmesi için iş gücünün olması gerekir” diye konuşuyor.
‘BÜTÜN TÜRKİYE BİR ARAYA GELSE BU COĞRAFYAYI BESLEYEMEZ’
17 Ağustos depreminde TÜPRAŞ’ın hasar gören kısmının yeniden üretime geçmesinin yaklaşık 12 ay sürdüğünü hatırlatan Kadı, şöyle devam ediyor: “12 ay değil, organize sanayi bölgelerinin 2 ay durduğunu düşünebiliyor musunuz? Buradaki sanayi bütün Türkiye’yi besleyebilir. Ancak bütün Türkiye bir araya gelse bu coğrafyayı besleyemez. İnsanı yaşatmak kadar sanayi üretiminin durdurmamasının da önemli olduğunu düşünüyorum.”
Kadı, Sağlık Koruma Bandı’nın da yönetmelikte yer almasına rağmen uygulamada olmadığını şu sözlerle aktarıyor: “TÜPRAŞ’ın 2 kilometre çevresinde yerleşim olmaması gerekiyor ama var. Bu uygulamalar yönetmeliklerde kalmış. İcraata gelince göz ardı edilmiş.”
‘RİSKLERİN NE OLDUĞUNUN BİLİNİP BUNA GÖRE ÖNLEM ALINMASI GEREKİYOR’
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, 17 Ağustos depreminden sonra bölgede aktif olarak çalışma yaptığını, fabrikaların yok denecek ölçüde zarar gördüğünü aktarıyor. Hamzaoğlu, “Büyük sermaye grupları, bölgenin deprem bölgesi olduğunu bilerek yapılanmışlar. Asıl kayıplar, sanayi bölgelerinde çalışmak için gelenlerin yaşadıkları yerlerde oldu. Sermaye kendini koruyor. 99 depreminin örnekleri bize bunu göstermişti” diyor.
2002 yılında Sanayi Odası’na kimyasal maddelerin içeriği ve miktarının bilinmesi için yazı gönderdiklerini belirten Hamzaoğlu, “Üretim maddeleri üzerinden bir risk haritası çıkaracaktık. Bize gelen yanıtta ‘ticari sır, bilgi veremiyoruz’ denildi. Hangi alanda üretim var? Klor var, ham petrol var, boya sanayi var... Bu kent kirli diye duvarları boyuyorlar ama yanıcı ve patlayıcı maddeler konusunda ne önlemler var sadece kendileri biliyor, bizlere söylemiyorlar. Bir sanayi kenti düzenlemesi yok zaten. Hangi risklerin olduğu insanlar tarafından bilinip buna göre önlemlerin alınması gerekiyor. Hepsi eksik” şeklinde konuşuyor.
‘ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR, TAMAMLANINCA BİLGİ VERİLECEK’
Konuyla ilgili ulaştığımız Kocaeli Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı yetkilisi, sanayi bölgesiyle ilgili bir çalışmanın yürütüldüğünü, çalışma tamamlanmadığı için basına bilgi veremeyeceklerini belirtti. Çalışma tamamlanınca kamuoyuna bilgi verileceğini aktaran yetkili, mühendislerin tesislerde çalışma yaptığını, çalışmanın bir süre daha sürebileceğini ifade etti.