Şantajla intihara zorlandı, ailesi de 'Kendini öldür kızım' dedi
Sevgili olduğu erkek tarafından çıplak görüntüleriyle şantaj yapılan ve videoları silme karşılığında intihara zorlanan genç kadına annesi “Kendini öldür” dedi. Adalet mücadelesi de şiddete döndü.
DUVAR - Bir yıl sevgili olduğu erken tarafından, çıplak görüntüleriyle şantaj yapılan, intihara zorlanan, cinsel saldırıya uğrayan, ailesi tarafından 'örf' gerekçe gösterilerek 'kendini öldür kızım' denen ve bunlar sonucu intihar girişiminde bulunan genç kadının hayatı bir de dava sürecinde iğdiş edildi.
Gazeteci Timur Soykan Birgün'deki köşesinde "Gerçek ismini ve yaşadığı şehri yazmayacağım. Çünkü halen tehdit altında ve erkek şiddetine karşı adalet mücadelesi verirken çoğu zaman çaresiz hissediyor" dediği ve adını ‘Necla’ olarak aktardığı kadının yaşadıklarını ve adalet arayışını gündeme taşıdı.
Soykan'ın aktardığına göre, 2000 doğumlu olan ve 23 yaşındayken 1 yıl kadar birlikte olduğu İ.O. tarafından şiddete uğrayan Necla ayrıldıktan sonra tehdit edilmeye başladı. Genç kadını, çıplak fotoğraflarını ailesine göndermekle tehdit eden İ.Ö. fotoğrafları silmek karşılığında Necla'nın intihar etmesini istiyordu. Necla'nın direnmesi üzerine "Sen gel seni bir güzel döveyim, rahatlayayım. Sonra her şeyi sileceğim" teklifinde bulunan İ.Ö., yanına gelen Necla'ya şiddet uyguladı, cinsel saldırıda bulundu ve ardından fotoğrafları ailesine gönderdi.
'ÖLMEK İSTİYORSAN ÖL'
Olayın ardından yaralanan Necla'ya annesinin yanıtı ise "Örfi olarak aslında ölmek istiyorsan öl, zaten senin gibi kızımız yok. Artık buraya dönemezsin. Kendini öldür kızım" oldu. İfadesinde bu yanıtın öfkeden değil, çaresizce söylendiğini düşündüğünü belirten Necla, annesi ile konuştuktan sonra 4. kattan atlayarak intihar girişiminde bulundu. Yaralanan ve hastaneye kaldırılan Necla, yanı gelen İ.Ö.'nün annesinin ise cinsel saldırı delillerini karartmak için mesajları sildiğini ve iç çamaşırını yok ettiğini söyledi.
'YARGI SÜRECİ İŞKENCEYE DÖNDÜ'
Bu yaşadıklarının yanı sıra adalet mücadelesi de Necla için ikinci bir şiddete dönüştü adeta. Timur Soykan yargı sürecinde yaşananları şöyle aktardı:
"Necla, zorlu ameliyat süreçleri yaşarken soruşturma açıldı. Ancak İ.O. tutuklanmadı, adli kontrol ile serbest bırakıldı. Eylül 2023’te açılan davada İ.O.’ya, “nitelikli cinsel saldırı”, “kasten yaralama”, “şantaj”, “özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek”, “silahla tehdit”, “intihara yönlendirme ve yardım etme” suçları yöneltildi. Annesi P.’ye ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan dava açıldı. Sanık İ.O., suçlamaları kabul etmedi. Necla’nın rızası ile cinsel birliktelik yaşadıklarını savundu. Şantaj ve alıkoyma suçlarını da kabul etmedi. Kendisinin ayrılmak istediğini ancak Necla’nın peşini bırakmadığını savundu. Necla’nın akıl sağlığının yerinde olmadığını iddia etti. Ancak hastane raporuyla Necla’nın akıl sağlığının yerinde olduğu tespit edildi. Anne P. de suç delillerini yok etmediğini, iç çamaşırı ve kıyafetlerin doktorlar tarafından çıkarıldığını savundu.
Yargılama süreci ise Necla için bir eziyete dönüştü. Onun hayatı sorgulanıyordu. Necla, ailesinin İ.O. ile sevgili olduklarını sonradan öğrendiğini ve zaman zaman İstanbul’a gelip İ.O.’nun yanında kaldığını söylediğinde kadın sanık avukatıyla şu diyalog yaşandı:
Sanık avukatı: O zaman yaşadığınız birliktelikten ailenin, aile efradının haberdar olmasından rahatsızlık duymamanız lazım.
Necla: Hayır ben duymuyordum. İ.O. duyuyordu, annesinden korktuğu için.
Sanık avukatı: Hayır şantaj yapmış ya hani.
Necla: Evet.
Sanık avukatı: Videoları atarım babana demiş ya hani. Bundan dolayı rahatsızlık duyduğunuzu…
Necla: Cinsel hayatını insanlar, insan önünde mi yaşıyor? Tabii ki de annem babam bilmiyordu cinsel hayatımızı…
Sanık avukatı duruşmada sorularının ardından “Tamam babanın İstanbul’a gelip uzun süre orada kaldığından haberdar olması ve rahat bir hayat yaşadığını sanması yeterli benim için” dedi.
Sanık avukatı bir başka duruşmada “…İstanbul’da erkek arkadaşınızla 1 ay kadar kalabildiğinizi siz söylemiştiniz. Bu kadar uzun süre kalmanıza nasıl bir sakınca görülmüyor aileniz tarafından. 1 haftalık, 3 günlük süreçte bile ‘Necla’ kaçtı oluyorsa?” Necla’nın avukatı bu soruya karşı “Soruda müvekkili mi yargılıyoruz yoksa istismar suçunu mu yargılıyoruz?” diye tepki gösterdi. Necla ise “Olay gününe kadar yaşantım ne olursa olsun kimseyi ilgilendirmez. Aileme arkadaşımda kaldığımı söylüyordum.” Aynı sanık avukatı daha sonra “Eskiden ailenizle tartışmalarınızın yüksek dozajlı olduğunu söylediniz… Babanızı hiç şikâyet ettiniz mi, uzaklaştırma kararı aldınız mı?” diye sordu.
SOSU SORDULAR
Aynı avukat “Mesajlarına bakıyorum… Madem bu kadar korkmuştu, barbekü sosu nasıl seçtin, ben bunu anlamıyorum” diye beyanda bulundu. Ayrıca Necla’nın avukatı bir duruşmada sanık avukatının sözlerinin tutanağa geçmediğini iddia etti. SEGBİS kayıtlarının tekrar incelenmesini isteyen avukatın iddiasına göre; sanık avukatı şöyle demişti: “Yaşadığınız kentte rahatlıkla dışarı çıkıp dolaşabildiğinizi ifade ettiniz, buradan rahat bir hayat sürdüğünüzü anlıyoruz. Madem öyle rahatsanız neden çıplak fotoğraflarınızın annenize ve babanıza gönderilmesinden rahatsızsınız…” Bu davanın son duruşmasına ise Necla’nın avukatının talebiyle gözlemci avukatlar geldi. Henüz SEGBİS çözümleri tamamlanmayan duruşmada bir sanık avukatının “Cinsel saldırıya uğradıktan sonra canınız neden barbekü sosu çekti” diye sorduğu öne sürüldü. Sanık avukatı bunu tutanak altına aldı ve gözlemci olarak duruşmayı izleyen iki avukat tanık olarak tutanağı imzaladı. Necla da duruşmalarda sürekli kendi özel hayatının mercek altına alınarak suçlandığını söyledi.
Sanık avukatları ise Necla’nın ailesinin baskısı nedeniyle intihar girişiminde bulunduğunu ve bu nedenle olayın aydınlatılması için sorular sormak zorunda olduklarını ifade etti. Davanın konusunun bu sorulara verilecek gerçek yanıtlar olduğunu savundular. Hem kendi ailesi hem de eski sevgilisi Necla’yı intihara zorladı. Şans eseri kurtuldu ama şimdi yargı sürecinde onu hayatından bezdirmek istiyorlar."
(ALINTI)