Savcılığın ‘soruşturmaya yer yok’ kararı mahkemeden döndü: Akbelen’deki jandarma şiddeti incelenecek
Akbelen’deki ağaç katliamı sırasında jandarma tarafından darp edilen Uğur Toprak’ın suç duyurusuna savcılık tarafından verilen “soruşturmaya yer yok” kararı mahkemeden döndü.
İZMİR – Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda, Limak ve IC Holding’in maden sahası için gerçekleştirdiği ağaç katliamı tepkilere neden oldu. Türkiye’nin dört bir yanından bölgeye gelen yaşam savunucuları ağaç kesimine karşı günlerce direnirken, bu isimlerden biri de o dönem TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı olan Uğur Toprak oldu.
Ağaç kesimine karşı çıkan ve bölge halkının direnişine destek veren Uğur Toprak, 29 Temmuz 2023 günü gerçekleşen kolluk müdahalesi esnasında jandarma tarafından darp edildi. Cop ve kalkan darbelerine, biber gazına maruz kalarak yerlerde sürüklenen Toprak, yaşadıkları sonrası il ve ilçe jandarma komutanları ile Muğla valisi hakkında “İşkence, görevi kötüye kullanma, suçu bildirmeme ve görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından suç duyurusunda bulundu. Ancak konuyla ilgili Milas Cumhuriyet Başsavcılığı "delil yetersizliği" gerekçesiyle “soruşturmaya yer yok” kararı verdi.
SAVCILIĞIN ‘DELİL YETERSİZLİĞİ’ MAHKEMEDEN DÖNDÜ: JANDARMA ŞİDDETİ İNCELENECEK
Toprak, bu karara avukatları aracılığıyla itiraz etti. Bodrum 1’inci Sulh Ceza Hâkimliği ise Toprak’ın itirazını haklı bularak Milas Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “Soruşturmaya yer yok” kararının kaldırılmasına karar verdi. Milas Devlet Hastanesi’nden alınan adli muayene raporunu, görüntüleri ve üç tanık ifadesini değerlendiren mahkeme, jandarma tarafından kullanılan gücün orantılı olup olmadığının tespit edilmesini ve sonucuna göre karar verilmesini istedi.
‘KAYALARIN ÜZERİNE SAVURDULAR’
Yaşadıklarını anlatan Toprak, bölge halkına destek olmak amacıyla İzmir’den yola çıktıklarını belirterek, “Yol boyunca iki jandarma, iki polis güvenlik noktasından geçtik ve her seferinde aramalar yapıldı. Alana girerken zaten TC kimlik numaralarımız alınarak fişleme gerçekleşti. Toprağı, havayı, zeytini, doğayı yaşamı korumak için oradaydık. Bir ara bir kadın arkadaşın bağırma sesini duyduk. ‘Ne oluyor’ diye o tarafa doğru yöneldiğimizde önümüzü jandarma kalkanlarla kesti. Dağılmamıza dair herhangi bir uyarıda bulunmadan kalkanlarla müdahale etmeye başladı. Daha sonra tuttuklarını sağa sola savurmaya başladılar ve engebeli bir alanda beni kayaların olduğu yere doğru savurdular. Suratımı kayaya vurdum. Sonra da gelip sürükleyerek alanın dışına attılar. Gözaltına almak istediler, ancak sonra vazgeçtiler” dedi.
‘DOĞADAN, YAŞAMDAN, HALKTAN YANA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Yüzünün kanlar içinde kaldığını ve ilk müdahalenin alanın dışında bekleyen ambulans tarafından yapıldığını aktaran Toprak, “Milas Devlet Hastanesi’ne gittim darp raporu aldım. Oradan sonra İzmir'e döndük ve TİHV’e başvurdum, rapor aldım. Elimizde video ve fotoğraflar da vardı ancak tamamı savcılık makamı tarafından görmezden gelindi” dedi. Mahkemenin kararını önemli bulduklarını dile getiren Toprak, iddianamenin hazırlanmasını beklediklerini söyledi. Jandarma şiddeti hakkındaki suç duyurusunu yalnızca kendi için değil İkizköy halkı için de yaptığını belirten Toprak, “Türkiye’nin dört bir yanında ne yazık ki bu gibi talanlarla karşı karşıyayız. Biz doğadan, yaşamdan, halktan yana olmaya devam edeceğiz. Bugün hala o alanda patlatma işlemleri gerçekleştiriliyor. Yandaş şirketlerin talanına karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.