Savcılık protestocuları suçladı: Dağılsalardı Metin Lokumcu ölmezdi

Hopa'da Tayyip Erdoğan'ı protesto ederken yaşanan polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili davada, savcılık eylemcileri suçladı, polislerin beraatini istedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Artvin'in Hopa ilçesinde 2011'de o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı mitingi protesto eden grubun içindeyken, polis müdahalesinden sonra hayatını kaybeden Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili davada, 6 Eylül'de karar çıkacak. Savcılığın mütaalasında, Lokumcu'nun ihtara rağmen grubun dağılmaması nedeniyle hayatını kaybettiği ileri sürüldü.

31 Mayıs 2011'deki mitingden önce Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Halkevleri ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) öncülüğündeki protesto eylemine, polis gaz bombaları ve plastik mermilerle müdahale etti.

KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME SEBEP OLMAKLA SUÇLANIYORLAR

Bu müdahale sırasında emekli öğretmen Metin Lokumcu, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Açılan davada, dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Vardarlı, Hopa İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü, Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı Erol Darcan ve gaz kullanan 9 polis memuru sanık olarak yargılanıyor. Sanıklar, Türk Ceza Kanunu'nun 87/4 maddesine göre, kasten yaralama sonucu ölüme sebep olmakla suçlanıyor.

'ASTIM HASTASI, KALP HASTASI OLANLAR...' ANONSU GEREKÇE GÖSTERİLDİ

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın haziran ayındaki son duruşmasında, savcılık mütaalasını sundu. Otopsi raporlarına göre Lokumcu'nun kronik kalp ve damar hastası olduğuna değinilen mütaalada, polis müdürlerinin "Astım hastası, kalp hastası olanlar burada beklemesin, müdahale edeceğiz" diyerek uyarıda bulunduğu belirtildi.

'UYARIYA RAĞMEN DAĞILMAYAN GRUBA MÜDAHALE EDİLDİ'

Mütaalada, "Müteveffa Metin Lokumcu'nun eylemci grubun içerisinde yer aldığı, kolluk kuvvetlerinin uyarısına rağmen dağılmayan topluluğa kolluk personeli tarafından Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK) madde 16 kapsamında müdahalede bulunulduğu, bu müdahale sırasında biber gazının kullanıldığı, akabinde müteveffanın fenalaşarak olay yerinde bulunan ambulans ile hastaneye kaldırıldığı..." ifadeleri de yer aldı.

Savcılık, dönemin Hopa Emniyet Müdürü Fatih Ünlü'nün yaptığını belirttiği şu anonsa, mütaalasında yer verdi:

"Buradan dağılmanız, dağılmadığınız zaman buradaki kalabalığa müdahale edeceğiz, astım hastası, kalp hastası, solunum gibi hastalığı olanlar, Lütfen astım hastası, kalp hastası olanlar burada beklemesin, (4. Kez) astım hastası, kalp hastası burada beklemesin."

'KIZARIKLIKLAR ELEKTROŞOKTAN, BİBER GAZINDAN ÖLÜME YÖNELİK VERİ YOK'

Lokumcu'nun göğsünde bulunan kızarıklıkların, elektroşok uygulanması nedeniyle gerçekleştiğine değinen savcılık biber gazının ölüme sebep olduğuna yönelik bir veri elde edilemediğini de savundu. Kasten öldürme suçunun şartlarının oluşmadığı yönünde mütaala veren savcılığa göre, Lokumcu'nun ölümü, uyarılara rağmen grubun dağılmaması nedeniyle gerçekleşti. Mütaalada, sanıkların ayrı ayrı beraatleri talep edildi.