Seçil Erzan davasında bir sanık için tahliye kararı

Dolandırıcılık iddiasıyla yargılanan Seçil Erzan'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Sanık Ali Yörük ise adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Fotoğraf: DHA
Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Yüksek fon vaadiyle aralarında Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera gibi isimlerin de olduğu 30’dan fazla kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan eski Denizbank müdürü Seçil Erzan, 5'nci kez hakim karşısına çıktı.

41’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2’si tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada sanık Seçil Erzan ve mağdur edildiği gerekçesiyle şikayetçi olanların avukatları hazır bulundu.

'FAİZ ÖDEDİM'

Savunmasında mahkeme başkanının "Fatih Terim’den aldığınız 700 bin doları ne yaptınız?” sorusuna yanıt veren Erzan, Umut Aslan ve Ali Yörük’e faiz ödediğini söyledi.

‘TERİM’DEN FON İÇİN PARA ALMADIM’

Fatih Terim’in adının sıkça geçtiği duruşmada Seçil Erzan, Terim’den fon için para almadığını, aralarındaki dostluk ilişkisi nedeniyle para aldığını söyledi.

Erzan, bu miktarın ise 300-400 bin dolar civarında olduğunu, Terim’in kendisine ev, arsa, hisse alması için para verdiğini ancak kendisinin bunu yapamadığını kaydetti.

Savunmasında Erzan, "Fatih Terim euro bond işleminden zarar etmiş ve bankaya çok kızmıştı. Parasını çekmeyi düşünüyordu. Aramızdaki ağabey kardeş ilişkisinden dolayı bu 700 bin doların getirisi olarak kendisine ara sıra ödeme yaptım. Parayı bana elden vermişti" dedi.

‘BANKACILIK İŞLEMİ OLARAK YAPMADIM’

Seçil Erzan, herkesin Fatih Terim, Hakan Ateş fonu ismiyle hikaye yazdığını iddia ederek, kimseye böyle bir beyanda bulunmadığını ifade etti.

“Birbirini tanımayan insanlar bile bu hikayeyi anlattı. Neden çünkü gazeteler böyle yazdı" diyen Erzan, "2-3 günde veya 1 haftada 2.5 katını ödemek kaydıyla faizle para veriyorlardı bana. Dekont almıyorlar, banka cüzdanı almıyorlar, parayı orada burada bırakıp gidiyorlar, faizini bekliyorlardı. Bankacılık işlemi olarak yapmadım bunları" ifadelerini kullandı.

'MESLEKTAŞINIZ TEHDİT EDİLİYOR'

Öte yandan avukat Rezan Epözdemir, gazeteci Lube Ayar’a mahkeme salonunda bağırarak, “Saygısız, terbiyesiz, haddini bil” dedi.

Lube Ayar, “Şikayetçiyim” diyerek mahkeme salonundan çıkarıldı. Diğer avukatlar ise Lube Ayar’a “Pislik” dedi. Epözdemir, mahkeme başkanına da yüksek sesle, suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyleyerek “Meslektaşınız tehdit ediliyor" dedi.

'PEK ÇOĞU ANA PARASINDAN FAZLASINI ALMIŞTIR'

Seçil Erzan, tanık ifadeleri sonrasında yaptığı savunmada, ağlayarak şunları söyledi:

"Hüseyin ve Nesrin Çakır beni çok iyi tanıdığını söyledi ama ben onları tanımıyorum. Cüneyt Bey'e fon demedim. Böyle bir şeyden bahsetmedim. Ben dolandırıcı değilim. Baskı altında kaldım. Çaresizce çözüm üretmeye çalıştım. Herkese yardım etmeye çalıştım. İyiyle kötünün ayır edilmesini isteyen, malını mülkünü hayata olan inancını kaybetmiş bir kadınım. Kimseyi dolandırma saikiyle hareket etmedim, çoğu insanın hayat kalitesini artırdım. Kimsenin bir lirasını cebime koymadım. Dolandırıcı olsaydım bu kadar borçlu, suçlu olmaz, kendimi kötü hissetmezdim. Her şeyin sorumlusu benmişim gibi senaryo yazıldı. Sıkıştıkça ezildim. Denizbank arkamda durmadı. Tefeciler ben kasaymışım gibi davrandı. Şube müdürünün odasında darp ediliyorken, aylarca bana imzalar attırılıyorken görmezden gelindi. İrademin tamamen sakatlanması nedeniyle mağdur olanlar adına üzgünüm. Her türlü şiddeti gördüm. Adaletin keskin kılıcı benim hayatımın tam ortasında geçti. Pek çoğu ana parasından fazlasını almıştır. Kimse bunlara paranın kaynağını sormamıştır. Bu dosyadaki hiç kimse benden başka kimseyi muhatap almıyor. Ben de bir insanım, kalpsiz değilim, dört duvar arasında sabretmeye çalışıyorum."

'DENİZBANK KENDİNİ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR'

Seçil Erzan, Rezan Epözdemir'in Denizbank'ın dahliyle ilgili sorusuna şöyle yanıt verdi: "Banka avukatı, olayların banka dışında olduğuna yönelik ifade vermemi istedi. Banka kapıdan içeri giren insanları görünce, kim gerçekten para vermiş ya da vermemiş açığa çıksın istemiş. Sansasyon olacağını da düşünmüş olabilirler. Benim yanımda savcılarla konuşup, isimler veriyorlardı. Bana tuttukları avukatı yolda görsem tanımam. Denizbank avukatı Murat Özcan'ın ekibinden biriydi. Banka lehine olabilecek durumlar vardı. O nedenle vekalet vermedim. Denizbank şube müdürüydüm, parayı bankanın ödemesi gerekiyordu. Herkesin amacı yüksek faiz kazanmak amacıyla para almaktı. Benim Denizbank müdürü olmam da etkiliydi. Bankanın kendini kurtarmak için çaba içerisinde olduğunu düşünüyorum. Banka sürekli bana 'Dışarıda verildi' diye yönlendirme yapıldı. Ben çay içmem, çaycıya içtiğimi söyledi. Organize edilmişler. Zaman geçtikçe taşlar yerine oturuyor."

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Seçil Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Ali Yörük ise yurt dışı çıkış yasağı ve imza atma şeklinde adli kontrol şartıyla tahliye edildi.