YAZARLAR

Seçime doğru ekonomi 2: Asgari ücret!

Hükümetin bugüne kadar tavrı hep iş dünyasından yana oldu. Ancak oylardaki erime dikkate alındığında, hükümetin başka düzenlemeler (vergi dilimi ayarlamaları vs.) ile işverenin yükünü işverenin istediği seviyede tutacak ancak çalışanı da memnun edecek bir üçüncü yol arayışında olduğunu duyuyoruz. Seçim sayesinde belki de bu kez bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısından işçi temsilcileri yüzleri gülerek çıkacak.

Son yazıda AKP’nin seçime doğru giderken ezberinin bozulduğunu ve bundan önceki uygulamalarının geri tepmesinin bedelini hep birlikte ödediğimizi yazmıştım. Yazının sonunda da seçime doğru giderken AKP’nin ekonomiye dair elindeki kozların neler olduğuna tek tek bakarız demiştim.

Gelin birlikte aslında en önemli konulardan birinden başlayalım.

Yani asgari ücretten.

Neden asgari ücret önemli sorusunun yanıtını artık hepimiz biliyoruz. Bir kere her şeyden önce sistematik bir şekilde asgari ücret ve civarına çapalanmış ücretlerle yaşayan on milyon vatandaşımız olduğunu veriler bize söylüyor. Toplam istihdam içerisinden kamu personelini çıkardığımızda, yaklaşık bir on milyon yurttaşımızın ücreti de asgari ücret artışına birebir bağlı olmasa da asgari ücret zammı baz alınarak artıyor.

Hal böyle olunca seçim öncesinde hepimizin en çok merak ettiği konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aralık ayında açıklayacağı 2023 yılı asgari ücreti oluyor.

Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde en önemli yapı Asgari Ücret Tespit Komisyonu! Bu komisyon işçi, işveren ve kamudan beşer temsilci olmak üzere on beş kişiden oluşuyor. Bu toplantıda taraflar kendi taleplerini dile getiriyor ve nihai olarak karar veriliyor. Komisyonda işçi ve işveren tarafı eşit temsile sahip olsa da kamunun bugüne kadar işverenin pozisyonlarına daha yakın duruş sergilediğini gördük.

Asgari ücretin tespitinde şu ana kadar öne çıkan iki kriterin olduğunu söyleyebiliriz. Birincisi elbette TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı. Her ne kadar vatandaşlar TÜİK verileri ile ilgili güvenini bir hayli yitirmiş olsa da toplantılarda bu veri esas alınıyor.

Öte yandan komisyon toplantıları aralık ayında yapılırken kullanılan son veri 3 Aralık’ta açıklanan kasım ayı yıllık enflasyonu oluyor. Bu yıl ise durum biraz daha farklı olacak. Temmuz ayında bir ara zam yapıldığı için o da dikkate alınarak pazarlıklar yapılacak gibi görünüyor.

Kaynak: TÜİK, TCMB

Bu yıl kasım ayı enflasyonu aralık ayının beşinde açıklanacak. Merkez Bankası’nın yıl sonu tahminlerini baz alırsak enflasyon ekim ayında tepe noktasından geri dönüş yapmak durumunda. İşveren kesiminin Merkez Bankası’nın tahminini baz alarak masaya oturacağını düşünürsek 2023 yılı için maksimum, ilk yarıda verilen yüzde 30’un üzerine yüzde 27 haydi bilemediniz yüzde 30 artış ile masaya oturulacak gibi görünüyor.

Ancak bu yıl tıpkı 2015 yılı sonunda 2016 yılı asgari ücret oranı belirlenirken olduğu gibi bir seçim etkisi de var işin içinde. O dönem Kasım 2015’te açıklanan enflasyon yüzde 8 olmasına rağmen AKP seçim döneminde verdiği yüzde 30’luk zam sözünü tutmuştu.

Yani anlayacağınız asgari ücretin tespitinde enflasyon dışındaki ikinci temel unsur büyük olasılıkla bu yıl yine devreye girecek. Yani siyaset…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tavrını seçimi dikkate alarak belirleyeceği aşikâr! Şimdiden işverenler bunu dikkate alarak yüzde 40 civarında bir zamma kendilerini hazırlıyor gibiler. Üzerine bir de EYT’nin çıkması ile birlikte işverenin hazırlık yaptığı bir kıdem tazminatı konusu var. Yüzde 40’lık bir zam ise brüt 6.471 TL olan asgari ücretin brüt 9.059 TL’ye çıkması demek.

Bu oran kabul edilirse net asgari ücret 7.000 TL civarına yükselecek!

Ancak EYT’nin getireceği tazminat yükü ile birlikte düşündüğümüzde işverenin yüzde 40 üzerindeki bir zamma direneceği net bir şekilde görünüyor.

Emek kesimi ise doğal olarak TÜİK’in ölçtüğünün çok ötesinde bir enflasyon ile karşı karşıya kalındığını ifade ediyor ve net 10.000 TL’nin altında bir ücretin emekçi kesimi çok daha zor durumda bırakacağını söylüyor. Bu beklentiyi baz alırsak artış oranı ise yüzde 80’in üzerine çıkıyor.

Hükümetin bugüne kadar tavrı hep iş dünyasından yana oldu. Ancak oylardaki erime dikkate alındığında, hükümetin başka düzenlemeler (vergi dilimi ayarlamaları vs.) ile işverenin yükünü işverenin istediği seviyede tutacak ancak çalışanı da memnun edecek bir üçüncü yol arayışında olduğunu duyuyoruz.

Bu şartlar altında görünen 7.500 TL civarında bir asgari ücret!

Fazlası ise her zaman olduğu gibi yine Cumhurbaşkanı’nın takdiri olacak… Onun takdirini ise bu kez seçim belirleyecek!

Seçim sayesinde belki de bu kez bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısından işçi temsilcileri yüzleri gülerek çıkacak.


Oğuz Demir Kimdir?

İstanbul Üniversitesi’nde ekonomi doktorası yapmıştır. Halihazırda İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde İngilizce İktisat Bölümünde öğretim üyesidir. Aynı üniversitede Avrupa Birliği tarafından seçilen Döngüsel Ekonomi ve AB Sanayi Politikaları Başkanlığını da yürütmektedir. Daha önce ABD’de University of Texas at Austin ve Rusya’da Higher School of Economics’te görev yapmıştır. İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi’nde de ders vermektedir. Kalkınma, uluslararası iktisat ve yenilik ekonomisi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde ve kitaplarda yayınlanmış çalışmaları bulunmaktadır. KRT TV’de Sana Faydası Ne isimli bir televizyon programını da hazırlayıp sunmaktadır.