YAZARLAR

Seçimler ve ‘derin’ dokunulmazlık

Listelerde yer bulamayan üç isim, Nurettin Canikli, Şirin Ünal ve Tolga Ağar... Adları, cinayet kokan, kadın ve çocuk ölümleriyle birlikte anılan bu kişiler için bakanlık gibi makamlar düşünülmemişse dokunulmazlıkları kalkmış olacak. Adalet mücadelesinden umudu kesmemek için nedenlerimiz var; “Adaletsizliği önlemeye gücümüzün yetmediği zamanlar olabilir; ama adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır.”

Anti-liberal ‘solcuların’ dilleri ve vicdanları Yeşil Sol Parti’nin bazı adaylarına ağır ithamlarla yüklenmekle meşgulken AKP’nin akıllara zarar liste ‘sentezini’ gözden kaçırıyorlar. İstanbul 3’üncü bölgede Hüda Par başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu 4’üncü, Özlem Zengin ise 2’nci sıra adayı.  6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesi kanununun savunucusu ile o yasanın potansiyel celladı art arda dizilmiş yeni mecliste kazanmaları garanti koltuklarına oturmak için gün sayıyorlar. Yapıcıoğlu’nun domuz bağı işkencesi ile kadın cinayetlerini de içeren Hizbullah davası ile ‘iltisakı’ göz önünde tutulursa Özlem hanım açısından ‘bizi öldürmek isteyenlerin listesi’ durumunun oluştuğu, daha doğrudan ifadeyle katil ile potansiyel maktulün aynı listede şimdiden yazılı olduğu düşünülebilir.

Özlem Zengin, Zekeriya Yapıcıoğlu

Yapıcıoğlu’nun, ittifakın yeni bileşeni olduğu için imtiyazlı muamele gördüğü anlaşılıyor çünkü listelerde yer bulamayan üç isim, Nurettin Canikli, Şirin Ünal ve Tolga Ağar onun kadar şanslı değil. Adları, cinayet kokan, kadın ve çocuk ölümleriyle birlikte anılan bu kişiler için bakanlık gibi makamlar düşünülmemişse dokunulmazlıkları kalkmış olacak.

ÇOCUK VE İNTİHAR

Giresun milletvekili Nurettin Canikli’nin Rabia Naz Vatan’ın ölümü dosyasına yönelik ilgisinin nedeni henüz bilinmiyor. 11 yaşında hayatını kaybeden Rabia’nın beşinci ölüm yıldönümündeyiz. Giresun’un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018 günü yüksek katlı bir binadan atlayarak intihar ettiği öne sürüldü. Rabia’nın babası, kızına siyah bir aracın çarptığını iddia edince bir süre akıl hastanesine kapatıldı. Soruşturmanın derinleşmesini, AKP Giresun milletvekili Nurettin Canikli’nin engellediği iddia ediliyor. 2020’de takipsizlik kararı verilerek kapatılan dava dosyası, Canikli’nin yetkilerini aşan etkisi ortadan kalktığında yeniden açılabilir.

Rabia Naz Vatan, Nurettin Canikli.

GENÇ KIZ VE ÖLÜM

Yeldana Kaharman, 21 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. Kırgızistan’dan Elazığ’a iletişim okumak için gelmişti ve bir yerel televizyon kanalında çalışıyordu. 27 Mart 2019 günü AKP milletvekili Tolga Ağar’ın evinde kendisiyle bir röportaj yaptı ve ertesi gün evinde asılarak ölmüş halde bulundu. Önce intihar denilerek kapatılan dosya daha sonra birkaç kez açıldı. Kaharman görüşme sırasında tacize uğradığı iddiasıyla Ağar’ın evinden kaçarak jandarmaya başvurmuş. Şüpheli milletvekili ise babası Mehmet Ağar’ın gönderdiği bir helikopterle evinden çıkarılmış. Adli Tıp raporu, Yeldana’nın kendini astığı iddiasını çürüten bulgular içeriyor. Otopsi sonuçları genç kadının öldürüldükten sonra asılmak suretiyle olaya intihar süsü verildiği yolunda kuşkular yaratıyor.

Sedat Peker, ifşaatları arasında bu vakayı da gündeme getirerek şunları söylemişti: “Tolga Ağar’ın bir kız arkadaşı var Kırgız ya da Kazak uyruklu. Kızcağız ‘Tolga Ağar bana tecavüz etti’ diye jandarmaya gidiyor. Ertesi gün ölü bulunuyor. Orada bir garipcağız öldü, herkes biliyor kimse ağzını açmıyor.” Tolga Ağar’ın meclisten düşmesi, bu şüpheli ölümü yeniden yargının önüne getirebilir.

Yeldana Kaharman, Tolga Ağar.

GENERAL, SİLAH VE ‘İNTİHAR’

Nadira Kadirova’nın ‘intiharı’ da yeniden açılması muhtemel yargı dosyaları arasında. Nadira, 23 yaşında bir Özbek mülteciydi; AKP milletvekili emekli general Şirin Ünal’ın Ankara’daki konutunda bakıcı olarak çalışıyordu. 23 Eylül 2019 akşamı Ünal evindeydi ve Nadira’yı öldüren iki kurşun onun beylik tabancasından çıkmıştı. Buna rağmen savcılık ‘intihar’ izahatını hiç sorgulamadan kabullendi.

Nadira’nın cenazesini Özbekistan’a götüren abisi, kız kardeşinin ardından Ünal’ın “manyağın teki” dediğini, defin gerçekleşene kadar Türk ve Özbek polis ve/ya gizli servis elemanları tarafından hiç yalnız bırakılmamasına rağmen kız kardeşinin vücudunda morluklar ve darp izleri gördüğünü söylüyor. Kadirova ailesinin avukatı İlyas Doğan’a göre, konuttaki eşyaların etrafa saçılmış olması bir kavga yaşanmış olduğunu gösteriyor ve cinayet kuşkusu uyandıran başka kanıtlar da mevcut. Mecliste olay hakkındaki sorulardan bunalan general, “zaten ben onu gönderecektim; kendi kendisini gönderdi” ifadesinde bulundu ve bu olayı araştırmanın kimseye bir yararı olmayacağını belirtti. Ünal artık mecliste olmayacağından dokunulmazlığı kalkmış bulunuyor.

Nadira Kadirova, Şirin Ünal. 
DERİN DEVLET VE HİZBULLAH DAMARLARIMIZ

Yasal dokunulmazlıklar kalkıyor; bu şahıslar artık yargılanabilir ama adalet için gayrı-resmi ya da yarı resmi başka dokunulmazlık zırhlarıyla da mücadele gerekebilir. Örneğin Yeşil ve Sol Parti Urfa milletvekili adayı Ferit Şenyaşar’ı mecliste bekleyen adalet mücadelesi, ‘derin devlet’ zırhının sınırlarını test edeceğe benzer.

2018 seçimlerinde AKP adayı olan İbrahim Halil Yıldız, akrabalarıyla birlikte Hacı Esvet Şenyaşar’ın Suruç ilçesindeki dükkanını ziyaret etti. “Size verecek oyumuz yok” cevabı üzerine akrabaları ateş açarak Fadıl, Celal, Adil ve Esvet Şenyaşar’ı yaraladılar. Yaralılardan üçü kaldırıldıkları hastanenin acil servisine baskın yapan Yıldız ailesi tarafından öldürüldü. Hayatta kalan Fadıl Şenyaşar, Mehmet Şah Yıldız’ı öldürmek suçlamasıyla tutuklanırken Şenyaşar ailesi tarafındaki bütün ölümlerin sorumluluğu hayatını kaybeden İbrahim Yıldız’a yıkılarak dosya kapatıldı. Yargı kararına itiraz eden Emine Şenyaşar, 8 Mart 2021 günü Urfa adliyesi önünde adalet nöbeti başlatarak bugüne kadar sürdürdü. Şimdi oğlu Ferit, Yeşil ve Sol Parti listesinden milletvekili adayı. ‘Sopa’nın zanlı aileden çıkıp mağdur ailenin eline geçişine tanıklık ediyor olmamız ihtimal dahilinde ama ‘derin devlet’ kalkanının Yıldız’ı korumayı sürdürmesi de kuvvetle muhtemel.

Derin devlet deyince adı akla gelen Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga için de bu ikinci dokunulmazlık katmanının devreye girmesi beklenmelidir. Adı konulmamakla birlikte varlığı hissedilen Genelkurmay zırhı da Şirin Ünal’ı korumayı sürdürecektir. Öte yandan, kadın cinayetleri durumunda otomatikman devreye giren kolektif Hüda Par damarımız da unutulmamalı. Kadirova ve Kaharman davaları, bu katmanlı zırhları delerek adalet önüne gelme mücadelesi içindeyken bu vakalara içkin bir başka dokunulmazlık nedeni de unutulmamalı: Irkçılık; ya da hafif tabirle devlet, başka ülke yurttaşları ile ihtilaflarda kendi yurttaşlarının yanındadır.

Cinsiyet eşitsizliği üzerine ırk ayrımcılığı gerçeğine; ilk anda ‘intihar’ diye örtülmeye çalışılan bir başka işkence/tecavüz/cinayet vakasında tanık olmayı sürdürüyoruz. Gabonlu 17 yaşında siyah öğrenci Dina’nın 26 Mart 2023 günü öldürülmesiyle ilgili soruşturmada gözaltına alınan 8 şüpheliden yalnızca bir tanesi dört kez tekrar ve tekrar serbest bırakıldıktan sonra nihayet tutuklanmış bulunuyor…

Yine de adalet mücadelesinden umudu kesmemek için nedenlerimiz var; Holocaust tanığı Elie Wiesel de öyle düşünüyor: “Adaletsizliği önlemeye gücümüzün yetmediği zamanlar olabilir; ama adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır.”

Not: Bu yazının hazırlanmasında 10 Nisan 2023 tarihli, Berivan Kutlu imzalı ve 'Listeye giremeyen ve isimleri cinayete karışan AKP'li 4 vekil yargılanacak mı?' başlıklı haber/analizden yararlanılmıştır.


Zafer Yörük Kimdir?

Londra Üniversitesi’nde iktisat ve siyaset bilimi dallarında lisans eğitiminin ardından Essex Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde ideoloji ve söylem analizi dalında yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Londra, Erbil ve İzmir’de siyaset bilimi ve medya/iletişim alanlarında çeşitli üniversitelerin akademik kadrosu içinde yer aldı. Akademik çalışma alanları; post-yapısalcı kuram, psikanaliz ve kimlik siyasetidir. Türkiye ve Orta Doğu siyaseti üzerine akademik yayınları vardır. Halen Duvar English ve Medya News internet yayınlarında ve Yeni Yaşam gazetesinde köşe yazmaktadır.