Sedat Peker'in iddialarında ismini verdiği Aliye Uzun kimdir?

Sedat Peker'in uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti ile Burhan Kuzu'yu tanıştırdığını söylediği Aliye Uzun'un AK Parti teşkilatında görev yaptığı ortaya çıkmıştı.

Zindaşti (solda), Burhan Kuzu ve Aliye Uzun (sağda).
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sedat Peker son yaptığı paylaşımda 2020'de vefat eden Burhan Kuzu'nun suç örgütü lideri olmakla suçlanan kişilerin iş takiplerini yaptığını iddia etti. Peker, Burhan Kuzu ile İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti'yi Aliye Uzun'un tanıştırdığını söyledi. 

Aliye Uzun 8 Ekim 2020'de gazeteci İsmail Saymaz'a yaptığı açıklamada Zindaşti'nin flörtü olduğunu belirterek Burhan Kuzu ile tanıştırdığı iddiasını kabul etmişti. 

Uzun, bir dönem AK Parti Beşiktaş Kadın Kolları Başkan Yardımcısı olduğunu, Kuzu ile bu vesileyle tanıştığını belirten Aliye Uzun Zindaşti ile de bir süre “flört ettiklerini” Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alabilmesi için ücret karşılığı aracılık ettiğini söyledi.

Uzun sorulara şöyle yanıt vermişti: 

 Zindaşti ile ne zaman tanıştınız?

Zorlu AVM'nin açılışında tanışmıştım. “Dünya çapında bir firmanın sahibiyim” dedi. Benim “Aliye's” adlı dergim vardı, dergiden bahsettim. AK Parti'den olduğumu söyledim. Zindaşti, “Büyük yatırım yapmak istiyoruz, bir araya gelebilir miyiz?” dedi. Sunum yaptılar; kule etrafında dönen güneş enerjisi sistemleri filan… “Yapmak istediğimiz yatırım, bir milyar doların üzerinde” dedi. Sonuçta milliyetçiyim. İnsanların Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyorum.

Teşkilatta çalıştığım için Burhan Hoca (Kuzu) ile yakın tanışıyorum; hocamı aradım. “Yatırım yapmak isteyen biri var, fiyat çok yüksek” dedim. “Hemen bir araya getir, konuşalım” dedi. Getirdik bir araya. Zindaşti, “Vatandaş olursam daha iyi yatırım yaparım” dedi. Sizden, benden iyi Türkçe konuşuyor. Annesi Hakkariliymiş. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü, Burhan Hocama “Dosyası kabarık, kimlik veremeyiz. Siz de uzak durun” demiş. Burhan Hoca beni uyardı. Biz görüşmeyi kestik.

Zindaşti'ye kadın tedarik ettiğiniz doğru mu?

Tamamen yalan!

Zindaşti ile sevgili oldunuz mu?

Sevgili… Olduk mu? Şey döneminde benimle ilgileniyor gibi davrandı, flörtleşme gibi bir şey oldu. Bu olay ortaya çıkınca bir daha görüşmedim.

İfadelerde, Zindaşti ile gönül ilişkiniz olduğu belirtiliyor.

Öyle bir gelişme oldu ama devamı gelmedi.

Flört ederken Zindaşti'nin uyuşturucu kaçakçısı olduğunu bilmiyor muydunuz?

Hayır, bilmiyordum. Bana şirketleri olduğunu söyledi. Gerçek ismini bile söylemedi.

Kuzu, aranızdaki duygusal ilişkiyi biliyor muydu?

Bilmiyordu.

Zindaşti, Türk vatandaşlığı için kendisinden 650 bin TL istediğinizi, derginize 100 bin TL ödediğini iddia ediyor. Para aldınız mı?

Hayır, almadım. Çalışma prensibim şöyle: Sözleşme yaparım, ücret tayin edilir. Para iş bitince alınır.

Dergi için 100 bin verdiğini söylüyor.

Galiba verdi ama vatandaşlıkla alakası yok.

100 bin TL mi verdi?

Daha düşük bir rakam galiba. İsmail Bey, dünyada danışmanlık firmaları var. Ben bu işten ücret alıyorum.

Bir fiyat bildirdiniz diye anlıyorum.

Tabii ki. İş takibi ve danışmanlık yapıyorum. Bunu ücret karşılığı yapıyorum.

Zindaşti vatandaş olsa ne kadar alacaktınız?

Hatırlamıyorum, geçmiş zaman…

Kuzu'ya bir ödeme yapacak mıydınız?

Hayır, parayla pulla işi olmayan tek insan Burhan Hoca'dır. Mevlana gibi, yolda geçen herkese yardımı olur.

Başkalarına da vatandaşlık için aracı oldunuz mu?

Hayır, olmadım.

AK Partili kimliğinizi neden bu ilişkiler için kullanıyorsunuz?

Kim dedi kullanıyorum diye?

Zindaşti dedi.

Beyefendi, bu adam yatırım yapmak istedi. Sonuçta ABD'ye gittiğiniz zaman onlar da herkese kapısını açıyor.

Siz de vatandaş olmasına aracılık ettiniz.

Aracılık ettim, bu kadar.

BURHAN KUZU DA KABUL ETMİŞTİ

Burhan Kuzu da Zindaşti’yi kendisiyle tanıştıran kişinin AKP Beşiktaş İlçe Teşkilatı üyesi Aliye Uzun olduğunu belirterek Kuzu, “Seçimde kadın kollarında çalışıyordu. Orada tanıdım” dedi.

Zindaşti, ifadesinde Aliye Uzun'un fuhuş yaptırdığını ve vatandaşlık almak için kendisinden 650 bin TL istediğini söylemişti. 

İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtlayan Burhan Kuzu şöyle demişti.

Zindaşti'yi sizinle kim tanıştırdı?

Zindaşti'yi bana “Naci Şerifi” diye getirdiler. Sonradan anladık, Zindaşti olduğunu.

Kim getirdi?

Aliye (Uzun) Hanım getirdi. (AK Parti) Beşiktaş Teşkilatı'ndan.

Ne diye getirdi?

İşadamı diye getirdi. Nusret'te oturuyorlarmış. Ben de vardım. Bir çay içtik. Hem de Nusret'in en görünen yerinde. “Ne istiyorsun benden?” dedim. “İranlıyım. Annem Hakkarili. Yarı Türküm. Mali durumum iyi, Türkiye'ye yatırım yapacağım. Vatandaş olunca daha kolay oluyor” dedi. “Hay hay, sen yap müracaatını” dedim. Ben milletvekiliyim o zaman. Bizim işimiz, yatırımcıya destek olmak. Neyse, yaptı müracaatını, aradım Vatandaşlık Genel Müdürünü. Müdür bir ay sonra döndü. “Hocam, İranlının dosyası sıkıntılı, ne diyorsun?” dedi. “Aman, kalsın verme” dedim. Onu söyleyen benim. “Sakın verme!” dedim. Sen “Devlet vermedi” diye yazmışsın. Engelleyen benim. Israr etmedim üstelik. Tam aksine, “Vermeyin” diye ısrarla söyledim. “Sakın” kelimesini kullandım. Hâlâ da alamadı. Dolayısıyla, gördüğünüz fotoğraf, işte o fotoğraf.

Aliye Uzun'u AKP Beşiktaş İlçe Örgütü'nden mi tanıyorsunuz?

Tabi tabi, oradan tanıyorum. Orada görevliydi. Seçim döneminde kendisi orada çalışıyordu.

Bu kadın Zindaşti İddianamesi'nde farklı tanımda geçiyor.

Valla onu bilmiyorum şimdi, günahını almayayım.

Uzun'dan kaynaklı Zindaşti'nin karıştığı silahlı saldırıdan bahsediliyor.

Olmuştur, bilmiyorum. Benim dışımda olan şeyler.

Zindaşti ile bir kere mi görüştünüz?

Yüz yüze bir kere görüştük. Telefonla, kızı öldürülmüştü, başsağlığı verdim. Benim de kardeşim ölmüştü. O aradı.

Zindaşti tutuklanınca hakimleri neden aradınız?

Zindaşti ile görüşerek aramadım. Avukat geldi, İlker Dağlı. İlker benim öğrencimdir hukuk fakültesinden. Zindaşti ile alakalı olarak “Dokuz aydır tutuklu, dava da açılmıyor” dedi. Hakimi aradım, “Ne olacak, böyle bir durum var” dedim. “Hocam, bakıyoruz” dedi. Ben Naci Şerifi diye biliyordum. Ne zaman ki çıktı kaçtı, o zaman gazetelerden öğrendik, baronluk bilmem ne…

Hakimler sizin tarafınızdan baskı altına alındıklarını söylüyor.

Söylüyor işte ama, hakim rüşvetten yargılanıyor. Başka bir hat vardı belki de.

Diyorlar ki, Kuzu tarafından baskı altına alındık.

Kocaman adamlar baskı altına alınır mı yani? Mahkeme neye karar verirse bakacağız. Ben baskı altına almadım. Ben ne konuşacağımı bilirim.

Hakimleri Cumhurbaşkanlığının telefonundan aramışsınız.

Ben aradığım zaman milletvekili değilim. Vekilliğimin bittiği döneme denk geliyor. 2018'in Ekim ayına. Ortada ne nüfuz var, ne bir şey var.

Zindaşti kaçtı. Bir pişmanlığınız var mı?

Sevgili kardeşim, kaçırmasalardı. Kaçıran ben miyim? Çıkmasına ben sebep olmadım ki, pişmanlığım olsun. Netice itibariyle devletin polisi var. Dışarıya çıkmışsa, hakimin biri çıkarmaya karar vermiş, öteki de tutukluluğun devamına… Buna rağmen 2-3 saatte kaçmış. Önceden bir hazırlığı olmadan kaçabilir mi bu adam? Nasıl kaçmış?

Kimin sorumluluğu var?

Bilemem ben.

Böyle bir ilişki ağı içinde olmaktan rahatsız mısınız?

Elbette canım, benim bilerek içinde olduğum, tercih ettiğim bir ilişki değil bu. Neticede siyaset öyle bir zor ki, başka şeye benzemez. Akşama kadar yüzlerce insanla fotoğraf çektirirsin, adam elini omzuna atar, “Çek” diyemezsin. Ne yapacaksın? Siyasetin faturası diyelim. (HABER MERKEZİ)