Selahattin Demirtaş'ı dinlerken
Demirtaş, haklı olanın yanında saf tutmuş güçlü bir irade ile siyaset yapan, 7 yıldır mahpusta olsa da barışta ısrar eden bir Kürt siyasetçi. Onun parlak zekası ve halk üstündeki etki gücü, barışa giden yol üstündeki bariyerleri kaldırabilir.
Siyah ceket, mavi gömlek vardı Selahattin Demirtaş'ın üzerinde. Kıravat takmamıştı ve nedense bunu garipsedim. Halbuki meclis kürsüsündeki kravatlı halinden çok, polisin attığı gaz bombalarına, sıktığı suya kafa tutarak İstasyon Caddesine girişiyle hafızamda yer etmiştir.
Yedi yıldır cezaevindeydi ve zerre yaşlanmamıştı. Yanılıyor olabilirim tabii, sonuçta SEGBİS'ten izliyordum onu. Yaş aldığını ele veren tek nesne, burnunun üstündeki okuma gözlüğü idi. Bu gözlüğün karizmasına gölge düşüremediğini de belirtmeliyim. Bunun dışında, yaklaşık 2 saat dinlediğim Demirtaş, performansından hiçbir şey kaybetmemişti. Tam tersine, performansına Kürtçeyi de eklemişti.
***
Evet, Demirtaş, savunmasının özet kısmını önce Kürtçe yaptı. Kürtçe savunmanın önemli kısmını notlardan okudu. Ancak bunu çok akıcı, çok anlaşılır ve telaffuzu mükemmele yakın bir şekilde yaptı. Kürtçe çalışmalara ağırlık vereceği ile ilgili söyledikleri akıllardadır. Kürtçe savunma yaparken pür dikkat dinledim, söylediklerini anlayamayabilirim endişesiyle. Öyle olmadı. Söyledikleri gayet anlaşılırdı ve önemlisi, mimikleri, sesinin alçalıp yükselmesi, öfkesi metne uygun şekillendi. Kürtçesini gayet ilerlettiğine, hiç değilse yazılı metne iyi çalıştığına delaletti bu performansı.
Bu savunma metni, Kürtçe çalışacağım sözünü öylesine söylemediğini, sözünde durduğunu gösterdiği için kıymetlidir. Kim bilir, belki Kürtçe hikayeler biriktiriyordur mahpushanede.
***
Demirtaş'ın kıvrak bir zekaya sahip olduğu hep dile getirilir. Öyledir de. İroni de ancak kıvrak bir zekada vücut bulur. Hem Kürtçe hem Türkçe yaptığı savunmada, tutuklanmasına neden olan olaylara değindi ve kendisini yargılayanlara, eğer ödüllendirileceklerse cumhurbaşkanlığından başka bir teklifi kabul etmemelerini söyledi. Bu müstehzi talep nasıl karşılık bulur bilemeyiz. Ancak Demirtaş da karşısındaki heyetin emir kulu olduğunun farkındaydı ve bunu defaatle söyledi zaten. Buna rağmen böyle bir talepte bulunmasının nedeni, muhtemelen heyetin cesaret, adalet ve hukuk sınavında sınıfta kalacağını, sesinin ulaşabileceği herkese bir kez daha göstermekti.
Demirtaş ise cesur bir savunma yapıyordu. Hem kendisinin hem partili arkadaşlarının 7 yıl tutuklu kalmasının nedenlerini sıralarken de bundan sonra olacaklar hakkında fikir beyan ederken de cesurdu. Bunun için savunmasının en dramatik kısmı, eşi Başak Demirtaş'tan, ceza alacağı gün evlerinin bahçesinde davullu zurnalı bir şenlik tertip etmesini talep etmesi oldu. Kürtler için bu ritüel önemlidir. Duruma göre birçok anlama gelebilir. Örneğin, boyun eğmedim, eğmeyeceğimin bir ifadesidir. Düşmanı gözyaşı dökerek sevindirmemek çabasıdır.
Bu, elbette cesaret, sağlam irade ve haklılığının bilincinde olmakla ilgilidir. Bu, kendisini savunurken muhattaplarını halk nezdinde yargılama biçimidir ve Demirtaş, bunu yaptı.
***
Savunması ne zaman bitecek Demirtaş'ın? Gün vermedi ancak günlerce süreceğinin işaretini verdi.
Çünkü Demirtaş, savunma yaparken muhataplarına da cevap veriyor, siyasi polemiklere giriyor, kendisine ve partisine oy vermiş milyonlarca insana da mesaj veriyor. Doğrudur, hapiste roman yazdı, şarkılar besteledi Demirtaş. Ancak duruşmada bir kez daha gösterdi ki güncel olayları da yakından takip ediyor. Olaylarla ilgili düşünüyor, yorumluyor ve sarih bir şekilde ifade etmekten de geri durmuyor.
Demirtaş, haklı olanın yanında saf tutmuş güçlü bir irade ile siyaset yapan, 7 yıldır mahpusta olsa da barışta ısrar eden bir Kürt siyasetçi. Onun parlak zekası ve halk üstündeki etki gücü, barışa giden yol üstündeki bariyerleri kaldırabilir. Ancak savaşta diretenler, savaştan rant devşirenler, siyasi ve ekonomik ikbalini akan kanın üzerinde inşa edenler onun mahpus olarak kalması için direnç gösterir.
Selahattin Demirtaş'ın savunması tarihi önemdedir. Hem Kürt meselesinin çözümü önündeki engeller hakkında bilgi edinmek için hem de muhattaplarını bir de onun argümanlarıyla çözümlemek için.
Herkesin SEGBİS'ten de olsa Selahattin Demirtaş'ı dinleme şansı yok elbette. Ancak, mesela Duvar'ın Ankara muhabiri Ceren Bayar, duruşmayı takip edip yazıyor. Ceren'in ve davayı takip eden diğer gazetecilerin haberlerine göz atmakta çok yarar var, diye düşünüyorum. Bütün Türkiye'nin geleceği, belki Demirtaş'ın "Kobanê kumpas davası" dediği bu dava üzerinde şekillenecektir.