Sema Silkin Ün: 'Sivil toplumun tepesinde kılıç sallandırma girişimi'
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Devlet Denetleme Kurulu yetkilerini düzenleyen kanun teklifinin sivil toplum kuruluşlarını çalışamaz hale getireceğini belirtti.
DUVAR- Gelecek Partili Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Devlet Denetleme Kurulu'nun yetkilerini düzenleyen kanun teklifinin iktidarla eşgüdümlü çalışmayan sivil toplum kuruluşları ve vakıflar üzerinde baskı oluşturmayı amaçladığını belirtti.
TBMM Genel Kurulu'nda Yeni Yol Grubu adına konuşma yapan Sema Silkin Ün, "Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi daha önce yetki aşımı nedeniyle Anayasa Mahkemesince iptal edilen, yakın bir süre önce de muhalefetin itirazlarıyla kanun metninden çıkarılan bir düzenlemenin aslında tekrar önümüze getirilmesinden ibaret. O gün yapılan itirazları dikkate alıp maddeyi geri çekmeniz anlaşılan o ki Meclis'e birkaç saat daha erken tatil verdirmekten başka bir şey değilmiş. Meselenin vahameti meğerse hiç ama hiç umurunuzda olmamış. Bugün umurunuzda olmayan o vahamet korkarım yarın mücadele etmek zorunda kalacağınız bir garabet olacak" dedi.
'KENDİNİZ YARGI YERİNE KOYACAKSINIZ'
Düzenlemenin DDK'ya anayasada olmayan yetkiler öngördüğünü ifade eden Ün, "Şimdi, bu düzenlemeyle diyorsunuz ki: 'Devlet Denetleme Kurulunun yetkilerini Anayasa’nın öngörmediği şekilde genişletiyoruz. Sermayesinin çoğunluğu devlete ait olmayan ama yönetimi devlet kontrolüne geçen şirketleri, kooperatifleri, sendikaları, meslek örgütlerini ve hatta kamuya yararlı vakıfların sahip olduğu şirketleri bile DDK denetimine tabi tutuyoruz. Devlet Denetleme Kurulu eliyle yargıyı aradan çıkararak kurum ve kuruluşların iştiraklerine soruşturma başlatabiliriz. Her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma yetkisi verebiliriz'. İşin özü, aslında ne diyorsunuz biliyor musunuz? 'Kendimizi yargı yerine koyacak talimatımızla yargısız infaz yapabileceğiz'" diye konuştu.
'YETKİLER SUİSTİMALE AÇIK'
Yetkilerin suistimale açık olduğunu belirten Ün, "Atanmış kişilere bu derece yetki tanınması, emir aldıkları makamların siyasi gücüne güç katmayı, keyfekeder girişimleri meşrulaştırmayı hedeflemektedir. Her ne kadar 'Denetlemeler sırasında görevden uzaklaştırma gerekçesinin ortadan kalkması, denetlemeler sonunda suç işlediğinin belirlenmemesi veya disiplin yönünden memurluktan çıkarma dışında bir ceza önerilmesi hâlinde görevden uzaklaştırılan kişi atamaya yetkili amir tarafından derhâl görevine başlatılacaktır' denilse de bu siyasi kararlar alındıktan sonra hiçbir yetkili amir bu yetkiyi kullanmaya cesaret edemeyecek, zaten bu yetkiyi kullanmak da istemeyecektir. Tüm hukuki görünen süreçlerin siyasetin emrinde kolaylıkla yürüyeceği bu hukuksuz girişimin asla yasalaşmaması gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Siyaset ve seçilmişler üzerinde yepyeni bir vesayet yapılanması oluşturacak, seçilmişleri atanmış bürokratların iki dudağı arasında bırakacak bu şark kurnazlığı, muhalefeti kriminalize etme operasyonu asla kabul edilemez, yüce Meclisimiz de buna asla alet edilmemelidir" diyen Sema Silkin Ün, "Bakın, bu terazi gün gelip sizleri de sizlerin seçtiklerini de atadıklarını da tartacaktır. Adalet terazisinin şirazesiyle bu derece oynamak, yeni anormalleşme süreçlerinin köşe taşlarından biri haline getirmek, Türkiye siyasetini, seçmenlerini ve sivil toplum iradesini teslim almak, Ali Cengiz oyunlarına yasal kılıflar üretmekten başka bir işe yaramayacaktır" şeklinde konuştu.
'BÜROKRASİDE VE SİVİL TOPLUMDA İKTİDARA MUHALİF KİMSE BIRAKMAYACAK'
"Bu tabloyu özetlersek bu kanun teklifi yasalaşırsa sivil toplum örgütleri ve vakıflar artık özgürce faaliyet yürütemeyecekler, iktidarla eş güdümlü çalışmayan STK'lar her an keyfi denetim ve kapatma tehdidiyle karşı karşıya kalacaklar. DDK yargının yetkisini elinden alarak doğrudan kamu görevlilerini görevden uzaklaştırabilecek, bürokraside ve sivil toplumda iktidara muhalif kimse bırakmayacak. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yetkiler kanun değişikliğiyle geri getirilmiş olacak. Hukukun üstünlüğü ve anayasal denetim tamamen yok olmuş olacak.
İktidar artık devlet ve hükümet kavramlarını birbirinden ayırt etmediği için politikalarına yönelik eleştirileri devlet karşıtlığıyla eş tutmakta, buna göre de muamele etmekte. Onun için bu düzenlemeden sonra göstereceği refleks de devletin değil, hükümetin siyasi refleksi olacaktır. Bu teklif sivil toplumun tepesinde bir kılıç sallandırma girişimidir. Bu teklif bağımsız sivil toplum kuruluşlarını hükümetin keyfi denetimine tabi tutma girişimidir. Bu teklif toplumsal muhalefeti göğüsleyen sivil toplum kuruluşlarını susturma girişimidir. Bu teklif yasalaşırsa mesela İsrail'in Gazze'deki katliamlarını protesto etmek için ortağı ABD'nin İncirlik'teki üssüne yürüyen vicdan sahibi insanlara öncülük eden sivil toplum kuruluşlarının yetkililerine Hükûmetin çıkarlarına ters düştükleri için kayyum atanabilecek, seçilmiş yöneticileri bir telefonla harekete geçecek olan DDK eliyle görevden uzaklaştırılabilecek. Mesele o kadar vahim işte."