YAZARLAR

Sendikalar eylüle kadar uykuda!

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’in ekonomik kriz, asgari ücret, emeklilerin durumu gibi sorunlar karşısında ortak eylemliliklerine ilişkin henüz somut bir adım atılmadı. Üç konfederasyonun 10 maddelik bildirisinden bu yana 16 gün geçti. Ortak komisyon herhangi bir toplantı yapmadı. Sendika yöneticileri, eylül ayında bir araya gelip durumu değerlendireceklerini belirttiler.

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’ten oluşan üç işçi konfederasyonunun genel başkanları, 9 Temmuz 2024 günü Ankara’daki Türk-İş Genel Merkezi’nde bir araya gelerek 10 maddelik bir ortak talep bildirisi açıkladılar.

Toplantıda Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan bulundu. Üç işçi konfederasyonu hayat pahalığı, yüksek enflasyon, gelir dağılımında ve vergide adaletsizlik, işsizlik, güvencesiz çalışma, asgari ücret, emeklilerin durumu gibi başlıklarda taleplerini dile getirdiler.

Bu taleplerin yerine getirilmemesi halinde üç konfederasyonun ortak tavır ve eylemlere başvuracakları ifade edildi. Bu konuların koordinasyonu açısından üç konfederasyonun genel başkan yardımcısı ve genel sekreteri düzeyinde bir komisyon oluşturuldu.

Ortak bildirinin açıklanmasından bu yana 16 gün geçti. Üçlü komisyon da herhangi bir toplantı yapmadı.

EYLÜLE KADAR SES YOK

Üçlü komisyonda Türk-İş’i temsil eden Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, eylül ayında durumu değerlendireceklerini söyledi. Ramazan Ağar, sorumuzu şöyle yanıtladı:

“Üç konfederasyon başkanının ortak basın toplantısından sonra öncelikle Meclis’te vergi düzenlemesi gündeme geldi. Vergi paketi ile ilgili olarak görüşlerimizi Meclis komisyonuna ilettik. Vergide adaletin sağlanmasını, sosyal güvenlik düzenlemeleriyle ilgili olarak da emeklilik yaşının yükseltilmesine ve uzaktan çalışmaya karşı olduğumuzu ifade ettik. Kendi aramızda henüz toplanmadık. Eylül ayında bir araya geleceğiz”.

Ramazan Ağar, “Genel Başkanımız Ergün Atalay, Eylül’de Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun toplanacağını, ardından 81 ilde bölge yönetici ve temsilcileriyle ortak bir toplantı yapılıp durumun gözden geçirileceğini söyledi. Sadece işçi, memur değil toplumun hemen hemen tüm kesimleri halinden memnun değil. Ortak bir tavır ortaya koyacağız” diye konuştu.  

Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ağar, acil bir durum karşısında eylül öncesinde de üç konfederasyon yöneticisinin bir araya gelebileceğini belirtti.

DİSK’İN TAVRI

Üçlü komisyonda yer alan DİSK’in Genel Sekreteri Tayfun Görgün ise, DİSK’in tavrını şöyle açıkladı:

“Ağırlıklı olarak eylül ayında etkinlik planlıyoruz. Yine DİSK olarak kendi aramızda ağustos başında bir değerlendirme yapacağız. Eğer üç konfederasyondan eylül ayı için etkili bir eylem kararı çıkmazsa biz DİSK olarak yola devam edeceğiz, daha etkin eylemlere başvurmayı planlıyoruz”.

Bu yaşam koşullarında, derin bir yoksulluğun yaşandığı ülkemizde Türkiye’de örgütlü üç konfederasyonun üst yönetimlerinin harekete geçebilmesi için de tabandan zorlama yapılması gerekiyor. Özellikle yerel düzeyde oluşan sendikal birliklere, mücadeleci sendika şubelerine ve diğer demokratik kitle örgütlerine de bu anlamda görev düşüyor.

10 MADDELİK TALEPLER 

Üç işçi konfederasyonunun 10 maddelik taleplerini bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Bu talepler özetle şöyle:

 1 - Vergide adalet: Ücretliler için gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında brüt asgari ücret asgari ücretin 17 katıydı. Günümüzde 5 katına kadar gerilemiştir. Yılda 1,5 aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin eline geçen net tutar azalmaktadır ve refahının düşmesine neden olmaktadır. Vergi sistemi gelir adaleti göz önünde bulundurularak yeniden tasarlanmalıdır.

2 - Enflasyonla mücadele: Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla açıklanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.

3 - Asgari ücret: Acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.

4 – Kamuda ücret dengesizliği Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.

5 - Emekliler: En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.

6 – Sendikal örgütlenme: Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.

7 - Taşeron İşçiler: 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçiler sürekli kadroya geçirilmeli ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.

8 -  Tasarruf tedbirleri: Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmasın. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.

9 – İş kazaları ve meslek hastalıkları: İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıklarını azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren, iş kazalarını önleyici bir sistem yaratılmalıdır.

10 - Ayrımcılık: Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.

AKP Hükümeti, en düşük emekli aylığını 12 bin 500 liraya çıkarırken açlık sınırı 19 bin lira düzeyinde bulunuyor. Yoksulluk sınırı ise 70 bin liraya dayanmış durumda. 17 bin liralık asgari ücrete de ara zam yapılamayacağı kesinleşti.

Bu koşullarda üç işçi konfederasyonunun birlikte tavır koyması, eylemlere başvurması, ortak taleplerine sahip çıkması gerekiyor. Sendikalar, yaz rehavetine kapılmamalı…  


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.