'Şenlik sitesi içinde kusmak olan bir anıyla başladı'
Araştırmacı Kiraz Akın ‘Şenlik’ sitesinin açılma gayesini şu sözlerle anlatıyor: “Kadın cinayetleri için mücadele ediyoruz. Sokağa çıkıyoruz. Hukuk yoluyla baş etmeye çalışıyoruz. Peki insanlar ne yaşıyor? Mesela ailesinde kadın cinayeti yaşanan biri ya da bir cinayetin öncesinde ne oluyor o evde? Minik minik anlar, diyaloglar, bazen sıradan gözüken şeyler… Yapboz gibi, bu parçaları toplamamız gerekiyor.”
DUVAR - “Her şey mayıs ayında, birimizin bir diğerine ‘İçinde kusmak olan anılarım var, bunları anlatmak istiyorum demesiyle başladı: Karnımda bir his var, adını tam bilmiyorum.
Karşılıklı içinde birilerinin böğğ diye kustuğu anıları yazdık önce, sonra ardı sıra diğer anılar geldi. Nereye varır bu işin sonu demeden aylarca yazdık durduk anılarımızı. İçinde kadınların birbirine arka çıktığı anıları, kadınların sadece kadın olmak marifetiyle yaşadıkları zorlukları yazdık. Sonra gülmelerini, eğlencelerini, umursamamaları, kendi hallerini, var oluşlarını, bol bol çocukluklarını, yetişkinliğin her halini yazdık. İçinde hiçbir olağandışılığın yaşanmadığı en sıradan olayların anılarını da yazdık. Ekibimiz büyüdü, anı yazma atölyeleri düzenledik. Kadınlarla görüştük, söyleşiler, kayıtlar da yaptık.”
Sitenin adı ‘Şenlik.’ Linki için Türkçe karakter olma zorunluğundan ‘senlik’ de olabiliyor. Güzel bir tesadüfle logoyu yapan arkadaş da bunu siteye uygulamış. Noktası kıpırdayan bir gif yer alıyor sitede.
Sitede kadınların anılarını yazdığı metinlere yer veriliyor. Edebi bir dille yazılma şartı aranmıyor. Yazamam diyen kadınlar varsa ses kaydı da gönderebiliyor. 1950’ler, 1960’lar gibi kategorilere ayrılmış zaman dilimleri altında toplanan anılar öyle uzun uzun yazılar değil.
Hacettepe Üniversitesi Tarih’te okuyan, yüksek lisansını ABD’de tamamlayan araştırmacı Kiraz Akın’la ‘Şenlik’ sitesini konuştuk.
'Kadın yazarlar' deniliyor. Kimileri de yazanı, yazarı kadın/ erkek diyerek ayırmanın anlamsız olduğunu düşünüyor. Diğer taraftan özellikle son dönemde kadınların yazdıkları önüne açarak ilerlemeye başladı. Sizce nasıl oldu bu?
Türkiye’de kadın hareketi anlamında bir ivme yakalandı. 8 Mart yürüyüşlerinin görkeminden de anlaşıldığı gibi. Bunun tezahürlerden biri kadın hikayelerinin öne çıkması oldu.
2012’de 5Harfliler.com‘un kuruluşunda yazar olarak yer aldım. Çok ses getirdi ve devamı geldi. Reçel Blog, Çatlak Zemin, Ekmek ve Gül… Şimdi artık kadın sitelerini takip bile edemiyorum. Bu çok iyi bir şey, hepimizin adına!
Diğer taraftan… Kadın cinayetleri için mücadele ediyoruz. Sokağa çıkıyoruz. Hukuk yoluyla baş etmeye çalışıyoruz. Peki insanlar ne yaşıyor? Mesela ailesinde kadın cinayeti yaşanan biri ya da bir cinayetin öncesinde ne oluyor o evde? Yani sonu bir insanın ölümüne giden yolda neler oluyor tam olarak? Minik minik anlar, diyaloglar, bazen sıradan gözüken şeyler… Yapboz gibi, bu parçaları toplamamız gerekiyor. Bizim Şenlik’i kurma ana niyetlerimizden biri buydu. Yaşananlar ortaya çıktıkça sivil toplumdaki hukukçular, gazeteciler bu anlatılanları alıp meselelere değişik boyutlarıyla da belki şimdi çok konuşulmayan, çünkü bilinmeyen ayrıntılarıyla da bakabilecekler belki. Başka bir görünürlük sağlanacak, yeni mücadele yollarının önü açılacak belki, buna çok inanıyorum. Bu ihtimallerin peşinde koşmak istiyoruz.
‘YAYINLADIĞIMIZ ŞEYLERDE GERÇEĞE SADAKAT GEREKİYOR’
Peki sitede sadece kadınların anıları mı olacak?
Kadın sitelerinde erkekler yazamaz diye bir ambargo olmasın tabi. Bir mücadele içinde erkekleri dışlamak, yekpare bir duruşta ısrar etmek her zaman çok anlamlı olmuyor. Biz şimdi, öncelikle kadınların yazdıklarını yayınlamak istiyoruz, belki sonra sitede “erkekler matinesi” yaparız. Site pek çok yöne doğru gidebilecek bir fikrin üzerine kurulu, ihtimaller dünyası geniş, bunları hep beraber göreceğiz.
Nasıl anılar sitede kendine yer bulacak? Kriterleriniz neler?
Biz Şenlik’te yazı atölyeleri düzenledik. Orada ısrarla söyledik, gerçeğe sadakat gerekiyor diye. Bunlar hikâye değil. Yayınladığımız şeyler gerçek, gerçeğe ne kadar yakınsarsak o kadar iyi.
Her anıyı almayacağız. Şu an elimizde bir yazı havuzu var. Biz yayın aşamasına geldiğimiz zaman-militer bir dille konuşmuş olacağım ama- cephanemiz olsun istedik. Sonra insanlardan yazı geleceğini umduk ki gelmeye başladı. O yazı havuzunda her anı yok.
Yaşayana, anlatıldığında duyana ağır gelen çok şeyler yaşıyor kadınlar, bunları da yayınlayacağız yeri gelince. Fakat belki şunu belirtmekte fayda var: Şenlik kadın meselesiyle ilgilenen, kadınların anılarının peşinde koşan bir yazı sitesi ve biz yazarak bir şeylerin ortaya çıkmasını sağlamaya çalışıyoruz. Nihayetinde bir dernek ya da örgüt değiliz, kadınlara mücadele hattı çizmiyoruz ama yazmalarına aracı olmak istiyoruz. Yedi aydır hemen her gün çalışıyoruz. Editoryal bir tonumuz oluştu. O tonu korumak, kadınları köşelere sıkıştıran nefes almalarını engelleyen o hastalıklı dokunun görünür olmasını sağlamak önemli bizim için. Bu hemen olmayacak, vakit alacak, ama sürecin kendisinin bile yeni yollar açmasını umut ediyorum.
‘KADIN DENEYİMİ ÜST BAŞLIK AMA İÇİNE NELER GİRİYOR ALLAH BİLİR!’
-Karnımda bir his var, adını tam bilmiyorum.
-Yazarsan geçebilir.
Sitede ‘Hakkımızda’ kısmında yazdığınız şeye istinaden soruyorum. Yazının sağaltıcı gücü nasıl olabiliyor?
Çağlar boyu yazıyor insanlık. Bu sorduğunuz büyük bir soru bir yandan. “Neden yazıyoruz?” sorusu da başlı başına iyi bir soru olmakla beraber yazan insanların rahatladığına, etraflarıyla iletişim kurabildiklerine, bazı anlarda dünyanın biraz daha iyileşebildiğine yığınla kanıt var. Edebiyat var, edebiyat türleri var. O türlerin çıkması da tesadüf değil.
Bizim yaptığımız gibi kurgu dışı yazılarda ise insanlar birbirine temas ediyor Birisi bir şey yazdığı zaman, o yazılan başka birinde karşılık buluyor. “Bunu ben de yaşamıştım” diyen birisi artık çok daha güçlü birisi. O yazı aracılığıyla bir iletişim kuruluyor, dayanışma sağlanıyor. Sonra ortaya çıkan güçle değişim başlıyor. Ben esasında Tarihçiyim ve dünya tarihinin de böyle değiştiğini söyleyebilirim. İnsanlık tarihi çok karmaşık görünür ama aslında temelde birkaç basit gerçek üzerine kuruludur. Bu gerçeklerden biri de yazmanın, paylaşmanın ortaklaştıran, çok güçlü bir şey olduğuna dair bilgimizdir.
Anıların geçtiği zaman dilimine göre “1960’lar/ 1970’ler/ 1980’ler/ 2000’ler” başlıkları niye var? Buradaki amaç ne?
O kategorilerin hepsinin altı dolacak, daha yolun başındayız.
Kategorilerin altına anılar birikmeye başladığında kadınların yaşam koşullarındaki değişim mi fark edilecek?
Evet, tam bu. Anlamışsınız fikrin ne olduğunu. Bu fikir yüzde yüz işleyecek mi emin değilim ama denemek istiyoruz. Bazı meseleler var, kadınlar onu yüz yıldır yaşıyor. Bazı meseleler var ki kadınlar orda ilerleme kaydetmişler.
Yazılar biriktikçe diyelim 1950’lere dair kadınların deneyimini oradan okumak mümkün olacak. Çok küçük yaşam parçaları bunlar. Şöyle düşünün: Yapboz gibi… Kadın deneyimi bir üst başlık ama içine neler giriyor Allah bilir! Ben içine giren şeyleri ortaya çıkarmak istiyorum. Minicik parçalar ortaya çıksın, yıllar içinde nasıl dağıldığı ortaya çıksın, hep beraber bakalım, görelim, üzerine konuşalım.
‘İÇİNDE KUSMAK OLAN BİR ANIYLA BAŞLADI’
Ekibi kimler oluşturuyor?
Senem Esen, Tomris Güven ve ben yola çıktık.
Geçtiğimiz mayıs ayında Senem tam olarak bana “Karnımda bir his var, adını tam bilmiyorum” dedi. “Benim yazılarım var ve içinde kusuyor insanlar. Bunları sana göndermek istiyorum” dedi ve yazıları gönderdi. İki yazısı çok çarpıcıydı. Biri Kusmuk, diğeri Minibüs. Onları okuyunca aklım başımdan gitti. Kusmak nahoş bir şey, ama evet neden bir yazının konusu olmasın, bunu ele alsak ne çıkar ortaya dedim, benim de içinde kusmak olan bir anım var. Ben de onu yazdım. Sitenin ortaya çıkışı böyle. Hiçbir pazarlama tekniği yok yani yazdığımız hakkında kısmında, hepsi doğru orada yazanların… O akşam dedim ki, gel biz seninle site kuralım. Sonra çalışmaya başladık. İki hafta sonra Tomris arkadaşımız katıldı. Yedi aydır hemen hemen her gün çalışıyoruz. Sonra yakın çevremize biz böyle bir şey yapıyoruz dedik. “Siz de anılarınızı yazın!” Hemen karşılık buldu.
Kısaca “Karnımda bir his var, adını tam bilmiyorum” diyen Senem. Bunu fırsata çeviren ben olmuş bulundum. Bunun dışında bizim yazı yazan çekirdek bir kadromuz var şu anda. Bu insanlarla sürekli toplanıyoruz. Onların mutlak desteği olmasaydı bu yolda inancımız böyle tam kalmazdı belki. Tamara Pekala, Melek Elitez, ebe olarak çalışan iki doğum arasında bizim atölyelerimize gelen Diren’imiz var bir de, Gülsün Kaya var, Gülay Türker, Mehtap Topatan var. Yaş aralığı da çok geniş yazarlarımızın, yediden başlamıyor yazarlarımızın yaşı, ama 19-70 arası diyeyim.
‘ANILARIN EŞİTLEYİCİ BİR TARAFI VAR’
Sınıfsal durumundan ve kimi şanssızlıklardan dolayı eğitim imkânını yakalama fırsatı bulamamış kadınlar size yazabilir mi? Bazı kadınların öyle bir anlatım gücü var ki… Benzetmeler, metaforlar, iğneleyici üslupla en radikal şeyi de söyleyebilme ama bu kadın Anadolu’da bir köyde ya da hayatı boyunca yaşadığı şehri hiç değiştirmemiş. O kadınlar için ne yapılabilir?
Çok güzel bir şey söylediniz. Neden biz anılara odaklandık? Herkesin anısı var ve bu anıların çok eşitleyici bir tarafı var. Sitede ses kayıtları var. Bir kadınla görüştüm. O kadın yazamam dedi. İyi olmayacağını düşündü ama muazzam şeyler anlatıyor. Ses kaydını açtıktan sonra anlattı. O metinler değişiktir mesela… Ağzından çıktığı haliyle yayına hazırladık.
Bazı insanlar benim edebiyatım kuvvetli değil diyor. Bunu diyen herkesle bugün tek tek ilgilendim ve şunu anlatmaya çalıştım onlara: Buradaki mesele yazınızın, hitabetinizin ne kadar güçlü olduğu değil. Sahip olduğunuz anıyı anlatma ihtiyacınız varsa o yazıyı çıkarmanız. Hiç mesele değil. Bugün gelen altı yazıdan ikisinin yazarını tanıyorum. Hayatlarında hiç yazmamış insanlar. İkisi de müthiş şeyler yazmışlar. Burada özel bir yetenek olması gerekmiyor. Bir şey var içinizde, kusmak istiyorsunuz onu… Biz onu aktarmanın yolunu mutlaka buluruz. Ses kaydı yollayabilirsiniz, biz sizinle görüşebiliriz ya da bize gönderin yazdığınız metni. Ağır bir editörlükten geçiyor yazılar ama yazarları yormuyoruz. Biz çok tecrübeli yayıncılarız, zaten kadınlarla çalışıyoruz yıllardır.
Telif veriyor musunuz?
Vermiyoruz fakat yeni açıldı site. Bu siteye kaynak bulacağız biz ama nerden bulacağımızı daha bilmiyoruz. Bir noktadan sonra telif ödeyebileceğimizi umuyorum. Henüz değil. Fon bulmak için bir aşamaya gelmemiz gerekiyor. Bu şimdi çok ön planda değil bizim için. Çok uzun zaman çalıştık, şimdi gerçek oldu hayallerimiz, biraz okuyucularımızla, destek vermeyen herkesle vakit geçirelim, biraz yol alalım. Tabi finansal destek olmayı çok isteyen olursa konuşalım.