Şenyaşar Davası'nda karar duruşması yarın: Yargının üzerinde siyasi baskı var
Şanlıurfa'da 2018 yılındaki genel seçimler öncesi AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın ekibi ve Şenyaşar ailesi arasında geçen ve 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayın karar duruşması yarın.
Cengiz Anıl Bölükbaş
DUVAR - Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın korumaları ve yakınlarının seçim çalışması sırasında yaşanan ve Şenyaşar ailesinden 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin açılan davanın karar duruşması yarın Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Duruşma öncesi görüştüğümüz Ferit Şenyaşar, saldırıyı yapanların ve bunu cezalandırmayanların, ülkeye adalet geldiği zaman hesap vereceklerini söyledi. Avukat Hidayet Enmek de “Suçsuz insanları cezalandırmaya yönelik bir mahkeme kararının da çıkması mümkün” dedi.
ESNAF ZİYARETİNDE BAŞLAYAN TARTIŞMA SİLAHLI VE SOPALI SALDIRIYA DÖNÜŞTÜ
24 Haziran 2018 genel seçimlerinden on gün önce, 14 Haziran 2018 günü Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız, yaklaşan seçimler için esnaf ziyaretine çıkmıştı. Ziyaret esnasında, Yıldız ve yanındaki heyet Milyoncular Çarşısı’nda Şenyaşar’lara ait işyerine de gitti. Yıldız ve yanındaki heyet, işyerinde Adil ve Celal Şenyaşar ile sohbet etmeye başladı. Ancak sohbet tartışmaya dönüştü.
Kamera kayıtları ve tanıkların ifadelerine göre heyet, Şenyaşar ailesine dükkandan çıkacakları sırada silah ve sopalarla saldırdı. Bu esnada aynı çarşıda bulunan ve kardeşlerine yönelik saldırıyı öğrenen Fadıl Şenyaşar, işyerinde bulunan silahını yanına alarak kardeşlerinin bulunduğu dükkâna gitti ve etrafa ateş etmeye başladı. Arbedede milletvekilinin abisi Mehmet Şah Yıldız, sırtından vuruldu.
SALDIRI HASTANEDE DE DEVAM ETTİ
Olay sırasında müdahalede bulunmayan polis, olay bittikten sonra işyerine girdi. Ambulansların da gelmesiyle yararılar Suruç Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Haberi alan Şenyaşar kardeşlerin annesi Emine Şenyaşar ve babası Hacı Esvet Şenyaşar da hastaneye gitti. Şenyaşar ailesine yönelik asıl saldırı ise hastanede yaşandı. Hastanede acil servise yatırılan Adil ve Celal Şenyaşar, acil serviste kurşunlandı. Adil ve Celal Şenyaşar burada vefat etti. Çocuklarının akıbetini öğrenmek için hastaneye gelen Hacı Esvet Şenyaşar da hastanede uğradığı saldırıda öldürüldü. Mehmet Şenyaşar, saldırıdan kurtulmak için hastanenin penceresinden kaçtı. Ferit Şenyaşar saldırı sırasında bayıldığı için kurşunlanmaktan kurtuldu, Fadıl Şenyaşar ise başka bir hastanede olduğu için saldırıya uğramadı.
'BABAMI ANNEMİN ÖNÜNDE VAHŞİCE KATLETTİLER'
Hastanede yaşanan saldırıyı konuştuğumuz Ferit Şenyaşar saldırıyı şöyle anlattı: “İşyerinde hepimiz ağır yaralıydık. Hastaneye kaldırıldık. Daha sonra ikinci saldırı oldu. Kardeşim Adil’e işyerinde 3 kurşun geliyor. Hastanedeki saldırının ardından otopsi raporunda kardeşimin vücudundan 17 mermi yarası çıktı. Diğer kardeşimin vücudundan 7 mermi çıkarıldı. Hastaneye gelen babama, serum tutacakları ve yangın tüpleriyle saldırdılar. Annemin önünde vahşice katlettiler”
'OLAYI HABER KANALLARI 'TERÖRİSTLER SALDIRDI' DİYE VERDİ'
İsmini vermek istemeyen olayın tanıklarından biri, ilk saldırının ziyareti gerçekleştiren heyet tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Şenyaşar ailesinin dükkânının kalabalık olduğunu belirten tanık, “Dükkan kalabalık olduğu için içeri alamayacaklarını söylüyorlar. Bunun ardından Şenyaşar ailesi, AK Parti’ye oy vermeyeceklerini belirtiyor. Bunun ardından tartışmalar başlıyor. Çıkan çatışmanın ardından hastaneye kaldırılıyorlar. Hastane sürecinde ise HDP seçim bürosunda bulunan baba Hacı Esvet hastaneye geldi. Hastaneye geldiği sırada, karşı tarafın saldırısına uğradı. Saldırı sonrası hayatını kaybetti. Daha sonrasında saldırgan grup ateş etti. O sırada kardeşler hayatını kaybetti. Olayın ardından saldırgan grup hastane içerisine girerek sağlık çalışanlarını tehdit etti. Olayı haber kanalları ‘teröristler saldırdı’ diye verdi. Ancak olay böyle değildi. İlk saldırı heyet tarafından geldi” diyerek yaşanan süreci anlattı.
Fadıl Şenyaşar ve kardeşleri, ağır yaralı olmalarına rağmen, tedavileri devam ederken gözaltına alındı. Ardından Fadıl Şenyaşar tutuklandı. Şenyaşar, Elazığ Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede. Şenyaşar ailesine dönük silahlı saldırıyla ilgili hakkında yakalama kararı bulunan ve 15 ay boyunca firari olan Enver Yıldız, beraberindeki bir grup yakını ile Urfa Adliyesi'ne gelerek teslim oldu. Yıldız, savcılık ifadesinin ardından “insan öldürme ve yaralama” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
FADIL ŞENYAŞAR’A 150 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı, olaydan 18 ay sonra iddianame hazırladı. Hastanede yaşanan saldırı ise iddianamede yer almadı. Hacı Esvet Şenyaşar’ın ölümüne ilişkin bir soruşturma açılsa da 2 yıl 9 ay geçmesine rağmen henüz bir yargılama söz konusu değil. Soruşturma esnasında 3 kere savcı değiştirildi. Dava ise daha sonra “güvenlik” gerekçesiyle Malatya’ya taşındı. Savcı 17 sayfalık mütalaasında tutuklu Fadıl Şenyaşar için bir kez "kasten öldürme" ve 8 kez "kasten öldürmeye teşebbüs" ile 150 yıla kadar hapis cezası, tutuklu Enver Yıldız için ise ağır tahrik ile öldürmeden 12 yıla kadar hapis cezası istedi. Şenyaşar ailesi adalet talebiyle Şanlıurfa Adliyesi önünde bekleyişlerini sürdürüyor. Davanın karar duruşması 2 Nisan’da Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
'VERİLECEK KARAR TARİHİ BİR KARAR OLACAK'
Karar duruşması öncesi dava sürecini değerlendiren Ferit Şenyaşar, “Adalet mücadelemizi sürdürüyoruz. Yargının üzerinde büyük bir siyasi baskı var. Bizim ve avukatlarımızın bütün talepleri reddediliyor. Kafalarına göre bir karar vermişler. ‘Siz ne yaparsanız yapın biz karar vereceğiz’ diyorlar. 3 insanımız vahşice katledildi. 2 Nisan’daki duruşmaya imkânı olan avukatları ve milletvekillerinin gözlemci olarak katılmasını istiyorum. Mahkemenin vereceği karar tarihi bir karar olacak. Eğer Enver Yıldız’ı serbest bırakırlarsa bu Türkiye tarihine kara bir leke olacak geçecek. Eğer bu süreç biterse ben yaşananları romanlaştırmak istiyorum. Bu zulmü yapanlar ve bunu cezalandırmayanlar, ülkeye adalet geldiği zaman bunun hesabını verecekler” diye konuştu.
'SUÇSUZ İNSANLARI CEZALANDIRAN BİR KARAR ÇIKABİLİR'
Mütaalada tutuklu bulunan müvekkili Fadıl Şenyaşar’a hem kasten adam öldürme suçlaması hem müşteki sanıkları yaralama suçlamasıyla ceza istenildiğini belirten davanın avukatlarından Hidayet Enmek, işyerinde saldırıya uğrayanın ve saldırıya karşı kendilerini korumaya çalışanların müvekkilleri olduğunu söyledi.
Müvekkilinin kimsenin işyerine giderek birilerin darp etmediğini vurgulayan Enmek, “Müvekkilimin kardeşlerini kanunda silah olarak sayılan sert cisimlerle darp etmeye çalışan kişiler ise Yıldız ailesi. Kendi işyerlerinde saldırıya uğradılar. Ancak bu dosyada cezalandırılmak istenenler bizim müvekkillerimiz. Burada ister istemez kaygılanıyoruz. Son dönemlerde hem cezasızlık politikası var hem de yargının araçsallaştırıldığı bir durum söz konusu. Bir taraf hem AK Parti Milletvekili hem de MKYK’sında görev alan biri. İnsanları bu yöntemle terbiye etmeye çalışan ve yaptıkları hukuksuzlukları yargılamalarla cezasız bırakmaya dair bir uygulama var. 2 Nisan’daki duruşmada verilecek karara dair müvekkilimiz açısından umudumuzu kesmeyeceğiz ancak mevcut ayrıntılarla birlikte kaygılarımız var. Bir tarafı kayırma bir tarafı da suçsuz insanları cezalandırmaya yönelik bir mahkeme kararının da çıkması mümkün” dedi.
'SAĞLIKLI BİR YARGILAMANIN YÜRÜMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ'
Mütaaladan sonra iki tanığın dinlendiğini ancak hiçbir değişikliğe uğramadan iddia makamı tarafından tekrar edildiğini aktaran Enmek, halihazırda bir tanık beyanına da gerek olmadığını, işyeri kamera kayıtlarında olayın karşı tarafın başlattığının ve müvekkillerimizin kendilerini savunmak için hareket ettiklerinin görüldüğünü söyledi. Heyetin bu kamera görüntülerine sahip olduğunu ancak bunun üzerinden soruşturmayı yürütmediğinin altını çizen Enmek, “Bir tarafının elinde kamu gücü var ve sırtını oraya dayamış. Hem de bu olayı sanki kendilerine yönelik siyasi bir saldırıymış gibi göstermeye yönelik çabaları var. Bu iki durum dosyayı gölgede bırakıyor. 2 yıl 9 aydır devam eden davaya dönüşmüş bir soruşturma var. Bu süreçte müvekkilim ağır yaralı bir şekilde cezaevine götürüldü. Ama bu dosyada sanık olarak yargılanıp hala yakalanmayan İbrahim Yıldız var. Bu kadar sürede yakalanmadı. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda sağlıklı bir yargılamanın yürümediğini görüyoruz. Kamu gücünün desteğiyle bu davanın bir tarafı kayrılıyor. Sonuna kadar bütün süreci takip ederek, adaletin tecellisi için hukukçular olarak davanın takipçisi olacağız” diye konuştu.