Bayramda Bozcaada rehberi
İşte, 'Bayramda gidilmez' tavsiyesini bilinçli veya bilinçsiz olarak kulak arkası edip kendini Bozcaada'da bulanlar için ufak bir rehber... Nerede denize girilir, nerede yemek yenir?
DUVAR - Bozcaada son yıllarda Türkiye'nin en çok rağbet gören tatil beldelerinden biri haline geldi. Bu arada müdavimleri de 'Ada bozuldu, artık gidilmez' diyenler ile bu duruma rağmen vazgeçemeyenler arasında ikiye bölündü.
Bozcaada'nın 'eskisi gibi' olmadığı doğru... Daha kalabalık. Üstelik fiyatlar giderek yükselirken hizmetin 'fabrikasyon'a bağlandığı mekân sayısı da artıyor. Fakat Agamemnon'un donanması tarafından Truva Savaşı'nda üs olarak kullanıldığı Tenedos günlerinden bu yana, Bozcaada üzümü, şarabı, günbatımı, bağları ve masmavi deniziyle hiçbir ziyaretçisini mutsuz etmiyor.
İşte, 'Bayramda gidilmez' tavsiyesini bilinçli veya bilinçsiz olarak kulak arkası edip kendini Bozcaada'da bulanlar için ufak bir rehber:
NE YAPMALI?
BOZCAADA KALESİ: Adaya yanaşırken sizi karşılayan Bozcaada Kalesi’ni 5 TL karşılığında gezebilirsiniz. Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri; ilk olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cenevizler ve Venedikliler tarafından kullanılan kale bugünkü halini Fatih Sultan Mehmet döneminde kalıntılar üzerine tekrar inşa edilmesiyle almış. 2. Mahmut döneminde de çok geniş çaplı bir onarımdan geçmiş. Adaya hâkim noktalarıyla bugün turistlerin fotoğraf çektirmeyi en çok sevdiği noktalardan biri.
GÜNBATIMI: Adanın en ‘popüler’ aktivitelerinden biri, Polente adıyla bilinen batı burnunda günbatımını izlemek. Bayramda izdihamın daha otoparktan başlayacağı, sakin bir eylül akşamında verdiği keyfin yanına yaklaşamayacağı kesin. ‘Yine de gideceğim’ derseniz, bir ada ‘geleneği’ olarak merkezden peynir tabağı yaptırmayı ve şarap götürmeyi unutmayın.
SOKAK SOKAK GEZMEK: Bozcaada'yı terk etmek durumunda kalan Rumların eski mahallesi, bugün dar sokaklarıyla adanın en çok ilgi çeken yerlerinden biri.
PLAJ PLAJ GEZMEK: Bozcaada’nın bir diğer çekici yanı, kalabalık bulduğunuz veya beğenmediğiniz plajda arabaya atlayıp 10 dakikada bir yan koya geçebilmek.
TEKNE TURU: Aynı koyları kara yerine denizden gezmek isteyenler, her sabah 11.00’de marinadan kalkan teknelerle tura da çıkabilir. Tur, adanın en güzel koyları sayılan Akvaryum, Beylik, Güvercin ve Habbele’yi kapsıyor. Öğle yemeğinde ızgara çipura ve salata var. Tekneler 22 kişilik; cıstak cıstak müziğe de fazla maruz kalmıyorsunuz. (Kişi başı 70 TL)
PATLAYANA KADAR YEMEK: Bozcaada’ya ilk defa geldiyseniz, kahvaltı sofrasında da akşam yemeğinde de hem parmaklarınızı hem kafayı yiyebilirsiniz. Mesele, doğru noktaları seçip yerinizi önceden ayırtmaktan ibaret.
NEREDE KALMALI?
Köklü esnafın ve adaya yıllardır gidenlerin son dönemdeki en büyük şikâyetlerinden biri 'kalabalık'. Öyle ki, zaman zaman kalacak yer, yemek yenecek masa ve merkezdeki ücretsiz otoparklarda yer bulmak imkânsız hale gelebiliyor. Özellikle de bu bayramda Bozcaada'daki doluluk oranlarının yüzde 90'ın üzerine çıktığı belirtilirken, 'Nasılsa kalacak bir yer bulurum' diyerek işinizi şansa bırakmayın.
Kampçıları saymazsak, adada iki 'tür' konaklama söz konusu: Ya merkezde, çoğunluğu Rum mahallesinde bulunan ve bazıları gerçekten 'butik' olmayı başarmış mütevazı pansiyonlar ya da bağlardaki bungalowlar ve taş evlerde. Bu, ne kadar 'şehir', ne kadar 'çiçek-böcek' insanı olduğunuzla ilgili bir tercih.
Son yıllarda hem merkezde, hem bağlarda günlük ve haftalık olarak müstakil ev de kiralanabiliyor. İyi bir araştırma yaparsanız, ev kiralamaktan pişman olmanız pek olası değil!
NEYİ, NEREDE YEMELİ?
KAHVALTI: En ortalama otel ya da pansiyonda kalıyorsanız bile, çeşit çeşit reçel, bölgenin dillere destan domatesi ve peynirleriyle dolup taşan açık büfeyi gördüğünüzde Bozcaada'da kahvaltının bir başka olduğunu anlayacaksınız.
Eğer dışarıda kahvaltı edecek ve 'turistlere yönelik fabrikasyon' hissinden kaçınmak istiyorsanız, merkezde özellikle gitmeniz gereken üç yer var: Dışarıdan 'sıradan' bir kafe gibi görünse de serpme kahvaltısı hiç bitmesin istenen Pupa Kafe; ev yapımı reçelleri eşliğinde sınırsız pişi veren Lokmacı Serap Anne; ve kahvaltısı kadar ortamıyla da popüler olan Asude Ada.
Bozcaada'da kahvaltıyı bağ evlerinde, yeşilliklerin ortasında yapmak gibi bir lüks de var! Önceliği, rezervasyon yaptırmak kaydıyla, Maya'ya verin (Maya'da bir akşam da yemek yemeyi unutmayın). Patiska Bağ Evi ile Kardinal Bağ Evi de, doğayla içiçe bir kahvaltı için ideal.
Eğer ev tuttuysanız, kahvaltı için alışveriş yapacaksınız demektir; Bozcaadalı Veli Dede'nin cevizli ekmeğini ve Hemşin Pastanesi'nin zeytinyağlı ekmeğini sofranızdan eksik etmeyin. Peyniri Ataol'dan, domatesi çarşamba günleri kurulan pazardan alın.
SANDÖVİÇ PLAJA GELSİN: Bu sene açılan Bo'boz Sandviç & Şarküteri, adadaki 'ayaküstü karın doyurma' konseptini bir adım öteye taşımış durumda. Yörenin kendi ürünlerinden hazırladıkları sandöviçleri kapıp plaja koşabilirsiniz. Hatta, sandöviçleri en tenha ve tesissiz plaja bile sipariş edebilirsiniz.
TATLI: Bozcaada'nın sakızlı muhallebisi ve sakızlı-bademli kurabiyesi meşhur. İkisi için de en 'geleneksel' nokta Çiçek Pastanesi. Ama ikisinin de tadı Veli Dede'de bir başka...
YALOVA'DA YEMEK ŞART: Bozcaada meyhaneleriyle ünlü; merkezde onlarca meyhane var. Hepsi her daim dolu ve ne yazık ki birçoğunun arasında pek de fark yok. Ama en çok tercih edilenlerin Simyon, Asmalı Meyhane, Battı Balık ve Koreli olduğunu söylemek mümkün.
Bu sene adanın yerlilerinin de merkezde en çok tercih ettiği mekân ise Çanakkale'deki meşhur Yalova Restaurant'ın Bozcaada şubesi. Nispeten sakin bir sokakta, limonlu güveç ahtapot gibi farklı lezzetleri ve müziğiyle meyhane kültürüne bağlı kalan, adadaki en karakterli restoranlardan biri...
Eğer bayramda merkezin kalabalığından ve gürültüsünden kaçmak isterseniz de, Ayazma tarafındaki 'Bozcaada klasiği' olan Vahit'in Yeri'nde (mutlaka) yer ayırtın.
HANGİ PLAJDA YÜZMELİ?
Hangi tip tatilci olursanız olun, Bozcaada'da tek bir plaja bağlı kalmama özgürlüğünüz var. Denize girmek için en çok tercih edilen ve haliyle en kalabalık olan yerlerden biri, meşhur Ayazma Plajı. Ayazma'ya sabah erken saatlerde gidebilir; 'yoğunluk' başlayınca arabaya atlayıp hemen kuzey komşusuna, yani 'altın kum'- turkuaz deniz kombinasyonuna sahip Habbele'ye kaçabilirsiniz.
Ya da güneye inebilir; 2014 yılında karaya oturan kuru yük gemisiyle 'meşhur' olmadan önceki tenha zamanlarını özleten Beylik Koyu ile Ayana'yı deneyebilirsiniz. Ayazma-Ayana arasında, arabasının çekiş gücüne güvenenler için bir dizi küçük koy da var.
Ayana'nın hemen ilerisinde, adı üzerinde olan Akvaryum koyu ve Tuzburnu plajı da adanın popüler noktalarından.
NE ALMALI?
Ege tatillerinin bir diğer olmazsa olmazı da, eve çeşitli yerel tatlar, seramik işler ve ‘incik boncuk’la dönmektir. Bozcaada bu açıdan ortalamanın çok üzerinde… Tatilde alışveriş yapmaktan kaçınmayı başarabilen bir tip olsanız bile işiniz zor…
- Seramik merakınız varsa, eski Rum mahallesindeki dar sokaklarda bulunan daha ‘artisan’ dükkanlara uğramadan karar vermeyin.
- Takı alacaksanız, aynı bölgede Zeynep Aksu’nun cam atölyesine uğrayın. Burada el işi cam parçalardan yapılmış ünik takılar bulacaksınız. Boncuk yapma merakınız varsa, atölyedeki derslere de katılabilirsiniz.
- Ezine peyniri alacaksanız, meydanın hemen girişindeki Ataol’u tercih edin. “Peyniriniz nasıl bu kadar lezzetli?” sorusuna yanıtları net: “Kendi çiftliğimizden gelen sütten kaymak veya yoğurt çıkarmadan doğrudan peynir üretiyoruz.”
- Kahvaltıda zaten fark ettiniz; Bozcaada bir reçel cenneti! En meşhuruysa, Rumlardan kalan bir gelenek olan domates reçeli. Eve reçel götürecekseniz, adanın kendi ürünlerinden yaptıkları (karpuz kabuğu dahil) en az dokuz çeşit reçel satan Gülerada’yı, ev yapımı reçelleri adanın yerlileri tarafından da tavsiye edilen Ebruli’yi, karadut reçeli için Veli Dede fırınını tercih edebilirsiniz.
- Sabah sofralarının vazgeçilmezi olan reçelin yerini akşamları adanın meşhur şarapları alıyor. Hemen hemen bütün markaların şaraplarını almaya karar vermeden tadabilir, bazılarının fabrikalarını da gezebilirsiniz.
- Adanın meşhur kekiğinden de kış boyu yetecek kadar almayı unutmayın.
BUNLARI UNUTMAYIN:
- AYAĞINIZA TAŞ BATMASIN: Denize zaman zaman taşlık alanda girmek zorunda kalacağınız kesin. Eğer soğuk suya bir de taşlara basa basa girmeyi işkence olarak görecekseniz kendinizi boşa yormayın; mutlaka deniz terliği götürün.
- KAVRULMAYIN: En güzel plajların bazılarında ‘tesis’, yani şemsiye veya şezlong yok. Bol güneş kremi ve kendi şemsiyenizi alırsanız sorun kalmaz.
- ÜŞÜMEYİN: Akşamların havanın serin olma ihtimali yüksek; şal veya ince bir ceket götürmeyi unutmayın.
- ADA PAZARI: Adanın merkezinde çarşamba günleri ‘muazzam’ bir pazar kuruluyor. Sabah erken saatte giderseniz, Çanakkale’nin köylerinden gelen onlarca çeşit yerel peynirin ve türlü türlü reçellerin arasında plaja gitmeyi unutabilirsiniz. ‘Büyük şehir’de görmeye alışık olmadığınız kadar ‘gür’ ve pişirilmeden dört-beş gün (yani eve kadar) dayanabilen demet demet deniz börülcesi de cabası...
- PLASTİK POŞET YASAK: Bozcaada çevreci bir ada; kendi elektriğini ürettiği gibi 2008'den bu yana da plastik poşete yasak getirmiş durumda. Alışverişe çıkarken yanınıza file veya pazar çantası almayı unutmayın.
- DÖNÜŞ REZERVASYONU: Geyikli-Bozcaada seferlerini yapan Gestaş firmasının uzun kuyrukları ve mağduriyeti önlemek için getirdiği rezervasyon sistemi son dakika değişikliklerine pek sıcak bakmıyor. Özellikle bayram kalabalığında adadan Geyikli’ye geçiş rezervasyonunuzu epey önceden yapmanız şart. Fakat saati doğru belirleyin, zira online rezervasyonda değişiklik hakkınız yok. Gestaş Genel Müdürlük personeli dönüşte bir rezervasyon değişikliği hakkı bulunduğunu belirtse de, müşteri hizmetleri aynı görüşte değil. Dolayısıyla saat 15.00 vapuruna rezervasyon yaptırıp bir işiniz çıktığında ikinci bir rezervasyon yaptıramıyor ve muhtemelen saatler sürecek bir kuyruğa girip ‘Ne çıkarsa bahtıma’ modunda beklemeniz gerekiyor.