Şeyh Said Derneği: Kürtler insani haklarını talep ediyor
Şeyh Said İsyanı'nın 99'uncu yılında Şeyh Said Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından açıklama yapıldı.
DUVAR - Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, 13 Şubat 1925 tarihinde başlayan isyanın yıldönümünde dernek binasında basın açıklaması yaptı.
Dernek genel sekreteri Ahmet Kaya'nın okuduğu basın metni şöyle:
"Bugün 13 Şubat, Şeyh Said Efendi ve dava arkadaşlarının başlattığı Serhıldan’ın 99. yıl dönümü.
13 Şubat 1925 tarihinde başlayan ve günümüze kadar derin izler bırakan, yakın tarihimizin en önemli olaylarından biridir. Şeyh Said Efendi ve dava arkadaşlarının bir ulusun haklı taleplerini dile getirdiği ve eylemsel olarak talepte bulunduğu Serhıldan’ın yıldönümündeyiz.
99 yıl önce bugün, Piran’da bir provokasyon ile başlayan ve bu provokasyona tepki ile karşı koyan Şeyh Said Efendi ve dava arkadaşlarının mücadele azimlerini ortaya koyan Şeyh Said Efendi Serhıldan’ı, günümüz Kürt Ulusal Mücadelesinin temel payandalarından birini oluşturmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı ve ardından oluşturulan toprak paylaşım işgali ile Kürt Ülkesi; Türk, Arap ve Fars devletleri tarafından İngiliz emperyalizminin desteği ile işgal edilip paylaşıldı. Kürtler, toprakları ve ulusal bütünlüğünden kopartılarak dört parçaya bölündü. Kürtlerin siyasal, kültürel, tarihi ve sosyolojisi yok sayilarak inkar ve imha yoluna gidildi. Daha önceden Kürtlere özerklik sözleri veren M.Kemal ve yönetimi tarafından bu hakların verilmesi bir yana, birer Kürt eğitim kurumları olan medreselerde kapatılarak Kürtler asimilasyon sürecine tabi tutuldular. Azadi Hareketi çatısı altında örgütlenen Kürtler, haklarını talep etmek amacıyla çalışmalar başlatmışlardır. Azadi liderlerinden Cibranlı Halit Bey ve eski Bitlis mebusu Yusuf Ziya Bey tutuklanmış ve Şeyh Said’in de ifadesine başvurulmuştur. Bunun üzerine arayışa geçen Şeyh Said Efendi Hınıs’tan Piran’a doğru yola çıkar. Yolculuğu sırasında bir çok yeri ziyaret eder toplantılar düzenler. Bu toplantılarda Kürt aşiret liderleri ve ileri gelenleri ile öneriler geliştirir ve birlikte mücadele kararı alırlar.
Bu ziyaretleri sırasında Piran’daki kardeşi Şeyh Abdulrahim’in de evine misafir olur. Misafirliği sırasında bir ihbar üzerine askerler toplantının olduğu Şeyh Abdulrahim’in evine baskın düzenler. Baskın sırasında askerlerin komutanlığını yapan Hasan Hüsnü toplantıda yer alan Kürt Şervanlarından Varto’lu Nebi ve arkadaşlarının teslim edilmesini ister. Bunun üzerine Şeyh Said Efendi komutana:
'Beni dinle Hasan Hüsnü efendi, sen bizi tanırsın. Törelerimizi bilirsin. Törelerimize göre evimize gelen misafir teslim edilmez. Şimdiye kadar bunu öğrenmen lazımdı. Bütün ailem kırılsa da misafirlerimi sana teslim edemem. Eğer burada misafirlerimi tutuklamaya kalkarsan ne sen, ne de tek bir jandarman sağ döner!'
Şeyh Said Efendi bu sözleri üzerine, askerler silah kullanarak evin etrafında toplanan Piran halkına ve Şeyh Said’i görmeye gelen misafirlere hakaretlerle silahlı müdahalede bulunurlar. Silahlar patlar, bu provokasyon ayaklanma olarak lanse edilip ve Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının haklı talepleri isyana endekslenerek geniş çaplı askeri müdahaleye zemin yapılır.
13 Şubat 1925 tarihinde Piran’da meydana gelen bu olay, Kürdistan’ın bir çok kentinde protestolara şiddetli itirazlara neden olur.
Şeyh Said Efendi itiraz ve kalkışmasının ve bugüne kadar yürütülen mücadelenin temelini Kürterin kimlik, dil ve insani diğer sosyal siyasal haklarını içermektedir.
Kürtlerde, diğer milletler gibi temel insani haklarının talep etmektedirler. Bu talepler, insani ve demokrasinin gerekliliği olan taleplerdir.
Kürtler’in haklarının yok sayılması bakımından günümüzün 1925’ten farklı olduğu söylenemez.
Bir milletin dilini yasaklamak varlığını inkar etmek, bu amaçla baskı, tutuklama, sürgün ve katliam gibi bir çok ağır uygulamalara maruz kalmak dini, vicdani, ahlaki ve hukuki olarak etik değildir. Hiç bir şekilde kabul edilemez."