Seyyar satıcılar: Sokaklar, 'çıkmaza' döndü, cezaları affedin
Pandemi süreci ile birlikte seyyar satıcıların durumu günden güne daha da kötüye gidiyor. İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı Evren Laçin, seyyar satıcıların pandemi sürecinde yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, "Sokaklardaki durum iyice çaresizliğe döndü. Sokaklar çıkmaza döndü diyebiliriz. Kimse evine ekmek götüremiyor" dedi.
Cihan Başakçıoğlu
İZMİR - Asya, Afrika, Latin Amerika ülkeleri ve gelişmiş ülkelerde toplam dünya nüfusunun yüzde 10 ile yüzde 20 arasında bir kesim geçimini 'sokak esnaflığı' yaparak sağlıyor. Seyyar satıcılar pandemi süreciyle birlikte yaşananlardan olumsuz anlamda etkilendi.
Dünya Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre yaklaşık 1,5 milyar çalışan, küresel ölçekte çeşitli sosyal güvenlik kurumları kapsamında sosyal güvenceye sahip olarak çalışıyor. Geri kalan 5 milyar tam ve yarı zamanlı çalışan ise hiçbir sosyal güvenceye sahip olmaksızın geçimini sağlamak durumunda. Güvencesiz çalışan tarım işçilerinin, inşaat işçilerinin yanında 2 milyara yakın insan ise sokaklardan kâğıt toplayarak, evlere gündelik temizliğe giderek, inşaat, tamirat gibi gündelik işlerde çalışarak hayatını idame ettiriyor. Seyyar satıcılar da pandemi sürecinde hiçbir sosyal güvenceleri olmadan yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
SOSYAL GÜVENCELERİ YOK...
Türkiye'de 6 milyona yakın insan geçimini sokaklarda, günübirlik işlerde, pazarlarda, seyyar satıcılık, gündelikçilik, hurdacılık, atık toplayıcılığı yaparak sağlıyor. Devletin baskısı ve engellemeleri nedeniyle çoğu zaman ellerindeki sermayeye el konulan ve hatta gözaltına bile alınan seyyar satıcılar, pandemi nedeniyle devreye giren kısıtlamalarla birlikte geçim sıkıntısını daha ağır hissetmeye başladı.
MİLLETVEKİLLERİNDEN ÖNERGE: ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI
CHP ve HDP İzmir Milletvekilleri Bedri Serter ile Murat Çepni de geçtiğimiz günlerde seyyar satıcıları örnek göstererek Meclis Araştırması için önerge verdi. Önergede, "Pandemiden etkilenen en önemli kitlelerin başında seyyar satıcılar gelmekte. Yaşadıkları sorunların çözümüne ilişkin çalışma yapılması ve acil eylem planlarının oluşturulması için Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz" denildi.
'SOKAKLAR 'ÇIKMAZA' DÖNDÜ'
İzmir'in özellikle kıyı şeritleri seyyar satıcıların en önemli çalışma alanlarından biri. Aynı zamanda seyyar satıcı olan İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı Evren Laçin, "Yazın su satıyoruz, kışın yağmurlarda şemsiye satıyoruz. Yine yazın mısır, kışın kestane satıyoruz. Yağmur, çamur, soğuk demeden sürekli sokaklardayız" dedi.
Pandemi süreci ile birlikte seyyar satıcıların evlerine ekmek götüremez hale gediğinin altını çizen Laçin, "Her şeyden önce pandemi sürecinde sokaklarda insan kalmadı. Çalıştıkları şartlar çok zor... Bu insanların hiçbir güvencesi yok, günübirlik geçinen arkadaşlarımız... İnsanların bir ek geliri yok. Günlük kazandıkları para maksimum 100 lira... Pandemi sürecinde insanların günlük kazancı 30 liraya düştü. Pandemi süreci sadece sokak esnafını değil tüm esnafı mağdur etti. Seyyar ise açlığa terk edildi. Kemeraltı ve benzeri yerlerde dükkanını kapatıp tekrar seyyar satıcılığa dönen arkadaşlarımız var. Atanamayan öğretmen olan arkadaşlarımız var. Sokaklardaki durum iyice çaresizliğe, sokaklar çıkmaza döndü diyebiliriz. Kimse evine ekmek götüremiyor" diye konuştu.
'BİZİ DE GÖRÜN, YASALLAŞTIRIN'
Pandemi sürecinde her geçen gün derneğe kayıt olan seyyar satıcı sayısının arttığına dikkat çeken Laçin, "İçimizde 32 tane kooperatif var. İzmir genelinde 200 bin seyyar satıcı var" ifadelerini kullandı. Son olarak yetkililere çağrıda bulunan Laçin, şunları söyledi:
"Yetkililere çağrımız var: Biz seyyarlar haklarımızın tanınmasını istiyoruz. Artık bizi de görsünler, yasallaştırsınlar. Bu insanlar gerekirse vergisini, işgaliyesini versin. Bizlerin de sosyal güvenceleri olsun. Türkiye'de örnekleri var. Mersin, Adana, Aydın, Batman Belediyeleri yapmış. Bugün ülkede 6 milyon sokak satıcısı var. Bunu artık kimse görmezden gelmesin. 'Kayıtdışı ekonomi' diyorlar , yani sokak ekonomisi. Bizler de bu kayda dahil olmak istiyoruz. Bizler de insanca yaşamak istiyoruz. Bu 6 milyonun tamamı sokaklardan hayatını kazananlar... Bugüne kadar hiçbir seyyar satıcının hakkı tartışılmadı. 'Nedir, ne yapılabilir?' diye sorulmadı. Pandemi sürecinde çok daha zor durumdayız. Bizi bitirme noktasına kadar geldi. Sokağa huzur gelirse kente huzur gelir. Biz sokakların aydınlanan lambasıyız. Yetkililere çağrımız bizi de artık görsünler, haklarımızı tanısınlar."
DERNEKTEN 7 MADDELİK TALEP LİSTESİ
Öte yandan geçtiğimiz günlerde konu ile ilgili yazılı açıklama yapan dernek sokak esnafının taleplerini şu şekilde sıraladı:
1. Temel insan haklarından olan insan onuruna yaraşır iş koşullarında çalışma hakkının seyyar esnaflara da tanınmasını istiyoruz. Biz seyyar esnaflar olarak herhangi bir sadaka ve yardım talep etmiyoruz. Zaten ülkemizin 1000 yıllık geçmişinde çalışarak emeğimizle kendimizin ve ailemizin rızkını temin ediyoruz. Çalışma yerlerimizi birlikte belirleyelim; çalışma koşullarımızı birlikte belirleyelim, bu ülkenin saygın bireyleri olarak insan onuruna yaraşır koşullarda biz de kent yaşamında hak ettiğimiz yeri alalım.
2. Yıllardır kendi derneklerimizi kendi birliklerimizi kurmak için çabalıyoruz. Ancak en tepedekiler, çeşitli kuruluşlar bizleri kendilerine rakip veya düşman gibi görüyorlar. Halbuki biz sağlıkta da felaketle de halkımızın daima yanındayız. Tüm ülkede, tüm dünyada vatandaşlarımız, bilhassa yaşlılarımız evde kalmaya zorlanırken onların imdadına biz seyyarlar koştuk. Her türlü felakette, İzmir depreminde de olduğu gibi sorumluluğumuzu yerine getirip, depremzedelere kendi imkanlarımız ölçüsünde yardım ettik. Hiçbir vatandaşlık sorumluluğundan kaçınmayan biz seyyar esnaflar kendi odalarımızı, kendi birliklerimizi tüm Türkiye’de kurmak istiyoruz. Hükumetimiz, Bakanlığımız, Belediyelerimiz bu konuda bize yol göstermeli, önümüzü açmalı ve odalarımızın kuruluşunu kolaylaştırmalıdır.
3. Biz yeryüzünün en zor koşullarında geçimimizi sağlamak, ailemizin rızkını temin etmek için yağmurda çamurda, karda kışta, sağlıkta ve felakette, en zor koşullarda çalışmak zorundayız. Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir bahane göstermeksizin çalışarak emeğimizin karşılığını ailemiz ve halkımızla paylaşıyoruz. Eğer sosyal devlet varsa, eğer çalışanlar için sosyal güvence temel bir haksa, biz hurdacısıyla, atık
toplayanıyla, simitçisiyle, baloncusuyla, seyyar manavıyla tüm sokak çalışanları sosyal güvence hakkına sahip olmak istiyoruz.
4. Temel insan haklarından olan eğitim hakkının da kayıtsız koşulsuz biz sokak esnaflarının da yararlanacağı şekilde düzenlenmesini istiyoruz. Onlarca kentimizin sokaklarında görüldüğü gibi yedi yaşında, dokuz yaşında, on yaşında çocuklarımız sokaklarda atık toplayarak çalışmaya mecbur kalmaktadır. Pazar yerlerinde annesine, babasına yardım etmeye mecbur kalmaktadır. Bu zor işler ancak tüm aile bireylerinin birlikte el ele dayanışma içinde çalışmasıyla mümkün olabilmektedir. Tüm amacımız bir lokma ekmek parası kazanmaktır. Biz sokak esnafları, seyyar satıcılar, hurdacılar, tüm sokak çalışanlarına yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla, kadınıyla onların kendi koşullarına uygun eğitim programlarının hazırlanmasını ve temel insan hakkı olarak bu haklardan yararlandırılmasını istiyoruz. Nasıl ki bizler de temel görev olarak askerliğimizi yapıyorsak, vergimizi ödüyorsak bu en temel kamusal haklardan da aynı şekilde kendi koşullarımıza uygun olarak yararlanmak istiyoruz.
5. Seyyar esnafa mali destek programı uygulansın. Seyyar esnafımıza bu faaliyetlerini üye oldukları dernekleri, kooperatifleri ve odaları üzerinden teyit etmeleri halinde kayıtsız koşulsuz esnaf başına 5.000 TL mali destek verilmelidir. Sokak ekonomisinde faaliyet gösteren seyyar satıcılar Türkiye'de 6 milyon kişiye istihdam sağlamasına, 50 milyon kişinin, yoksulun, dar gelirlinin, emeklinin ihtiyaçlarını en ucuz koşullarda gidermesine rağmen devletten 1 delikli kuruş destek alamamaktadırlar.
6. Seyyar esnafın her türlü oda, dernek aidat borcu sicil affı çıkarılarak silinmelidir.
7. Seyyar esnafa 2019-2020 yılı içinde kesilen tüm cezalar af edilmelidir ve vergi borçları silinmelidir.