‘Sigara yasağıyla pandemiyle mücadelede başarıya ulaşmak imkânsız’

Sigara yasağından önce sokaktaki yoğunluğun azaltılmasına dikkat çeken uzmanlar polisiye tedbirlerle pandemiyle mücadele edilemeyeceği görüşünde. Türk Tabipleri Birliği'nden (TTB) Doç. Dr. Cavit Yavuz Işık, “Bu kalabalıkları azaltamadığımız sürece bu yasağın etkisi çok sınırlı olacaktır” derken TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, birçok sorun devam ederken cezalandırıcı ve yasakçı polisiye tedbirlerle pandemiyle mücadele edilemeyeceğini söylüyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- İçişleri Bakanlığı, korona virüsü salgınında vaka artışları sürerken açık alanlarda sigara içilmesinin kısıtlanması için genelge yayımladı. Genelgede tüm illerde vatandaşların yoğun olarak bulunduğu cadde, sokak, meydan ve otobüs duraklarında sigara içme yasağı getirileceği belirtildi.

Bakanlığın genelgesinin ardından başta İstanbul ve Ankara olmak üzere il-içe umumi hıfzıssıhha kurullarından sigara yasağı uygulanacak yerlerle ilgili listeler açıklanmaya başlandı.

‘KALABALIKLARI AZALTMADIĞIMIZ SÜRECE BU YASAĞIN ETKİSİ SINIRLI OLACAKTIR’

İçişleri Bakanlığı’nın sokakta sigara içme yasağıyla ilgili genelgesini değerlendiren, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 İzleme Kurulu üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Yavuz Işık, “Halk sağlıkçı olarak sigarayla ilgili yasaklamaları onaylamamak mümkün değil çünkü sigara halk sağlığı sorunu olarak yıllardır bizim mücadele ettiğimiz bir konu” dedi.

TTB Covid-19 İzleme Kurulu Üyesi,
Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Yavuz Işık

Sigaraya yönelik yasaklamalar için pandemiye ihtiyaç duyulmaması gerektiğini belirten Işık, genelgedeki “yoğun caddeler ve yoğun sokaklar” vurgusuna dikkat çekti. Önemli olan noktanın bu yoğunluğu azaltmak olduğunu söyleyen Işık, “Sigara yasağına gelinceye kadar bizim bu konuda tedbirler almamız gerekiyor. Evet açık alanda sigara içilmemesi bir şekilde bulaşıcılığı düşürür. Dumanı üfleme sırasında dışarıya damlacıklar saçılabilir.  Etkili bir faktör olmuş olabilir ama ona gelinceye kadar bizim kalabalık yoğunlukları azaltmamız lazım. Bunları azaltmadan sadece sigara içme yasağının etkisi çok sınırlı olacaktır. Sigaraya gelene kadar pandemiye yönelik başka önlemler almamız gerekir” dedi.

Açık alanlarda sigara içme yasağının tek başına yeterli olmayacağını belirten Işık, “Kalabalık ortamları, hele hele kapalı ortamlardaki kalabalıkları azaltmadığımız, toplu taşımada, işyerlerinde bulaşıcılığı engelleyemediğimiz bu kalabalıkları azaltamadığımız sürece bu yasağın etkisi çok sınırlı olacaktır” diye konuştu.

 ‘YASAKÇI YÖNTEMLERLE BU PANDEMİYLE MÜCADELE EDİLEMEZ’

TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya

Sigara içen hastalarda hem virüse yakalanma hem de hastalığı ağır geçirmeyle ilgili ellerinde veriler olduğunu, sigaranın sağlık açısından olumsuz etkilerinin de bilindiğini belirten Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya’ya göre pandemi alanındaki mücadelenin yasakçı bir yerden yapılmaması gerekiyor. Sigaranın yasaklanması, 65 yaş ve üzeri kişilerin belirli saatlerde sokağa çıkabilmesi gibi uygulamalarla pandemiyle mücadelede başarıya ulaşılmasının imkânsız olduğunu söyleyen Yerlikaya, “Bunlara gelmeden önce çok daha bütünlüklü politikaların uygulanması gerekiyor. Türkiye’de yapılamayan şey bu” dedi.

Türkiye’de sürecin şeffaf yönetilmediğini, filyasyondan izolasyona kadar farklı alanlarda sorunların devam ettiğini belirten Yerlikaya, “Açık alanlarda sigara yasağı bu haliyle formalite bir şey olarak karşımızda duruyor. Bu yönetememenin göstergesi. Salgınla böyle mücadele edilemez.  Sadece cezalandırıcı ve yasakçı yöntemlerle bu pandemiyle mücadele edilemez” ifadelerini kullandı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sürecin şeffaflaştırılması gerekiyor. Türkiye’de izolasyona uyumla ilgili çok ciddi sorunlar var. İnsanları evlerine yolluyorlar ama özellikle yoksulların olduğu yerlerde kalabalık aile yapısı nedeniyle aile içi bulaş çok fazla. Bunlarla ilgili yasakçı ve polisiye tedbirler değil de biraz daha sosyal devlet olanaklarının kullanılması gerekiyor. Örneğin hastanelerde tedavi uygulamasıyla da bu süreç yönetilmez. Yani pandemiye karşı bütünlükçü, kapsayıcı, toplum katılımını önemseyen, sürece göre bölgelere göre değişen dinamik politikaların, kararların alınması gerekiyor.”

 ‘AKŞAM YATIP SABAH KALKIP ALINAN BİR KARAR GİBİ’

 İçişleri Bakanlığı tarafından açık alanlarda sigaranın yasaklanması kararının alınma gerekçesinin arkasında ne olduğunun bilinmediğini, bu nedenle 8 aydır bu kararın neden alınmadığının da bilinemeyeceğini ifade eden Yerlikaya, “Türkiye’nin her tarafında aynı anda kararların uygulanması gibi bir yaklaşım da doğru değil. Bir ilin özelliklerine uygun, pandeminin durumuna ilişkin bir adım atmanız gerekiyor. Ciddi karar alıyorsanız bunun bir arka planının olması, bir veriye dayanması gerekiyor. Sigara meselesi bugünün meselesi değil ki, ilk günden bu biliniyordu. Akşam yatıp sabah kalkıp alınan bir karar gibi görüyoruz. Pandemi böyle yönetilmez ve pandeminin bugün bu kadar yaygın olmasının sebebi bu bakış açısıdır” diye konuştu.

 ‘MASKE KULLANIMINDA SÜREKLİLİĞİN SAĞLANMASI AÇISINDAN OLUMLU BİR DÜZENLEME’

Türk Toraks Derneği Tütün Kontrol Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı’ya göre pandemi nedeniyle park, bahçe, sahiller, cadde, sokak, toplu taşıma araç durakları gibi kamuya açık alanlarda sigara ve tütün ürünü içiminin yasaklanması özellikle maske kullanımında sürekliliğin sağlanması açısından olumlu bir düzenleme. Salgının Türkiye’de tüm hızıyla sürdüğünü, buna karşın günlük yaşamın olağan akışında seyrettiğini belirten Dilektaşlı, “Özellikle nargile sunulan işletmeler tütün kontrolünde önemli aksaklıkların yaşandığı ortamlardır. Nargile sunum işletmeleri virüs bulaşı için yüksek riskli ortamlardır. Bu nedenle söz konusu işletmelerin süratle kapatılması korona virüsü ile etkin bir mücadele için gereklidir” dedi. 

TTD Tütün Kontrol Çalışma Grubu

Başkanı Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı

 
 
 
 ‘KAPALI ALAN DENETİMLERİNİN ARTMASI İÇİN FIRSAT OLACAK’

Yasak olmasına karşın kapalı alanlarda tütün kullanımının yaygın olduğunu ve denetimlerde aksaklık yaşandığını belirten Dilektaşlı, “Söz konusu düzenleme ile uygulanmasında aksaklıklar yaşanan kapalı alan denetimlerinin artması ve etkili bir şekilde uygulanması için iyi bir fırsat olacağını düşünüyoruz” dedi ve şöyle devam etti: 

“Tütün ürünlerinin kullanımı kalp-damar hastalıkları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik solunum hastalıkları ve kanser gelişimi için başlıca risk faktörüdür. Bu hastalıklar, ağır COVID-19 hastalığı için de doğrudan birer risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle tütün ürünü kullanımın süratle terkedilmesi en akılcı yaklaşımdır. Ülkemizde, bir yılda yaklaşık 70 bin insanımız tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamlarını kaybetmektedir”

 ‘YASAKLARIN ÇOK BÜYÜK KISMI KİŞİ HÜRRİYETLERİNİ SINIRLIYOR’

Yasak ve sınırlama kararlarını tüm pandemi yasaklamaları çerçevesinde değerlendirmek gerektiğini belirten Ankara Barosu Sağlık Hukuku Kurulu Başkanı Avukat Berna Özpınar Gümrükçüoğlu, belirli yaş gruplarına ilişkin sınırlamalar da dahil bütün sınırlamaların hıfzıssıhha kanunu hükmü çerçevesinde verilen yetkiyle kullanıldığını belirterek, “Fakat yasakların çok büyük bir kısmı kişi hürriyetlerini sınırlıyor. Nasıl ki 65 yaş ve üzerinin sokağa çıkmasına ilişkin engelin esasen yasal ve bilimsel bir dayanağı yoksa bu sigaraya ilişkin yasağın da bir parça böyle olduğunu düşünüyorum” dedi. 

Ankara Barosu Sağlık Hukuku Kurulu Başkanı Avukat Berna Özpınar Gümrükçüoğlu

Sigara yasağına ilişkin bir kanunun olduğunu, İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgenin ise doğrudan bir hukuk metni olmadığını belirten Gümrükçüoğlu, “Kanun il hıfzıssıhha kurullarına bu yetkiyi veriyor. İllerin bunu nasıl tek tek uygulayacağı önemli. Ucu açık bir şeyin içerisinde bunun kullanılmasının hem kişi hak ve hürriyetlerini, yaşam alanını sınırlayan bir tarafı var hem de esasen hukuksal hiyerarşik yapı içerisinde uygun bir norm yanı yok” dedi.

 ‘ÖNGÖRÜLMEDEN YAPILMIŞ BİR DÜZENLEME’

Sigara yasağını da içeren genelgede Türk Ceza Kanunu’nun 195’nci maddesi gereği işlem yapılacağı uyarısı olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, “Madde esasen salgın hastalık sebebiyle karantinaya alınıp karantina tedbirlerine uymayan bireylere uygulanacak cezai müeyyide belirleyen bir hüküm. Sokakta sigara içen kişiler Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tarif edilen bir durumu ihlal etmiyorlar. Suçun maddi unsuruna dair kanunda tanımlanmış bir şey yok. O yüzden burada olsa olsa en fazla yapılabilecek İl Hıfzıssıhha Kurullarının bir karar alması ve buna ilişkin hıfzıssıhha kanunu cezai müeyyidelerinin uygulanmasıdır” dedi. 

İl Hıfzıssıhha Kurulları’nın sigara yasağı konusunda açık alan tariflendirmesini net bir şekilde yapması gerektiğini belirten Gümrükçüoğlu, “Çoklu sorunları olan ve öngörülmeden yapılmış bir düzenleme karşımızda. Açık alan neresidir? Bunu tariflemek gerekir. Kanun sigara yasaklarını getirirken kapalı alanları belirledi ve bunları düzenledi.  Burada kişinin balkonu, bahçesi, çalıştığı işyerinin kapısının önü açık alan mıdır? Bu sorular gündeme gelebilir. Birbirinden farklı tezat hak kayıplarına, ihlallere sebep olacak uygulamalar olabilir. Bir yerde insanlar balkonunda içer ceza alabilirler diğer yerde sokağın ortasında ya da parkta içip ceza almayabilirler” diye konuştu.