Şiiri düşlemek, şiiri düşünmek

Şeref Bilsel'in 'Şiire Giriş Dersleri' kitabı, Yitik Ülke Yayınları tarafından yayımlandı. Bilsel şiirle ilgili otuz bir başlığın yer aldığı kitapta, başlıkları denemeleriyle açıyor ve tartışıyor.

Google Haberlere Abone ol

Cem Kertiş

Şiire ilginin azaldığı bir dönemde şiir yazmak, şiir üzerine düşünmek, şiiri tartışmak başlı başına bir cesaret. Her şeyin metalaştığı bir devirde şiirle büyük bir ciddiyetle ilgilenmek… Yayıncıların sitelerine ‘şiir dosyası kabul etmiyoruz’ diye açıkça yazdığı bir süreçteyiz. İşte tam da böyle bir dönemde öncelikle Şeref Bilsel’i ve sonra Yitik Ülke Yayınları’nı kutluyorum.

Bilsel’in 'Şiire Giriş Dersleri' kitabı neden okunmalı? Neden önemli bir kitap? Bilsel, şiirle ilgili birçok başlık açmış kitabında. Bunlardan bazılarını yazalım: Şiir ve Sözcük, Şiir ve Ses, Şiir ve Görmek, Şiir ve Farkındalık… Tam otuz bir başlık var. Bu başlıkları denemeleriyle açmış, düşünmüş, tartışmış. Didaktik bir üslup benimsemeden şiire sevdalı okuyucusuyla sohbet etmiş bir bakıma. Nazik davranmış şiire, bir annenin yavrusuna davrandığı gibi hassas bir tavırla konuşmuş. Bilsel’in kitabını okurken hep şunu hissettim: Bu yazılanları şiire aşık biri yazabilir ve aşk da tüm duyguları içinde barındıran bir duygu olduğu için Bilsel’in büyük bir duygu yüküyle yazmış olduğunu gördüm.

Şiire Giriş Dersleri, Şeref Bilsel, 171 syf., Yitik Ülke Yayınları, 2021.

Yazar, kimi zaman bir filozof, bir genç, bir çiçek, kimi zaman da bir kelime olmuş. Okuyucusuna tepeden bakmamış. Büyük bir samimiyetle şiirle olan yolculuğunu paylaşmış. Bilsel’in şiirlerini ne zaman okusam ya unutmaya çalıştığım bir acı, hasret kaldığım duygular ya da umut belirir içimde. Şiirleri zamanı dondurur sanki. Bu anlamsız dünyadan çıkarır beni. Bambaşka bir dünyada bu dünyayı yaşarım. Şimdi daha iyi anlıyorum Bilsel’in şiirlerinin beni bu denli etkilemesinin sebebini. Bilsel, sadece şiir yazmamış. Şiir üzerine ince ince düşünmüş. Felsefenin disiplinlerinden biri de sanat felsefesidir. Şiir felsefesi diye bir disiplin kurulursa bizim ülkemizin en önde gelen düşünürlerinden biri olacaktır Şeref Bilsel.

Buradan lise ve üniversitelerdeki edebiyat hocalarına seslenmek isterim. O soğuk ders kitapları yerine Bilsel’in kitabını tartışın öğrencilerinizle. Bu kitabın birkaç sayfasını okuyacak her genç şiiri merak edecektir. Bilsel’in her denemesi üzerine tezler yazılabilir. Kitabın dili de ağır değil. Kendini çok bilgili göstermek için karmaşık bir dille yazanlardan değil Bilsel. Son derece akıcı bir dille yazmış. Edebiyat parçalamamış.

Denemeler bittikten sonra da üstatlara dönmüş Bilsel. Şairin ve şiirin doğasına ait çeşitli sözleri derlemiş bizler için. Hem ülkemizden hem dünyadan felsefecilerin, psikologların, şairlerin derin düşüncelerini paylaşmış bizlerle. Sadece bu bölümü okuduğumuzda bile Bilsel’in şiire olan tutkusunun yoğunluğunu anlıyoruz. Garcia Lorca’dan aldığı bir alıntıyla bu bölümü tamamlamış.

“Ne diyeyim şiir üzerine? Ne diyeyim bulutlar, bu gökler üzerine?
Görmek, görmek, görmek onları, görmek onu, işte o kadar.
Anlayacaksın
Bir ozanın şiir üzerine hiçbir şey diyemeyeceğini.”

Söylenecek çok şey olmasına rağmen son olarak şunu söyleyeyim. 'Şiire Giriş Dersleri', bir başucu kitabı niteliğindendir. Şiir yazan, şiirle ilgilenen herkesin okuması gereken kitaplardan biridir. Bir kere her şeyden önce şunu anladım kitap bittiğinde: Şair olmak öyle basit bir şey değil; keskin bir zekâ, çok yönlü düşünme, hayatı her yönüyle yaşama cesareti gerektiren bir şey. Şair olmak, dilin içine doğduğumuz bu dünyada, dille, dilin sınırlarında devrimi örgütlemektir.

Sevgili Bilsel, insanlığa böylesine zarif bir kitap armağan ederek bu devrimi örgütlediğin için teşekkür ederim.