Simena’da ‘sıvalı’ restorasyona tepki: Pagan tapınağı, kilise gitti, cami kaldı
Kaş’ta tarihi yarımada üzerindeki Kaleköy'de yerlere demir platform ve cam döşenip duvarlara sıva yapılan restorasyon, ‘tarihi katmanları yok eden bir uygulama’ olarak tartışılıyor.
ANTALYA – Demre’de dünyanın en önemli kültürel varlıklarından Simena Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik sit alanı restorasyonu, hem akademik çevreler hem de ziyaret eden turistlerce eleştiriliyor.
Helenistik döneme tarihlenen, Roma ve Bizans dönemlerinde pagan tapınağı ve kilise, Osmanlı döneminde ise cami olarak kullanılan yapı kalıntısı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce hazırlanan projeyle restore edilerek camiye dönüştürüldü. Birkaç yıl önce ‘Kekova’nın 77 yıllık cami hasreti bitiyor’ diye kurdele kesilerek duyurulan restorasyon, tamamlandıktan sonra antik kentte doğal atmosferin ve katmanlı mirasın yok olduğu eleştirilerine konu oldu.
Türkiye’deki ve yurt dışındaki çok sayıda akademik çalışmaya konu olan tarihi yapının belgelerdeki fotoğraflarından çok farklı bir görünüme kavuştuğunu söyleyen arkeolog Ümit Işın, çatı ile üstü kapatılan, minare eklenen, tabanına demir ızgara ve cam döşenerek bir platform oluşturulan, duvarlarına sıva yapılan ve banklar konulan arkeolojik alanın doğal dokusunun bozulduğunu söyledi.
PAGAN TAPINAĞI, KİLİSE VE CAMİ
Anadolu’da örneği çok az kalmış bu açık hava camisinin restore çalışmasıyla yeniden inşa edildiğini aktaran Ümit Işın, tarihi eserin restorasyonundaki en büyük sıkıntının, yapının doğal çevresiyle uyumunun yok edilmesi olduğunu ifade ederek şöyle bilgi verdi:
“Simena Antik Kenti’nde, önce pagan tapınağı, sonra kilise, en son evresinde de Anadolu’da örneği çok azalmış bir açık cami olarak kullanılan yapı, önceki evreleri göz ardı edilip cami olarak restore edildi ve hizmete açıldı. Oysa bu antik bir yapı ve yapının cami olma özelliği kadar tapınak ve kilise olması da önemli.”
‘DÜNYA İLE ORTAK MİRASIMIZ’
Yurdun çeşitli yerlerini gezerek yaptığı ‘Anadolu Arkeolojisi’ sunumları ve bu konuda hazırladığı belgesellerle tanınan Işın, “Geçmişten günümüze ulaşmış nadir eserlerin restore edilirken, katmanlı yapılarına rağmen sadece bir dönemin yapısı olarak düşünülmesi çok önemli bir sorun. Çünkü bu eserler, bizim dünya ile ortak mirasımız. Anadolu’da bulunan eserlerin Osmanlı dönemini koruduğumuz kadar önceki dönemlerini de korumak gibi bir sorumluluğumuz var. Nasıl ki böyle yapıların camii vasfı yok edilemezse, aksi de yapılmamalı” dedi.