'Şimşek 'böyle gitmez' dedi, garanti alıp göreve geldi'

Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, Mehmet Şimşek'in belli garantileri alarak göreve geldiğini ve yurt dışındaki bağlantıları sayesinde dışardan yüklü bir kaynak sağlayabileceğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır...” diye konuştu. Piyasaların yüksek beklentileri ile göreve başlayan Şimşek'in "Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır" vurgusu da dikkat çekti. 

Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, Şimşek'in bu sözlerini "böyle gitmez" şeklinde yorumladı, "değişiklik gerekliliği, ekonomiye bakışı çok bilinen Mehmet Şimşek’in yeniden görev alması için gösterilen çabadan da belli değil miydi zaten..." diye yazdı. Şimşek'in göreve gelmeden önce, yapacakları konusunda bir garanti almış olması gerektiğini belirten Aktaş, rasyonel zemine dönmenin yolunun Merkez Bankası’nın “adı var-kendi yok” işlevsiz faizini yeniden “politika faizi” yapacak bir yön değişikliği olduğunu ifade etti. Aktaş'ın "Şimşek adeta 'Böyle gitmez' diyerek görevi devraldı" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Şimşek uçuruma daha da yaklaşmadan küçük manevralarla işi yoluna koymaya çalışacaktır. Gecikilecek her an, direksiyonun daha sert çevrilmesine yol açacaktır çünkü. 

Kaldı ki, Merkez Bankası faizini kim olursa olsun öyle bir anda çok çok yukarılara çekemez. Kaş yapayım derken göz çıkarmak da var!

BİR DE YURT DIŞINDAN YÜKLÜ BİR KAYNAK GELDİ Mİ...

Mehmet Şimşek’in kabinede görev alması için böylesine çaba gösterilmesinin altında yatan en büyük etken içeride işleri toparlaması değildi tabii ki. Evin içini kim olsa toparlar, önemli olan dışarıdan para bulmak. 

Mehmet Şimşek’ten en çok beklenen de yurt dışındaki bağlantıları sayesinde Türkiye’ye hatırı sayılır bir döviz girişi olması ve artık tencerenin dibini sıyırmaktan bir hal olmuş Merkez Bankası’nın biraz olun nefes almasının sağlanabilmesi. Swap dahil edildiğinde bile eksiye düşmüş bir Merkez Bankası rezervinden söz ediyoruz. 

Bir yandan faiz çok değilse bile bir miktar artırılıp para politikasında değişikliğe gidileceğinin ortaya konulması... 

Merkez Bankası Başkanlığı koltuğuna yeni bir ismin oturması... Kamuoyunun bu politika değişikliği ile yurt dışından döviz girişi olacağına ikna olması... 

Bütün bunlar piyasadaki tansiyonu bir ölçüde de olsa düşürecektir. Dövize olan talebin kısmen bile kırılması ekonomi yönetimine nefes aldıracaktır. 

Ancak bu olumlu hava ne kadar sürebilir, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre sonra yine kararlara müdahil olmaya başlar mı ve sonrasında ne yaşarız, bunları da hep birlikte göreceğiz." (HABER MERKEZİ)