Sinan Ateş davası: Tetikçi Özyağcı'nın 'tetik' işareti için suç duyurusu kararı

Sinan Ateş davasında mahkeme heyeti, gazetecilere eliyle tetik işareti yapan tetikçi Eray Özyağcı hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin görülen davada mahkeme başkanı, dün duruşma çıkışı Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı'nın salondan çıkartılırken gazetecilere eliyle tetik işareti yaparak, "DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz" sözleriyle ilgili jandarmanın tuttuğu tutanağın dosyaya eklendiğini söyledi. Duruşma sonunda mahkeme heyet, Özyağcı hakkında Ankara Batı Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

'HİÇBİR İLGİM YOK' SAVUNMASI

Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 12'si tutuklu toplam 22 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi Kampüsü'nde devam ediliyor. Duruşmaya sanıklar, müşteki Sinan Ateş'in ailesi ile taraf avukatları katıldı. CHP'nin 7'inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da duruşmayı takip etti.

Mahkeme Başkanı, dün duruşma çıkışı Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı’nın salondan çıkartılırken gazeteci Murat Ağırel, Timur Soykan ve Barış Pehlivan’a eliyle tetik işareti yaparak, "DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz" sözleriyle ilgili jandarmanın tuttuğu tutanağın dosyaya eklendiğini söyledi.

Tutuksuz sanık Alper Atay, savunmasında "Bu olayla ilgili hiçbir ilgim yok. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum" dedi. Tutuklu sanık dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, savunmasında özetle şöyle konuştu:

"Önceki beyanlarımı yineleniyorum. Yaklaşık 1 yıldır tutuklu yargılanıyorum. Bu zaman zarfında ne sanıklardan ne müştekilerden şahsıma yönelik ekstra bir iddiayla muhatap olmadığım gibi dava dosyası içerisinde de aleyhime yorumlanabilecek tek husus Tolgahan Demirbaş'ı, telefon imajı üzerinden yazılan incelemenin içerisinde düzenlenen rapordur. Söz konusu bu raporda Tolgahan taraf mobil telefon numarası göndererek bilgi talebinde bulunması benim de kendisine bir geri dönüş yapmadığımın tespiti bulunmaktadır. Ancak raporda Tolgahan Demirbaş'ın telefonunun notlar kısmında bir adres bilgisinin oluşturuldu. Söz konusu adresin benim tarafımdan verilmiş olabileceğinin değerlendirildiğinden bahsedilmektedir. Öncelikle bu değerlendirme hatalıdır, en hafif tabiriyle. Zira sayın başkanım elinde bulunan imaj üzerinden incelemesini yapan bilirkişi de bir telefon irtibatını tespitine rastlayamamıştır. Nihayetinde talebimiz ve heyetimizin kabulü doğrultusunda şahsıma ait HTS, 10 Mart 2022 tarihinde dosyaya kazandırılmış."

'TOLGAHAN DEMİRBAŞ'LA İRTİBATIM YOK'

Aykal şöyle devam etti: "Tolgahan Demirbaş ile herhangi bir irtibatımın olmadığı, hatta Tolgahan'la ilişkili herhangi bir kişiyle dahi irtibatım olmadığı ortaya çıkmıştır. Buna ilişkin olarak konuya ilişkin muhatap diğer kişinin beyanları da malumunuzdur. Bu somut deliller ışığında tarafıma yöneltilen bu iddiayı hiçbir suretle kabul etmiyorum. Bu değerlendirmenin gerçek dışı ve hatalı olduğu hususunu somut delillerle birlikte bir kez daha arz etmek istiyorum. Şimdi bu söz konusu diyaloğun gerçekleştiği tarihten yaklaşık 27 gün sonra sanık Tolgahan Demirbaş, şüpheli Suat Kurt'ta maktule ait birtakım bilgiler talep ediyor. Söz konusu bu bilgi taleplerini yaklaşık 37 saat sonra Fatih Yılmazoğlu tarafından geri dönüş yapılıyor, bilgi veriliyor. Bu talepler konusunda Tolgahan Demirbaş yarışma içeriklerinde 'hemen' şekliyle bir ibare kullanılıyor. 37 saatlik zaman zarfında birden fazla sorgulamanın akıbetini soruyor. Her ne kadar somut delillerle aksini ispat etmiş olsam da şayet bu bilirkişi bu değerlendirmesine bir anlığına doğruluğunu kabul edecek olsak, bu bilgiyi Tolgahan benden değil de herhangi bir başkasından temin etmeye gitsin sayın başkanım."

'AİLEMDEKİ İNSANLAR HAKARET ALTINDA KALIYOR'

"Bunu makul karşılamaya çalışsak, bu kadar uzun bir süre niye beklesin?" diyen Mustafa Ensar Aykal, "Ayrıca yine aynı bilirkişi raporu içerisinde muhtelif tarihlerde toplanan Tolgahan Demirbaş'ın başkaca kamu görevlileri de dahil olmak üzere taleplerde bulunduğu, bilgi alabildiği görülüyor. Şayet böyle bir bilgi birisi tarafından Tolga'ya verildiyse dahi bunu bile bilmiyoruz. Bunun muhatabı ben değilim. Bu konuda bir araştırma yapılmadı" ifadelerini kullandı.

Hakkında etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyleyen Aykal, "Şahsımla ilgili etkin bir soruşturma yapılmamıştır. Yargılama 'şüpheden savcı faydalanır' ilkesine dönüştü. Bir yargılama esasına dönüştü. Suçsuzluğumu ispatlamaya çalışıyorum. Dünyanın neresinde böyle bir ceza yargılaması var? Artık canımız yanıyor. Çünkü çok fazla iftiraya maruz kalıyoruz. Sadece şahsım değil ailemdeki insanlarda töhmet ve hakaret altında kalıyor" dedi.

Polis memuru olan eşinin de mobbinge uğradığını öne süren Mustafa Ensar Aykal, "Ben adı geçen şahsın tespit ve yakalanmasında görev aldım. Olay öncesi ve sonrasında hiçbir dahilim, etkim, ilgim, alakam yoktur. Olay günü Tolgahan Demirbaş'ı aramadan önce idari amirlerime bilgi verdim. Bu olaydan sayın savcılarımızın da bilgisi vardır. Bugün çıkıp bilgimiz yok desinler. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" diye konuştu.

'SANIKLAR ÜZERİNDE BASKI KURULMAYA ÇALIŞILIYOR'

Tutuklu sanık MHP’li avukat Serdar Öktem’in avukatı Oğuzhan Bilgin, "Önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz. Atılı suçlamaları kabul etmiyoruz. İddianamede ve mütalaa yok hükmündedir. Siyasi figürler müşteki tarafında yer almaktadır. Sanıklar üzerinde baskı kurulmaya çalışılmaktadır. Pazartesi günü müştekiler tarafından bir kişi, sanık Eray Özyağcı’ya hakaret etti, küfür etti. Şahıs kimdir bilen yok? Bizim müştekilere soru sormamız engelleniyor. Müvekkilim hangi gerekçeyle tutukludur? Müvekkilimin bugün acil tahliye edilmesi gerekir" dedi.

Sanık Öktem'in bir diğer avukatı Batuhan Mastı da "Bu dava bir kumpas davasıdır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanık Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'in avukatı Betül Yüksel, "Müvekkilin beyanlarına iştirak ediyoruz. Emre Yüksel bu dosyaya yerleştirilmeye çalışılıyor. Müvekkilimin maktulle tanışıklığı yoktur" şeklinde konuştu.

Yüksel, Franz Kafka’nın "Dava" kitabına Josef K.’nın tutuklanması olayına atıf yaparak, "Bu konu Emre Yüksel’in durumunu tam olarak özetlemektedir. Müvekkilimin beraat etmesi haktır, hakikattır, muhakkaktır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bizim hukukun üstünlüğüne inancımız tamdır. Müvekkilimin beraatini ve tahliyesini talep ediyorum" dedi. 

'MÜŞTEKİLER YANDAŞ TELEVİZYONLARLA KARALAMA KAMPANYALARINDA BULUNUYORLAR'

Sanık Yüksel'in bir diğer avukatı İsmail Küçük de "Emre Yüksel'in sanık olması için gerekli delil yoktur. Neden burada olduğumuzu anlamış değiliz. Yoğun bir manilüpasyona maruz bırakılıyoruz. Kamuoyu kasıtlı olarak yanlış bilgilendiriliyor. Biz cevap hakkımızı kullanmak istiyoruz. Dışarıya bambaşka bir yansıtılıyor. Müvekkilimin bir an önce tahliye edilmesini ve beraat kararı verilmesini talep ediyorum" ifadesini kullandı. 

Tutuksuz sanık Erdem Karadeniz'in avukatı Egehan Poyrazoğlu da "Müştekiler yandaş televizyon kanallarıyla karalama kampanyalarında bulunuyorlar. Selma Ateş, Erdem abi olmak üzere buradaki sanıklara beddualarda bulundu. Kendisine başsağlığı dilendiğinde ‘çocuklarınızdan çıksın’ diyerek hakaret etmiştir. Erdem abinin babası kendisi cezaevinde yatarken vefat etmiştir. Bizim müvekillimiz 18 aydır suçsuz bir şekilde müştekilerin kamuoyu baskıysıyla tutukludur. Erdem abinin babasını son kez görmemesine katkı sunanları Allah’a havale ediyoruz. Beraat kararı verilmesini talep ediyorum" diye konuştu.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi Eray Özyağcı’nın dün gazeteci Murat Ağırel, Timur Soykan ve Barış Pehlivan’a eliyle ''tetik'' işareti yaparak, "DHKP-C’liler sizinle görüşeceğiz" sözleriyle ilgili ''hakaret ve tehdit suçlarından'' Ankara Batı Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Duruşmaya, sanık avukatlarının savunmasıyla yarın saat 09.00'da devam etmek üzere ara verildi.

(ANKA HABER AJANSI)