Sınav kitaplarında yüksek fiyatlar: Her adımı maliyet

Son yıllarda kitap fiyatlarındaki artış, özellikle sınavlara hazırlanan öğrencileri büyük bir zorlukla karşı karşıya bırakıyor. Bu durum eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da belirgin hale getiriyor.

Fotoğraf: Gazete Duvar
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik sorunlar ve yüksek enflasyon rakamları, kitap fiyatlarına da yansımış durumda. Özellikle LGS, YKS, KPSS ve ALES gibi sınavlara hazırlık sürecinde öğrencilerin en çok ihtiyaç duyduğu kaynak kitapların fiyatları son zamanlarda ciddi bir artış gösterdi. Bu durum, birçok öğrencinin bu kitaplara ulaşmasını zorlaştırırken, eğitimde fırsat eşitsizliğini de beraberinde getiriyor.

Sınavlara hazırlık kitaplarının kitapçılarda ve internet satış mağazalarında fiyatları ufak değişiklikler gösterse de genel olarak tablo aynı. Tek bir kitabın fiyatı 500 TL’yi geçebiliyor. Kitap fiyatlarındaki bu artışın nedenleri arasında, döviz kurlarındaki yükseliş, kâğıt ve baskı maliyetlerindeki artış gibi faktörler gösteriliyor. Bu durum hem yayınevlerini hem sınava hazırlananları hem de özel eğitim kurumlarını zor durumda bırakıyor.

KPSS'ye hazırlanan Turan Atiş, kitap alabilmek için günübirlik işlerde çalışıyor.

‘BU KİTAPLARI ALABİLMEK İÇİN GÜNÜBİRLİK İŞLERDE ÇALIŞTIM’

Turan Atiş, geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girenlerden. Bir yılını bu sınavı kazanıp memur olarak atanmaya adayan Atiş, kaynak kitap satın alabilmek için geceleri bir oyun salonunda çalışmak zorunda kaldığını söylüyor. “Biz o kitapları alamıyoruz, sadece bakabiliyoruz. Ben bu kitapları alabilmek için günübirlik işlerde çalıştım. Geceleri bir oyun salonunda çalışıyordum. İşe gece saat 22.00’de gidip, sabah 10.00 gibi çıkıyordum. 300-400 TL kazanmışsam, gidip onunla da kitap alıyordum. Hafta sonunu da ikiye ayırıyordum. Cumartesi günleri işe gidiyordum, pazar günleri ders çalışıyorum. Geçtiğimiz hafta sonu sınava girdim. Eğer sınavı kazanamazsam harcamış olduğum para belki boşa gitmiş olacak ve tekrardan sınava hazırlanmaya başlayacağım. Ama bu kez kitaba verdiğim para, iki katına çıkmış olacak.”

2024 yılında Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavına yaklaşık 1 milyon öğrenci, Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) yaklaşık 3 milyon öğrenci, lisans ve ön lisans düzeyindeki KPSS oturumlarına ise 3 milyona yakın memur adayı katıldı. Milyonlarca adayın birbiriyle yarışmak zorunda kaldığı bu sınavlara hazırlık sürecinde, kaynak kitaplar büyük bir rol oynuyor. Ancak maddi durumu el vermediği için bu kitapları alamayanlar, rakiplerinin gerisinde kalabiliyor.

Eğitimci Lokman Tekin

‘BU KİTAPLARI ALAMAYAN ÖĞRENCİLER REKABET EDEMİYOR’

Eğitimci Lokman Tekin de bu fırsat eşitsizliğine dikkat çekiyor: “Bazı öğrenciler bu kitapları alabilirken, bazıları alamıyor. Öğrenciler birçok farklı yayının kaynaklarını kullanıp sınava hazırlanması gerekirken, çoğu zaman en fazla iki yayına erişebiliyor. Öğrenciler arasında ciddi bir rekabet farkı ortaya çıkıyor. Bu kitapları alamayan öğrenciler rekabet edemiyor. Bu durum, son zamanlarda çok keskin bir çizgi olarak ortaya çıkıyor.”

‘BİR KİTABIN FİYATI, YIL İÇİNDE 4 KATINA ÇIKABİLİYOR’

Bir özel kursun da yöneticisi olan Tekin, kaynak kitap fiyatlarındaki artışın kurs ve özel okulları da zor durumda bıraktığını söylüyor: “Kaynak kitaba yılda birkaç kez zam geliyor. Sene başında anlaştığımız kaynak kitabın fiyatı, yıl içinde dört katına kadar çıkabiliyor. Kaynak, sadece kitap değildir. Öğrencinin kullanmış olduğu kâğıt bile kaynak olarak değerlendiriliyor. Bunların tümünün fiyatında çok ciddi oranlarda yükseliş var. Bu sorun özel okulları ve kursları da etkiliyor. Daha önce bu kurumlar öğrencilerine 30 kitap veriyorken, bunun sayısı yarıya kadar düşmüş oluyor. Öğrenci, geri kalan yarısını da ayrıca almak zorunda kalıyor. Bu durum hem kurumlar için hem de öğrenciler için ayrı bir külfet.

Peki kitap fiyatlarındaki bu artışın sebebi ne? Bu sorunun cevabını Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk veriyor. Kocatürk, bir kaynak kitabın, yayınevindeki hazırlık aşamasından baskı sürecine, dağıtım sürecinden raflardaki yerini alıncaya kadar uzanan hikayesini anlatıyor.

Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk
FİYAT ARTIŞININ NEDENİ: DIŞA BAĞIMLILIK

Kocatürk, kitap fiyatlarını en fazla etkileyen unsurlardan birinin kâğıt ve baskı teknolojisinde dışa olan bağımlılık olduğunu söylüyor. Ancak yalnızca bununla da sınırlı kalmıyor. İçeriklerin telif ücretleri, grafik ve tasarım maliyeti, lojistik, personel giderleri ve daha fazlası kitap fiyatlarının sürekli olarak artmasına etki ediyor.

Kocatürk bu durumu şöyle açıklıyor: “Yayıncıların en çok zorlandığı şey kitap fiyatlarını belirlemektir. Bugün Türkiye’nin kâğıt üretimi yok. Kağıtlarımızın hepsi ithal. Matbaada kullanılan kalıp ve boya gibi malzemeler de ithal. Yani hepsi dövize bağlı. Öte yandan işçilik maliyetleri, elektrik, vergiler ve diğer birçok maliyet kalemi uçmuş durumda. Bizim döviz bazında maliyetlerimiz yüzde 85 artarken, kitap fiyatlarında yine döviz bazında yüzde 15’lik bir gerileme oluyor.”

‘NEDEN KÂĞIT ENDÜSTRİSİNDEN VAZGEÇTİ BU ÜLKE?’

Kâğıtta fiyat artışının en önemli sebebinin, özelleştirmeler olduğunu söyleyen Kocatürk, “Özelleştirilen 13 tane kâğıt fabrikasından sadece 3 tanesi kâğıt üretiyor. Geri kalanların makinaları, arsaları satılmış. Neden kâğıt endüstrisinden vazgeçti bu ülke? Böyle bir yapının içinde, kitap fiyatlarının yükselmesi konusu, bence en son konuşulması gereken konudur. Hani ‘yerli ve milli ekonomi’ diyoruz ya, ben öyle bir ekonomi görmüyorum. Eskiden, matbaalarla yıllık anlaşma yapıyorduk. Fakat artık her hafta maliyetler değişiyor. Bu yüzden her bir kitabı bastığımızda ayrıca anlaşıyoruz.”

KİTABIN YOLCULUĞU: HER ADIMI MALİYET

Kocatürk’ün verdiği bilgiye göre; basılacak olan bir kitap, sınava hazırlık kitabı ise bunun için daha önce çıkmış sorulara da ihtiyaç duyuluyor. ÖSYM tarafından düzenlenen bu sınavlara ait çıkmış sorular, yüksek bedeller karşılığında yine ÖSYM’den para ile satın alınıyor.

Kitapta kullanılacak olan fotoğraf, resim, grafik, tablo ve diğer görsel materyaller için de eser sahiplerine ayrı ayrı ödemeler gerçekleştiriliyor. Kapak tasarımı da tamamlanan kitap baskıya girdiğinde ise daha yüksek bir maliyetle karşılaşılıyor.

Baskısı tamamlanan kitaplar, dağıtım firmaları tarafından kitapçılara ulaştırıyor. Ancak bu süreçte hem dağıtım firmalarının kâr payı üzerine ekleniyor hem de lojistik masrafları da yine kitabın üzerine bindiriliyor.

Nihayetinde bir kitap rafa ulaştığında, bu kez kitapçının kâr payı üzerine ekleniyor. Bu kâr payı, çoğu zaman önerilen satış fiyatının üzerine de çıkabiliyor. Bunda da asıl etken, yüksek kira fiyatları, faturalar, personel giderleri, vergiler ve diğer maliyetler oluyor.

Yani bir kitap hazırlandığı andan raftaki yerini alana kadar, her aşamada üzerine maliyet ve kâr payları ekleniyor. Durum böyle olunca, yayınevinden çıkıp kitapçıya kadar gelen bir kaynak kitabın fiyatı üç katına ulaşabiliyor.

MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİ

Öğrenciler ve veliler kadar yayınevleri de zor günler geçiyor. Bunun en büyük nedenleri arasında müfredat değişiklikleri yer alıyor. Kocatürk, bu durumun yayınevleri üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi şu şekilde anlatıyor: “Bu iktidar döneminde birçok kez müfredat değişikliği oldu. Aynı iktidar döneminde… Bu ne demektir biliyor musunuz? Bakın, 2018 yılında üniversitelere giriş sınav sistemi değişti. 100 milyon kitap çöpe gitti. Bunun ülke ekonomisine verdiği zararı düşünün. Eğitim yayıncıları, sürekli ‘müfredat değişirse’ kaygısı taşıyorlar. Şimdi 1, 5 ve 9’uncu sınıfların müfredatı değişti. Yakında hepsinin değişecek. Düşünsenize kaosu… Bu yeni müfredata göre, tekrardan kitap yazılacak, basılacak ve piyasaya sunulacak.”

Artan maliyetlerin yayınevi çalışanlarını da zor durumda bıraktığına dikkat çeken Kocatürk, Türkiye’nin en entelektüel, en kültürlü insanları yayıncılık sektöründe çalışıyor. Ancak maalesef, asgari ücretin bir tık üzerinde maaş alıyorlar. Yayıncılık, bir içerik üretme işidir işin bu kısmının çok göz ardı edildiğini düşünüyoruz” diyor.