Sinema yazarları seçti: Pandemi döneminin en iyi 5 filmi
Hayatın her alanında alışkanlıkların değiştiği pandemi döneminin en iyi 5 filmini sinema yazarlarına sorduk. Sinema yazarlarına göre pandemi döneminin en iyi filmleri…
DUVAR - Korona virüsü salgınının en çok etkilediği sektörlerden biri de sinema oldu. Yeni filmler çekilemedi, çekilen filmlerin gösterim tarihleri ertelendi ve sinema salonları kapandı. Her ne kadar “Film sinema salonunda izlenir” diyen izleyiciler olsa da gerek karantina dönemleri, gerek teknolojinin sağladığı kolaylıklar ve çevrimiçi film izleme platformlarının artmasıyla pandemide koltuklar seyircisiz kaldı.
Hayatın her alanında alışkanlıkların değiştiği pandemi döneminin en iyi 5 filmini sinema yazarlarına sorduk. Sinema yazarlarına göre pandemi döneminin en iyi filmleri…
Nil Kural
Bu yıl, Berlin Film Festivali’nde prömiyer yapan Dominik Graf’in “Fabian veya Bok Yoluna Gitmek”i.
Japon sinemasının genç yaratıcılarından Ryusuke Hamaguchi’den iki film: Berlin’de yarışan “Wheel of Fortune and Fantasy” ve Cannes’da ana yarışmada prömiyer yapan “Drive My Car”.
Diğer bir Cannes ana yarışma filmi olan Kirill Serebrennikov’un “Petrov’s Flu”su.
Joanna Hogg’un yönettiği “Souvenir Part II”.
Fırat Yücel
Pandemi süresince sadece -çoğunlukla belgesel odaklı- film festivallerini takip ettim. Documentarist'te FIPRESCI ödülünü de kazanan Arami Ullón imzalı “Güneş Hariç Hiçbir Şey” bu dönemden aklımda yer eden belgesel oldu.
Türkiye yapımı olarak da daha çok belgeseller dikkatimi çekti; “Maddenin Halleri”, “Atık Sözlüğü: Tanımların ve İmajların Geri Dönüşümü”, “Ah Gözel İstanbul”, “Rüzgar Tayı”, “Miss Holokost Survivor”, “Hayalimdeki Sahneler”, “Mimaroğlu”, “Donuk Bakışlar”, “Hem
Müslüman Hem Feminist”, “Gurbet Artık Bir Ev” gibi belgeselleri sayabilirim.
Seray Genç
Özellikle bir sıralama yapmadan ilk aklıma gelen filmleri, başta belgesel filmleri şöyle aktarabilirim hemen. Mezun olmak üzereyken evlerine kapanmak zorunda kalan tiyatro öğrencilerinin kendi çektikleri görüntülerle, mezuniyet oyunlarına hazırlanma sürecinde birbirleriyle, kendileriyle, evde ve Zoom’da yaşadıklarını samimi bir biçimde aktaran Rıdvan Karaman’ın “Coronameron”u.
Artık duyamadığımız sesler eşliğinde, boş bomboş mekanlarda, sokaklarda bir mim sanatçısı gibi dans eden karakteriyle Covid-19 döneminin ıssız Viyana’sını anlatan Fesih Alpagu’nun “Covid 19 – Vienna 20” kısa belgeseli. Bir maç skoru gibi olan ismiyle şehir ve yaşamın pandemiye üstün geleceği umudunu hissettiriyor bize.
Firouzeh Khosrovani’nin kendi aile hikâyesiyle beraber daha önce hiçbir yerde görmediğimiz görüntü ve fotoğraflarla ve eksilen, değişen eşyalarıyla bir evin temsiliyetinde bir ülkenin yarım yüzyılını anlattığı “Radiograph of a Family” belgeseli.
Yine İran’dan Sara Khaki and Mohammad Reza Eyni’nin pandemi döneminde evine kapanan bir çiftin yeni yılı nasıl karşıladığını anlatan “Our Iranian Lockdown” belgeseli.
Pek çok başka film sayabilirim, bu listeye bir de kurmaca film, Ümit Ünal’ın “Aşk Büyü vs.” filmini dahil ederim.