Hollywood'a kafa tutan çınar

Hollywood'un usta oyuncularından Kirk Douglas, yakında bir asrı geride bırakıyor. Douglas, bazen kibirli bir boksör, bazen acar bir gazeteci ama hep muhalif bakışlarla izleyicinin karşısına çıkan bir aktör oldu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yakında 100 yaşına girecek olan Kirk Douglas'ın çağdaşlarından uzun süre yaşamasına şaşırmamalı. Holywood yıldızı, beyaz perdedeki en ünlü rollerinde hep hayatta kalanları canlandırdı. Şansı yaver gitmeyen bir yapımcı da olsa (The Bad and the Beautiful), cezasını çeken kibirli bir boksör de olsa (The Champion), kariyerini tekrar yükseltecek haberin peşinde koşan bir gazeteci de olsa (Ace in the Hole), ya da bir köle isyanının lideri de olsa (Spartacus) Douglas'ın karakterleri her zaman engin bir içsel dürtüyle hareket eder. Vazgeçmezler. Aktörün hangi filmine bakarsanız bakın (Western, melodram ya da gangster filmi fark etmez), ifadesi hep aynıdır. Muhalif ve öfkeli bir biçimde bakar karşısında ne olursa olsun.

GEÇİCİ İŞLERDE ÇALIŞTI

Douglas, 9 Aralık 1916'da Issur Danielovich adıyla New York eyaletinin Amsterdam şehrinde doğdu. Ailesi Amerika'ya Beyaz Rusya'dan gelen göçmen bir aileydi. Yahudi pogromundan kaçan Danielovich ailesi Amerika'ya geldikten sonra soy isimlerini Demsky olarak değiştirdi. Bu nedenle Douglas çocukken Izzy Demsky adıyla biliniyordu. Aktörün çocukluğu ve gençliği Amerikan rüyasını gerçekleştirme isteğiyle geçti. Eskicilik yaparak geçimini sağlayan bir babanın oğlu olan Douglas lisede oyunculuğa olan hevesini ve yeteneğini keşfetti. Pek çok geçici işte çalıştıktan sonra üniversiteye girebilecek kadar para biriktirdi. Üniversiteyi bitirdikten sonra da Amerikan Sahne Sanatları Akademisi'nden burslu kabul aldı.

10 YILDA YILDIZ OLDU

Douglas'ın ilk büyük çıkışı sınıf arkadaşı Lauren Bacall'ın sayesinde oldu. Bacall, Douglas'ı yapımcı Hal Wallis'e tavsiye etti ve Wallis o zamanlar ünlü olmayan oyuncuyu Broadway'de sahnede izledi. Douglas'ın sahnedeki performansından çok etkilenen Wallis, Lewis Milestone'un The Strange Love of Martha Ivers (1946) filminde Barbara Stanwyck'in karşısında oynaması için oyuncuyla anlaştı. Douglas filmde romantik bir baş karakteri değil, aksine yardıma muhtaç, alkolik kocayı oynuyordu. Bu filmdeki göz dolduran performansının ardından Douglas, Out of the Past ve I Walk Alone filmlerinde oynadı. 10 yıl içinde yerini sağlamlaştıran Kirk Douglas, bir Holywood yıldızı olarak Champion, Lust for Life, The Bad and the Beautiful gibi filmlerle çok kere Oscar'a aday olacaktı.

Beyaz perde oyuncusu olarak Douglas iki farklı oyunculuk geleneğinden beslendi. Holywood'a ilk geldiğinde eski stüdyo sistemlerinin son zamanıydı. Bu dönemde sektörün en önemli yıldızları Bacall, Linda Darnell, Jane Greer ve Ann Sothern ile karşılıklı oynadı.

SPARTACUS'Ü YAZDIRDI

Douglas kariyerinin ilerleyen yıllarında kendi yapım şirketini kurdu. Bu dönem Holywood'un antikomünist politikalarına karşı ses çıkaran bir isim olan Douglas, komünist olduğu söylenen Dalton Trumbo'ya Spartacus filminin senaryosunu yazdırdı. Ayrıca Stanley Kubrick, Billy Wilder, Howard Hawks ve Elia Kazan gibi döneminin en önemli yönetmenleriyle çalıştı.

Kaynak: Independent