Suikastçinin 'Nazi' aşkı
Gizli ajan Mieke’nin güzelliğini gizemle besleyerek bir tempo yaratmaya, hikayeyi çekici hale getirmeye çalışıyor yönetmen Leveaux. Film son derece ruhsuz bir şekilde ilerliyor.
Esra Karataş [email protected]
DUVAR - Britanyalı tiyatro yönetmeni Alan Judd'ın 2003 yılında yayımlanan The Kaiser's Last Kiss isimli kurgusal romanından yola çıkarak beyazperdeye aktardığı İstisna / The Exception, Hitler Avrupası’na götürüyor izleyiciyi.
İstisna, İkinci Dünya Savaşı’nın karanlık yıllarına romantik bir bakış açısı getirmeye çalışıyor. Tahttan düşürülmüş Hollanda kralı ve meydana gelebilecek bir suikastı önlemekle görevli Nazi subayının, güzelliği ile büyüleyen hizmetçi kıza karşı gösterdikleri “istisnai” bir durum üzerinden anlatıyor hikayesini. Film bize savaşı tarif etmeye yarayacak mekanları göstermekten çok onu hissetmeye yönelik bir anlatımı tercih ediyor.
Yönetmen izleyiciyi Hollanda kırsalında bir malikanenin odalarına kapatarak, temposu düşük, sürprizi olmayan filmle sınırlıyor. Gizli ajan Mieke’nin güzelliğini gizemle besleyerek bir tempo yaratmaya, hikayeyi çekici hale getirmeye çalışıyor Leveaux. Tempoyu güzelliğiyle dikkatleri çeken bir kadın üzerine yükleme yanılgısına düşerek, yakalamak istediği başarıya ulaşamıyor. Film son derece ruhsuz bir şekilde ilerliyor.
Yüzbaşı Stefan Brandt, Hollanda'ya sürülen eski kral Kaiser Wilhelm II'yi korumakla görevlendirilir. Görev yerine ulaşır ulaşmaz karşısına hizmetçi kız güzelliğiyle derhal dikkatleri üzerine çekiyor. Kaiser’le kısa bir tanışmanın ardından kalacağı müştemilatta gönderilen yüzbaşının malikanedeki yaşamı hızla değişiyor. Hemen söyleyelim ki, tüm bu değişiklikler bizi ikna edecek bir zeminde gerçekleşmiyor. Savaşa romantik bir bakış açısıyla bakmaya çalışan yönetmenin bu çabası iyi niyetli bir çabadan öteye gidemiyor. Filmin dramatik altyapısını sağlam bir temele oturtmayı başaramıyor Leveaux.
HİZMETÇİ KIZIN NAZİ SUBAYI AŞKI
Bizi hiç bir şekilde ikna etmeyen suikastçı hizmetçi kız ve Nazi subayının aşkı ve her ikisinin Kaiser’le olan ilişkisi çelişkilerle dolu. Başta hizmetçi kızla Kaiser arasındaki ilişkinin biçimine karar veremiyoruz. Flört mü ediyorlar, baba kız ilişkisi mi var aralarında? Ya da daha sonra mı başka noktalara evrildi bu ilişki?
Karakterlerin gelişimini izlerken tüm bunlara bir cevap bulamıyoruz. Nazi subayı yapılabilecek bir suikastı engellemek gibi son derece önemli bir görevi ifşa ederken, kolayca tam karşı yöne kayıp duygusal zayıflıklar gösteriyor. Subayın bu yönünü tanık olduğu bir katliamdan arta kalan izler olduğunu öğreniyoruz ancak bu da filmin zayıf bir ayrıntısı olarak yerini alıyor.
Tüm bu dramatik altyapı iyi işlenmediği için, yaratılmaya çalışılan gergin bekleyiş, ilişkilerin alacağı biçim, suikastın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da bu birbirine “istisnai” davranan ilişkiler ağının varacağı gizemini yitiyor.
Filmin belki en çarpıcı yanı üst düzey Nazi görevlisi, Heinrich Himmler'in hasta ve engelli çocukları ortadan kaldırmak için kullanılan yöntemde kimi hemşirelerin ellerinin titreyip görevini gereken hızda yerine getirememeleri konusundaki soğukkanlı aktarımı oluyor. Belki filmin en gerçek yanı bu sahne. Kaiser’in Hitler’i eleştiri kabul etmeyen bir lider, deli olarak tanımlaması da onu sevimli kılmıyor. Yönetmen Kaiser’e bir takım olumlu davranış biçimleri yakıştırarak onu gözümüzde sevimli kılmaya çalışması bizi ikna etmekten çok işin sınıfsal yanına manasız bir darbe oluyor ancak.
Nihayetinde izlemesi zor bir yolculuğa dönüşüyor İstisna.
YÖNETMEN: David Leveaux
SENARYO: Simon Burke
UYARLAMA: Alan Judd (The Kaiser’s Last Kiss)
OYUNCULAR: Lily James, Jai Courtney, Christopher Plummer, Janet McTeer