Cinayeti gördük!
Filmin trende geçmesi, kapalı mekanların, maun mobilyaların etkisi cinayeti besleyen önemli etkilerden biriydi. Ancak yönetmenin hesaplaşmayı dış mekana taşıması ve karakterleri İsa’nın son yemeği gibi tablo ile finale ulaşması filme derinlik kazandırmaktan çok son sahnedeki etkisini azaltıyor.
Esra Karataş [email protected]
DUVAR - Agatha Christie'nin 1934 tarihli romanından bir kez daha uyarlanan Doğu Ekspresinde Cinayet / Murder on the Orient Express Kenneth Branagh imzasını taşıyor. Baranagh, filmin başat karakteri dedektif Hercule Poirot rolünü de üstleniyor. 1974 yapımı Sidney Lumet imzalı filmin ilk versiyonuna karşın dedektif Poirot karakteri bu kez daha fazla göz önünde bulunuyor.
Film henüz ilk karesinden itibaren farklı bir başlangıç yaparak başlıyor. Oldukça eğlenceli, hareketli yapılan başlangıçla dedektif Poirot’nun düzen, simetri ve kusursuzluk takıntılarını görmemizi sağlıyor yönetmen. Kahvaltısındaki yumurtaları boyları, sofrasının en ince ayrıntısına kadar ölçülü bir şekilde düzenlenmesi bize Poirot hakkında ilk izlenimleri veriyor. Kahire’de işlenen bir suç olayını aydınlatan Poirot’ya ilişkin ilk fikirler filmin eksenini dedektifin üzerine çekerek daha sonra izleyeceğimiz cinayet olayını baştan ikinci plana atıyor. Yönetmen ilgiyi Poirot’nun üzerine çekerek cinayete ilişkin ipuçlarını bir parça da olsun gizlemeyi planlıyor. Tüm hikaye cinayetten çok Poirot karakterini tanımamız üzerine kurgulanmış görünüyor.
KAHİRE'DEN ORİENT EXPRESS'İNE: DÜŞEN RİTM
Kahire’de başlayan hikaye İstanbul’dan Paris’e hareket eden Orient Express’te biraz daha ritmi düşürüyor. Ancak bazı dış mekan çekimleri, kameranın trenin dışına çıkarak ona tepeden ve yataydan bakarak yakınlaşması, raydan çıkan tren baş döndürücü bir etki yaratıyor. İstanbul Salacak’tan vapura binen dönemin ünlü Hollywood yıldızlarının aksine karakterlerimiz Sirkeci Garı’ndan trene binerken ilk çekimlerdeki ritmin hızını aynı şekilde koruyorlar. Tren Gar’dan ayrılırken tepeden eski bir İstanbul çekimiyle yolculuğumuza başlıyoruz.
Birbirini tanımayan, belki de birbirlerini bir daha hiç görmeyecek 13 kişi bir yolculuğa çıkıyorlar. Cinayete kurban gidecek olan işadamımız Ratchett (Johnny Depp), uşağı Masterman (Derek Jacobi), sekreteri Hector MacQueen (Josh Gad), Beyaz Rus Prenses Dragomiroff (Judi Dench) ve hizmetçisi Hildegarde Schmidt (Olivia Colman), Dr Arbuthnot (Leslie Odom Jr) ve aşığı Mary Doblenham (Daisy Ridley), Alman profösör Gerhard Hardman (Willem Dafoe), önceki günahlarının bedelini misyoner olmakta bulan Pilar Estravados (Penélope Cruz), şen dul Bayan Hunbat (Michelle Pfeiffer), balet Count Andrenyi (Sergei Polunin) ve depresif eşi Kontes Andrenyi (Lucy Boynton), tüccar Marquez (Manuel Garcia-Rulfo) ile yolculuğumuz başlıyor.
IRKÇILIĞA KARŞI ALINAN TAVIR
Bu yeni versiyonun kurgusunda ve karakterlerinde ilkine göre bazı farklılıklar var. Kurgusu, hareketli bir aksiyon filmi havasında. Karakterler daha net çizgilerle çizilmiş. Siyahi doktora yer vererek ırkçılığa karşı bakış açısını ortaya koyması filmin önemli farklılıklarından. İlk versiyonda bu karakteri Sean Connery canlandırmıştı. Fakat bu tercih bana inandırıcı gelmedi. İki karakterin yaptıkları yürüyüşlerde bir kaç kez geçen Stalin ile ilgili konuştuklarını söylüyor. Buradaki Stalin vurgusunun havada kaldığını söylemeliyim. Branagh’ın karakterleri işleyişi daha agrasif. Hepsi duygularını, ihtiraslarını gizleyemiyorlar. Kendilerini açıkça belli etmeleri Poirot’nun aklını bir parça karıştırmaya yetiyor. Hayatı siyah ya da beyaz gören biri için hayli zorlayıcı bir süreç Ratchett cinayeti.
Trende Charles Dickens’ı büyük bir keyifle okurken yapacağı ve aslında belki de hiç yapamayacağı tatili düşünen kahramanımız Hercule Poirot, ünlü bıyıkları, biryantinli saçları ile artistik yanları ilkine göre daha kuvvetli. Albert Finney’in canlandırdığı Hercule Poirot benim için daha inandırıcıydı.
Filmin trende geçmesi, kapalı mekanların, maun mobilyaların etkisi cinayeti besleyen önemli etkilerden biriydi. Ancak yönetmenin hesaplaşmayı dış mekana taşıması ve karakterleri İsa’nın son yemeği gibi tablo ile finale ulaşması filme derinlik kazandırmaktan çok son sahnedeki etkisini azaltıyor. Bu sahnenin zorlama, Bayan Hunbat karakterinin çok teatral bulduğumu ve en önemlisi izleyiciyi filmin ekseninden uzaklaştırdığını düşünüyorum.
Kurgusu, dış mekan çekimleri, bu kadar yetkin oyuncunun arz-ı endam ettiği Doğu Ekpresinde Cinayet en nihayetinde heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor izleyenleri. Kaçırmayın derim.
Yönetmen: Kenneth Branagh
Roman: Agatha Christie
Senaryo: Michael Green
Oyuncular: Kenneth Branagh, Johnny Depp, Willem Dafoe, Penélope Cruz, Michelle Pfeiffer, Judi Dench, Josh Gad, Daisy Ridley, Leslie Odom Jr.
Yapım Yılı: 2017
Süre: 1s. 54dk.